** bir tanıtım yazısıdır; bugünlerde okunması gereken bir roman.
Dalga. Gel- git. Bize getirdikleri ve bizden götürdükleri. Yaşanmış, gerçek bir hikâye bu. Bir kötülük deneyi. Korkutucu. Peki sadece bir deney mi, hayır. Daha önce yaşandı, dünyanın var olduğu ilk günden bu yana yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. En korkutucularından birisi Nazi Almanyası ve Hitler’di. Dünyanın başına gelmiş en büyük felaketlerden, en büyük insanlık kıyımı. Sadece Hitler’in kötülüğü değil, onu o noktaya getiren Alman halkının, ses çıkarmayan herkesin ortak suçuydu yaşananlar. Bu yüzden her şey bittiğinde – o yaşananlardan, kıyımlardan, gaz odalarından, faşizm naralarından sonra, bitti mi peki tüm bunlar diye sorsak da- faşizmin askerleri bile mecburen emirleri yerine getirdik diye kendilerini aklamaya çalıştılar. İşte Dalga, tüm bu soruları yeniden sorup, bir toplumun nasıl gözünün dönebileceğini ortaya koyuyor.
Gordon Lisesi’nde Ben Ross’un İkinci Dünya Savaşı’nı incelerken Naziler hakkında bir film izletmesiyle başlar her şey. Öğrencilerin, Nazilerin toplama kamplarında uyguladığı vahşeti izlemelerinin ardından sordukları sorularla Ben Ross’u etkilemesi korkunç bir deneye yol almalarına neden olur. “Bütün Almanlar Nazi miydi, neden hiç kimse onları durdurmaya çalışmadı?” sorularının peşine takılırlar. Sınıftaki sessiz sakin, başarısız, herkesin sataştığı bir çocuk olan Robert’e ne yaparsa yapsın bir türlü çare bulamayan Ben Ross; bu deneyle hem öğrencilerinin bu tür sorunlarını çözecek hem de sorularının peşinden gidecektir.
Derslerinden birinde Disiplin Aracılığıyla Güç kavramını tahtaya yazar ve yavaş yavaş sınıfın lideri konumuna yükselmeye başlar Ben Ross. Bundan sonraki süreçler disiplin, itaat ve emirleri sorgulamamadır. Ben Ross, tüm bunları yaparken tıpkı Hitler gibi yavaş yavaş uygulamaya koyar ve demokratik yollarla gibi göstererek bir diktatöre doğru ilerler. Sınıfına beraber olma, beraber hareket etme bilinci aşılayarak tüm farklılıkları ortadan kaldırır. Disiplinin ve verdiği emirlerin uygulandığını, öğrencilerin karşı gelmek yerine güce tapmaya başladıklarının farkına varmasıyla deneyini ileri boyutlara taşıyacaktır.
İkinci dersi Toplum Aracılığıyla Güç olarak tahtaya yazılır.
“Kendinizden daha önemli bir şeyin parçası olduğunuz duygusudur diyordu Bay Ross onlara. Siz bir akım, bir ekip, bir amaç haline geliyorsunuz. Bir şeye kendinizi adıyor, bağlanıyorsunuz.”
Sloganlar tekrarlanır ve büyük çoğunluk disiplin altına girmeye başlar. Sınıftan sadece okul gazetesini çıkaran, okulun gözde kızı Laurie kuşkulanmaya başlasa da çoğunluk Laurie’nin popülerliğini kaybetmesi karşısında hırslanmasından dolayı böyle davrandığını düşünerek onu susturur. Yeni toplum için bir simge yaratılır. Bay Ross, artık bir diktatördür.
“Simgemiz bu olacak. Dalga, değişimin işaretidir. Hareket, yön ve etki içerir. Bundan böyle toplumumuzun, akımımızın adı Dalga olacak.”
Dalga’ya ait bir selamlaşma modeli, topluluğu ayrı kılan kıyafet düzeni, Dalga üyelik kartı ve ritüeller oluşturulmaya başlanır. Topluluk üyeleri böylece bir yandan güce taparken bir yandan da kendilerini özel hissetmeye başlarlar. Lider ve fikirleri için yaşar, onun için ders çalışır, onun istediği cevaplar verirler. Okulun daima yenilen spor takımına da Dalga ruhu aşılanmaya başlanır. Dalga, artık gitgide büyüyen bir harekettir ve durmadan yeni üyeler alır. Okuldaki diğer hocalar ve azınlık bir öğrenci grubu karşı olmasına rağmen günden güne büyüyerek kontrolden çıkmaya başlar. Dalga ve dışındakiler. Ötekilere karşı nefret söylemi ve güç kullanımı. Karşısında duranı yok etme isteği. Bay Ross ise durumdan memnundur; öğrencilerdeki düzelme, ödevlerin yapılması, sorulara verilen cevaplar olumlu işaretlerdir. Ancak kendisi de uzun süre bunun korkudan dolayı olduğunun farkına varamaz ve onu uyaranlara karşı sert çıkışlar yapmaya başlar.
Üçüncü slogan ise Eylem Aracılığıyla Güç olarak ortaya konur. Bundan sonra Dalga çılgınlık halini alacak, katılmayanlara karşı şiddet uygulanacak, dışında kalanlar iyice ötekileştirilmeye hatta yok edilmeye başlanacaktır. Okul gazetesinde Laurie’nin Dalga’dan olmayan bir çocuğun gördüğü şiddeti bir mektup halinde almasıyla, iyice kuşkuları artar ve bu akımı engellemek için kendini adar. Okulda yeni katılanlar için Dalga Mitingleri düzenlenmeye başlanılır ve Dalga karşıtları bu mitinglere alınmaz. Dalga selamı vermeyen okul takımının maçlarına giremez. Okulda faşizm doruk noktalara çıkar. Toplumun diğer kalanı farklı düşüncelerini söyleyememeye, korkmaya başlar. Yalnızca Laurie direnir, okul gazetesinde bu durumu haber yapar. Ancak onun sonrasında da basına karşı çıkma ve sansür başlayacaktır.
Almanya Nazilerini anlamaya çalıştıkları bir ders sonrası başlanılan deney korkunç bir faşizme dönüşür.
Bay Ross, bir diktatör mü olacaktır? Bu kötü deney nerelere varacaktır? Laurie, durdurabilecek midir?
Neden kimse Nazileri durdurmaya çalışmadı sorusu anlaşılacak mıdır?
Neden bu kötülükleri yaptılar düşüncesi ne yöne evrilecektir?
Kuşkusuz bu roman, bir topluluğun nasıl değişebileceğinin en büyük göstergesi. Diktatöre bağlanmış insanların, kendilerini nasıl kaybettiklerini anlatıyor. Yaşadığımız bu süreçte çok iyi okunması gereken bir kitap. Üstelik maalesef gerçek. Bunlar yaşandı, yaşanıyor. Bu insanlar üstünde korkunç bir deney, kitlelerin yönetimi, farklılıkların kaybolması.
Kesinlikle okunmalı. Bir başyapıt.
** Dalga kitabı Tehlikeli Oyun adıyla filme de çekilmiş. Yer yer değişiklikler olsa da filmi de izlemenizi şiddetle öneririm. İkisi arasındaki incelememiz bir başka yazımıza kalsın.
- Todd Strasser – Dalga
- April Yayıncılık – Roman
- 160 Sayfa
- Çeviri: Dilek Belirgen Cenkciler