Antik Grek felsefesinin “mutluluk ahlakı” anlayışına göre, insanın temel ödevi olarak mutluluğa, mutlak iyiye ulaşma ödevini tamamlayan biz Türkiye coğrafyası vatandaşları için bu estetik tartışmayı başlatmayı uygun görüyorum. Artık, mutlak mutluluk ve özdeşi özgürlüğe kavuştuğumuza göre, estetik bir intihar için, uygun olanı teorileştirmek konusunda irademizi ortaya koymamız ve bu iradeyi ortaya koymazdan önce de bu problemi formüle etmemiz gerekir. Bugünün en ciddi estetik problemini formüle ederken, yataklarında huzurla sonsuz uykuya dalan Zweig ve Lotte’yi, Empire State’ten atlayarak tarihin en estetik intihar pozunu veren Evelyn McHale’i aklımızın bir kenarında tutmakta fayda var gibi.
Tartışma hakkında çeşitli pratik ve teorik eğilimler mevcut. Bir kısım teorisyenin, her evde balkon bulunamayacağı ve bunun da estetik bir zorunluluk hâlinde pencereden atlanması gerektiği sonucunu doğuracağı yönünde ısrarcı bir tavırları vardır. Buna itiraz olarak, estetik kaygılarla balkon inşasının, mimaride çığır açan bu ülkede pek de zor bir iş olmadığını savunurlar ki bu konuda pek de haksız sayılmazlar. Konuya başka açılardan yaklaşan bir azınlığın Boğaz Köprüsü ısrarı, intihar bilimciler tarafından, intiharın öznelliğini yitirmesi anlamını taşıdığı gerekçesiyle şiddetle reddedilir. Geriye kalan balkon-pencere ve çatı seçeneklerinden, çatıdan atlama olayı da olayı apartmana atfetme gibi bir anlam barındırdığı yönünden kabul görmez. Geriye kalan seçeneklerden balkon ve pencere konusunda da Deleuze’ün hangisinden atladığının muğlak olması sebebiyle bir yığın tartışma kopmuştur.
Eski çağlarda savunulan ilaçla, iple, silahla gibi kendi hayatını sona erdirme yöntemleri; günümüz Türkiye teorisyenleri tarafından ilgiye değer görülmez. Zira bu gibi ölümlerde –Zweig ve Lotte gibi örnekler dışarıda kalmak suretiyle- pek estetik kaygı bulunmaz. Günümüz açısından en kabul gören teori; iyi bir pencereniz varsa pencereden, iyi bir balkonunuz varsa balkondan atlayın saikidir. Herkes, bu teorinin pratiğe en çok alan açan teori olduğu konusunda hemen hemen hemfikirse de radikal fikirler de halen yok değildir. Pencere ve balkonun tam bir tanımlamasının yapılması gerektiği konusunda fikir öne sürenlerin haklı gerekçeleri ise, pencereli balkon gibi yeni nesil mimarilerdir. Pencere hangisidir, neye balkon demeliyiz gibi geriletici bir tartışma uzun zaman alacağından bir an önce öyle ya da böyle bir yerden atlamamız gerektiği konusu kesindir. Mutlak mutluluğa kesinkes eriştiğimiz şu günlerde, teoriler üzerinde daha hızlı düşünmemiz ve bir an önce karara varmamız elzemdir.