İlksen Utlu ile Doğan Egmont etiketiyle çıkan kitabı “Üzüntü ile Neşe, Gezerler Hep El Ele” ve çocuklara, öğrencilere ve eğitimcilere verdiği mindfulness eğitimi hakkında konuştuk.
Keyifli okumalar.
Kitabınız “Üzüntü ile Neşe, Gezerler Hep El Ele”, raflarda yerini aldı. Temel farkındalık alanlarına odaklanan bir hikâye sunuyor Leyla ve tilkisinin sürprizli yolculuğu…. Biraz bu farkındalık alanlarından ve faydalarından bahseder misiniz bize?
Kitabımda kurgu bir hikâyenin içinde ele aldığım temel farkındalık alanlarından bazıları; farkındalıkla nefes almak, dinlemek, yemek, bakmak, duyguların gelip geçici doğası ve bedenimizdeki yansımaları, beden farkındalığı ve düşüncelerimiz. Hepimizin yaşarken çoğunlukla kendiliğinden, otomatik olarak yaptığımız şeyler. Fakat bunları farkındalıkla yaptığımızda hayatımızı daha anda ve dolu dolu yaşama imkanımız oluyor. Farkındalıkla yaşamak dikkat kontrolü, duygu denetimi ve öz-farkındalık becerilerimizi güçlendirerek iyi oluş hallerimize olumlu katkılar sunuyor.

Bize kısaca kitabınızın ortaya çıkış sürecini anlatır mısınız? Çocuklar için bir hikâye yazmak hep aklınızda olan bir şey miydi?
Bir öğretmen ve anne olarak hayatın içinde öğrencilerim ve kızımla biriktirdiğim anılarımı defterlerime not etme alışkanlığım vardı. Bu alışkanlığım çocukluğumda tuttuğum günlüklerim ve yıllardır ajanda kullanmamdan beri süregeliyor. İngilizce öğretmenliği görevimden ayrılıp mindfulness eğitmeni olma sürecine girdiğimde aklımda bir gün biriktirdiğim deneyimlerden yola çıkarak çocuk hikâyeleri yazmak vardı. Yoğun bir şekilde mindfulness üzerine aldığım eğitimler, okuduğum kitaplar ve çocuklarla çalışmalarıma odaklanınca kendiğinden üzerine yazmak istediğim konu belirdi. Bütün bu süreç öğretmenlik ve annelik deneyimlerimle harmanlanınca ortaya ‘Üzüntü ile Neşe, Gezerler Hep El Ele’ çıktı.
İngilizce öğretmeni olarak başlamışsınız eğitim yolculuğunuza. Şu anda yazarlık ve mindfulness eğitmeni olarak katkı sunmaya devam ediyorsunuz eğitim alanında. Öğretmenliği özlüyor musunuz?
Mindfulness eğitmenliği yolculuğumun hazırlık süreci olan ilk birkaç yıl okuldan ve öğrencilerden uzak kaldım. Bu süreçte biraz durmak ve içime dönmek bana iyi geldi ama bir yandan da paylaşmak istediğim bilgiyi çocuklarla buluşturmak ve mesleğimi icra etmek için de sabırsızlık duyuyordum. Bu zaman zarfında bir de meyve verdi çalışmalarım ve bir süredir niyet ettiğim çocuk kitabımı yazdım. Bir süredir okullarla ve çocuklarla mindfulness eğitmeni olarak tekrar çalışmalarıma başladım ve bundan çok mutluyum.
Nasıl bir program sunuyorsunuz okullara?
Temel mindfulness konularını ele aldığım bir müfredat sunuyorum okullara. Aralarında farkındalıkla nefes alma, dinleme, yeme, bakma, beden farkındalığı, duygular, düşünceler konularının yanı sıra cömertlik, şefkat, şükran, nezaket gibi iyi oluş hallerimize katkı sunan değerleri de ele aldığımız interaktif bir program.
Ebeveynleri de dahil ediyor musunuz sürece?
Tabii velileri de dahil ediyoruz sürece. Velilerle, öğrencilerle yaptığımız çalışmalara dair buluşmalar ve bilgilendirme toplantıları yapıyoruz. Veliler öğrenme sürecinin vazgeçilmez bir parçası. Çocuklarının aldığı eğitime dair bilgilendirilmeliler ki okulda yaptığımız mindfulness çalışmaların hayatın içindeki yansımalarını anlamlandırabilsinler ve çocuklarının farkındalık yolculuğuna olumlu bir katkı da bulunabilsinler.
Okullarla yürüttüğünüz mindfulness çalışmalarının öğrenciler üzerindeki etkisinden bahsettiniz. Acaba öğretmenler için de yardımcı bir araç olmayı vadediyor mu bu çalışmalar?
Mindfulness çalışmalarının en önemli ayaklarından biri de öğretmenler. Öğretmenlerin iyi oluş halleri hem kendileri hem de uzun saatler temasta oldukları öğrencileri ile olan ilişkileri açısından çok değerli. Hayat şartları, yoğun müfredatlar, çalışma saatleri ve okul görevleri öğrencilerle birebir çalışan ve mesleğini en iyi şekilde icra etmeye çalışan öğretmenlerin de tükenmişlik hissi yaşamalarına sebep oluyor. Öğretmenlere de çocuklarla birlikte bu eğitimi vermek çalışmalardan verimli sonuç almak ve mindfulnessı bir okul kültürü haline getirmek açısından çok kıymetli. Bu çalışmalar yalnızca öğrenciler için değil, öğretmenler için de bir yaşam becerisi ve hem kendi özel hayatlarında hem de okul deneyimlerinde kullanmak üzere bir araç olma özelliğini taşıyor.