“Hayatımın en mutlu ânıymış, bilmiyordum.”
Hayatımda okuduğum en güzel kitapmış bilmiyordum, demek istiyorum ben de. İlk sayfasından itibaren beni cümlelere bağlayan içinden çıkılmaz bir girdaba hapseden sayfalar arasında kayboldum. İnsanların ruh halini, söylemeye utandığımız cümleleri, utangaçlık duygusunu ve dibe vurmanın en kötüsünü bir bir yansıtmış Orhan Pamuk. Kitabı okurken kendimi Yeşilçam filmlerinden birini izliyor gibi hissettim. Her sayfası her sahnesi merak uyandırdı içimde ve akıcılığı sayesinde kısa sürede bitirdim. Aşk, tutu, aile, mutluluk, evlilik, cinsellik ve arkadaşlık gibi birçok konuya değinilmiş. Sürükleyici olması kitabı sevdiriyor.
Kitabın konusu ise 1975’te başlayıp günümüze kadar gelen, İstanbullu zengin çocuğu Kemal ile uzak ve yoksul akrabası Füsun’un aşk hikâyesini anlatıyor.
Bu aşk öyle sarsıcı ki kitaptan esinlenilerek İstanbul’da açılan bir müzesi var. İstanbul’un ilk şehir müzesi olarak bilinen ve küratörlüğünü Orhan Pamuk’un yaptığı Masumiyet Müzesi, Beyoğlu Çukurcuma’da bulunmaktadır.
- Masumiyet Müzesi – Orhan Pamuk
- Yapı Kredi Yayınları – Roman
- 561 sayfa