Avustralya’nın dikkat çeken yazarı ve senaristi Dylin Hardcastle’dan AIDS salgınında hayatları değişen iki farklı kadının tutku dolu hikâyesi…
“Bundan kırk yıl sonra dünyayı bir hastalık saracak, herkes bu hastalığa pandemi diyecek ve bütün devletler eyleme geçecek, sınırlarımız kapanacak. Bütün dünya karantinaya girecek ve insanlar bu garip, daha önce eşi benzeri görülmemiş dönemden bahsedecek. Tekrar tekrar bunu söyleyip duracaklar, bu garip ve eşi benzeri görülmemiş dönem, diye. Ve hayatta kalan bizler, bu benim ilk pandemim değil, diyeceğiz.”
Uzuvların Dili’nde seksenleri sarsan AIDS salgını için yazar bu satırları yazmış. Roman çıkış noktasını buradan alıyor. Toplumun önyargılarını kıramadığı konuların bireysel anlamda hayatları nasıl tepe taklak ettiğine dair de bir anlatı sunuyor bize. Anlattığı her karakterin duygularına öyle ustalıkla tercüman oluyor ki çoktandır örselenen empati duygumuz bu lirik metinle yeniden onarılıyor adeta. Dylin Hardcastle edebiyatın işlevlerini çok iyi özümsemiş bir yazar.
Sony Picture tarafından dizi hakları satın alınan Uzuvların Dili, lirik, akıcı ve kadın gücünü esas alan tarzıyla dikkat çekiyor.
Roman bir kadın anlatısı. Arka kapak yazısındaki giriş bize hikâyenin başlangıcı hakkında fikir veriyor: “1980 yazında, cinsel tercihleri ve hayat hikâyeleri birbirinden farklı iki kadın sakin bir yaz gecesinde arzularının peşinden koşmakla onları bir kez daha bastırmak arasında bir seçim yapmak zorundadır. Biri kırgın bir evlilikten diğeri de trajik bir ilişkiden geçen iki kadın kendilerini bulmak için çıktıkları yolda aşka, anneliğe, evliliğe, yasa, geçmiş travmalara, seçimlere ve bağlara dair yepyeni deneyimler yaşarken, hayatları otuz yıl sonra bir yayınevinde kesişir.”
Karakterlerimizden biri lezbiyen olduğu için ailesi tarafından aforoz edildiği için hayatına tek başına yön vermek ve tek başına ayakta kalmak için bir yolculuğa çıkıyor ve bu yolculuk ona seçilmiş ailesini ve ölümsüz aşkını getiriyor. Diğer kadın karakterimiz ise büyük umutlarla yaptığı evlilikten türlü yaralar alıp ayakta kalmaya çalışırken aile kavramına bir başka bakış açısı getiriyor.
Romanın sonuna yaklaştıkça yazar bu iki farklı kadının yollarını büyük bir sürprizle kesiştirmiş. Ayrıca sanata, müziğe, Modernizme yapılan atıflarla okuma zevki katlanıyor.
1980’lerdeki AIDS salgını sırasında başlayan roman küçük kasabalardan üniversitelere, sanat galerilerinden hastanelere, sokaklardan evlere taşarken bu iki hayatın neşe ve kederle, kayıp ve arzuyla inişli çıkışlı bir seyir izlediğini, yıllar boyunca birbirlerini gölgelediklerini ve sonunda en güzel ve şaşırtıcı şekilde birleştiklerini bize gösteriyor.
Uzuvların Dili sanatın, dostluğun, kalp kırıklığının, neşenin ve bizi birbirimize bağlayan görünmez bağların samimi bir portresini sunuyor. Ayrıca bize yeni şarkılar, yeni sanatçılar ve sanatla ilgili öngörüler keşfetme fırsatı sunuyor.
Yayıncısı Uzuvların Dili’nişu cümlelerle anlatıyor: ”Dylin’in doğal bir edebi yeteneğe sahip olduğu aşikâr romanı, üslubuyla orijinal bir şey sunarken aynı zamanda tarihin bir kesitini anlatmasıyla da benzersiz. AIDS salgınının etkisinin tasviride benim için önemliydi. Belki de övgüye değer en önemli nokta, Dylin’in karakterlerinin yaşadığı neşe ve kederi ustalıkla dengelemeyi başarması ve iki insanın on yıllar boyunca süren yaşamlarının gerçekçi bir tasvirini yaratmasıdır. “
Sony Picture, romanın dizi haklarını satın aldı.
“Aldığımız kararların ve bu kararlarla şekillenen hayatların derinden hissedilen romanı. Roman bize neşenin ve birlik olmanın gücünü hatırlatıyor. Ben bayıldım”. -Defin Törenleri’nin uluslararası çok satan yazarı Hannah Kent
“Şiirsel, taze ve büyüleyici, Hardcastle’ın eseri daha önce okuduğum hiçbir şeye benzemiyor. Uzuvların Dili duygu dolu; aile kurmak hakkında bir aşk hikâyesi. Bunun gibi daha fazla hikâye için yanıp tutuşuyorum.” Jessie Stephens
“Dylin Hardcastle’ın romanı beni bir gelgit akıntısı gibialıp götürdü. Zamana yayılan, ancak odak noktasında samimi olan Uzuvların Dili, şiirsel ve nadir bir kitap, sarsıcı kahramanlarıyla bir queer klasiğinden başka bir şey değil”. -Benjamin Law
“Zevkin, acının ve aktivizmin destansı bir öyküsü. – The Big Issue
“Anlattığı duyguları tüm gerçekliğiyle hissettiren, karmaşık bir şekilde örülmüş bir eser…” – ABC En İyi Yeni Kitaplar
“Zengin ve etkileyici bir metin. Hem biyolojik hem de seçilmiş aileye dair keşifleri derin yankılar uyandıracak. Aşk ve kederin karmaşıklığına dair güçlü bir keşif. Uzuvların Dili, son sayfayı çevirdikten uzun süre sonra bile aklınızdan çıkmayacak”. – AU İncelemesi
“Hikâye anlatımı minimalist, ama son derece şiirsel, cümlelerin hipnotik bir birleşimi. Boşlukları doldurması için okuyucuya güveniyor…”- Australian Book Review
“Hardcastle duyusal yetileriyle yazıyor ve kadının gücünü ciddiyetle tasvir ediyor.” Books+Publishing
“Sürükleyici ve canlı bir betimleme… Romandaki zorluklar büyük bir zarafetle yazılmış. Bu kitap hakkında uzun süre düşüneceğim.” – Chloe Michelle Howarth, Güneş Yanığı’nın yazarı
“Bu güzel ve yaratıcı roman içimde bir şeyleri yeniden harekete geçirdi ve ben düşünmeden edemiyorum. Gördüğümüz gibi birinci uzuv ve ikinci uzuv ayrılıp sonra da kesiştiklerinde, bir seçimin bizi nasıl yeniden yönlendirebileceğini görmeye başlıyoruz. Belki de kim olduğumuzu asla tam olarak aşamayız. Uzuvların Dili hassas bir destan; samimiyete, küçük, özel anlara bir saygı duruşu. –Pilar Garcia Brown, Penguin Dutton, ABD
- Uzuvların Dili – Dylin Hardcastle
- Amorf Kitap – Roman
- 240 sayfa
- Çeviri: Emre Utaş