Günümüzde sıkça tartışılan konulardan birini, akran zorbalığını başarıyla ele alan bir kitaptan bahsetmek istiyorum. İlk Genç Timaş etiketiyle raflarda yerini alan kitabın adı Benim Adım Şeyy. Hızlı ve bir o kadar da renkli, eğlenceli bu kitap yazarın konuyu ele alış biçimiyle de öne çıkıyor. Yazarının ne kadar şakacı ve bilge olduğunu satırların arasından okuduğumuz hikaye hayatta bir insanın başına gelebilecek olumsuzluklar olsa da tıpkı çocukların içten içe bildikleri gibi “Bu da geçer!” diyerek devam ediyor.
Benim Adım Şeyy’in yazarı Ece Erdoğuş Levi geçmişte yetişkinler için gayet ciddi ve gayet sıkıcı kitaplar yazdığını söyledikten sonra Benim Adım Şeyy’in kahramanı Yavuz Kahraman’ı çok sevdiğini söylüyor. Gerçekten de Benim Adım Şeyy romanını okurken Yavuz Kahraman’ı ve neşeli dilini sevmemek elde değil. Yazar Ece Erdoğuş Levi’nin bir röportajında şöyle dediğini okudum: “Kitap okumak, yazarları ve kahramanlarıyla, hayatıma yeni insanlar, yeni duygular, yeni deneyimler katmak gibi. Hayatı daha çok keşfetmek gibi.” İşte Benim Adım Şeyy’i okumak da böyle bir deneyim oldu benim için.
İç çizimlerini de yazarının yaptığı Benim Adım Şeyy, baş kahramanı Yavuz Kahraman ve ailesinin Tomruklu’dan Karamürdüm’e taşınmasıyla başlayan bir yetişme romanı. Kahramanımız tam bir kahraman olduğu için adı da Kahraman çünkü ismini söylerken bir sürü hissi birden yaşıyor ve adı sorulduğunda sadece “Şeyyy” diyebiliyor. Sonuçta yeni bir semtte yeni bir hayata başlamak herkes için bambaşka bir deneyim. Hele bir de boyunuz kısaysa ve artık çevrenizde yabancılar olacaksa nasıl hissedeceğinizi bir düşünün? ‘Kısa boylu olmakta ne var canım!’ diyebilirsiniz fakat çocuk dünyasında bazen bazıları fazla göze batar. Yavuz Kahraman da okulun ilk günü ayağa kalkıp kendini tanıtırken böyle bir akran zorbalığına maruz kalır, öğretmeni “Oturabilirsin.” dediğinde arka sıralardan bir fısıltı gelir: “Ayakta mıydı ki?” İşte her şey böyle başlar ve kahramanımız Kahraman da gittikçe hassaslaşır, içine döner.
Akran zorbalığını derslere odaklanamama ve içe kapanıklık çekinceleri takip ederken Kahraman tek başına kaldığında kendini keşfetmeyi sürdürür:
“Acele etmeyecektim onu tanımak için, hayatta gereksiz temaslardan, soruya soruyla karşılık verilmesinden, lafı uzattıkça uzatmaktan, gereksiz ayrıntılardan, damdan düşercesine ve çokça kaba bir biçimde sorulan sorulardan sonra hoşlanmadığım bir şey varsa o da o neden, bu neden diye karşı tarafın belki hemencecik açmak istemeyeceği bazı ŞEYLERİ kurcalamaktır.”
Kendi içinde yeni bir dünya keşfeden ve çevresindeki dünyaya kırgın her çocuk Kahraman’ın yaptığı gibi “Erdem nedir?” sorusunun peşine düşer. Günümüzün modern dünyasındaki problemlerini Ece Erdoğuş Levi’nin mizah yüklü dili ile irdelerken akran zorbalığı gibi sessiz bir şiddeti de bir çocuğun kalbinden tanıdığımız Benim Adım Şeyy romanı üzerine sadece şunu söylemek isterdim: İnsanları olduğu gibi sevmeliyiz ve onların potansiyelini ortaya çıkarma yolculuğunda insanlarla arkadaşlık kurmalıyız. Biz yetişkinler bile bunu kimi zaman unutabilirken hayat ile henüz tanışan çocukların sorunlarla yüzleşmesi doğal değil midir? Ancak iyi ki böyle romanlar yazılıyor ve romanda tanıştığımız kahramanların iç dünyası ile biz de kendimizi, aile ve arkadaşlarımızı anlıyoruz. Neticesinde biz de kendi hikayelerimizin kahramanıyız, değil mi?
Ece Erdoğuş Levi’nin 10 yaş üstü çocuklar için kaleme aldığı Benim Adım Şeyy kitabı zor bir hayatın içinden kurtulan Süleyman, kilolu olduğu için alay edilen Yasemin ve kısa boyundan ötürü dışlanan Yavuz Kahraman’ın kendi hikâyelerini keşfederek hayatta tek gerçeğin çalışmak ve emek harcamak olduğunu öğrenmelerini anlatıyor, bunu yaparken sizi kahkahalara boğuyor ve küçük çocukların da büyük insanlar gibi büyük sorular, büyük yanıtlar doğurabileceğini kanıtlıyor. Yavuz Kahraman ve inanılmaz keyifli üslubuyla tanıştığım için çok mutluyum, annesini “Ah be şekerparemmm” diye seven, hayali arkadaşı Can’ı can kulağıyla dinleyen, dostluk için matematik öğrenen ve ileride başarılı bir ressam olacak bu Kahraman’ı siz de çok seveceksiniz. Dikkat! Bir süre dilinize “Şaşırdık mı? Hayır!” cümlesi takılabilir, Yavuz Kahraman etkisi işte.
- Benim Adım Şeyy – Ece Erdoğuş Levi
- İlk Genç Timaş – 10 yaş ve üstü
- 112 sayfa
- Resimleyen: Ece Erdoğuş Levi