Erkek bakış açısıyla “cadılar”, tarihsel ve kültürel bağlamda genellikle güçsüz, marjinalleşmiş ve bazen de tehditkâr bir figür olarak görülmüştür. Orta Çağ’dan itibaren cadı kavramı, özellikle Batı toplumlarında kadınların sosyal statüsünü ve bağımsızlıklarını tehdit eden bir anlayışla şekillendi. Kadınları “doğaüstü güçlerle” ilişkilendiren “cadılık” hikâyeleri, erkek egemen toplumların, kadını hem korkulan hem denetim altına alınması gereken bir varlık olarak yeniden biçimlendirmesine aracı oldu. Kadınların sözümona bu tarz mistik “güçlere” sahip olması, erkeğin mutlak egemenliğini tehdit eder görüldü ve çoğu zaman “cadılar”, korkulan birer figür haline geldi.
Ronald Hutton, tarihçiliğin titiz yöntemlerini antropolojik ve kültürel incelemelerle harmanlayarak okuyucularını cadılık hususunda yeninden düşünmeye davet ediyor. Cadılık: Antik Çağlardan Günümüze Korkunun Tarihi, cadılığın yalnızca Avrupa merkezli bir fenomen olmadığını; aksine, dünyanın dört bir yanında benzer inançların ve korkuların nasıl şekillendiğini detaylandırıyor. Nurdan Soysal’ın başarılı çevirisiyle okurla buluşan eser, tarih, kültür ve cinsiyet ilişkileri üzerine düşünen herkes için güçlü bir anlayış ortaya koyuyor.
Hutton, kitabı iki ana bölüme ayırarak cadılık kavramını hem teorik hem de tarihsel bağlamda ele alıyor: Birinci Bölüm: Cadılığın küresel, antik ve şamanik kökenlerini araştırıyor. Bu bölümde Hutton, cadılığın yalnızca Avrupa’ya özgü bir olgu olmadığını, Orta Doğu, Afrika ve Asya gibi farklı coğrafyalarda benzer inançların nasıl geliştiğini irdeliyor. Şamanizmin, doğayla ilişki ve toplumsal korkularla nasıl örtüştüğünü açık bir şekilde ifade ediyor. İkinci Bölüm: Cadılığın Antik Mısır’dan erken modern döneme uzanan tarihsel gelişimini inceliyor. Bu bölüm, cadı mahkemelerinin ortaya çıkışını ve Avrupa’nın erken modern döneminde toplumsal histeriye dönüşen cadı korkularını ayrıntılı bir şekilde ele alıyor.
Hutton’un dikkat çekici bir yaklaşımı, cadılığı yalnızca bir “korku nesnesi” olarak değil, aynı zamanda bireylerin ve toplulukların sosyal düzen ve otoriteyi müzakere ettiği bir araç olarak değerlendirmesi. Bilindiği üzere cadılık anlatılarında kadınların baskın rolü, ana akım feminist eleştirinin başlıca odak noktalarından biri. Hutton, bu meseleye dair klasik bir “kurban” anlatısını yeniden üretmek yerine, kadınların hem direniş hem de toplumsal düzenin yeniden şekillenmesinde oynadığı karmaşık rolü tartışıyor. Antik ve modern toplumlarda kadınların bilgi, şifa ve doğa güçleriyle ilişkilendirilmeleri, bu gücün bir yandan kutsallaştırılıp bir yandan da şeytanlaştırılmasına yol açmıştır. Hutton’un bu noktadaki tavrı, cadı figürünün basit bir “şeytanlaştırma aracı” olarak görülmekten çok, toplumsal korkuların ve güç dinamiklerinin bir aynası olduğunu göstermesi. Ayrıca kitap, yalnızca Avrupa’ya odaklanmakla kalmayıp, Afrika, Amerika ve Asya toplumlarında cadılıkla ilgili inançların nasıl şekillendiğini de ele alarak geniş bir anlatı sunuyor. Bu da aslında cadılığın modern dünya sistemlerinin oluşumundaki etkisini anlamamıza yardımcı oluyor. Özellikle Hutton’un antropolojik yaklaşımları, cadılığın bir tarihsel anlatının ötesinde, kolektif hafızanın ve toplumsal tahayyüllerin bir parçası olduğunu ortaya koyuyor.
Kitabın meselesi feminist teori için özel bir anlam taşıyor; çünkü bilindiği gibi cadılığın tarihsel bağlamı, patriyarkanın nasıl yeniden üretildiğini anlamak açısından önemli. Hutton, -yirmi beş yılı aşkın süre üzerinde çalıştığı bu eserde- kadınların toplumsal ve kültürel baskıların hem nesnesi hem de öznesi olduğunu vurgulayarak eleştirel bir çerçeveden baktırıyor okuruna. Ayrıca, cadılığın günümüzde alternatif yaşam biçimleri ve kadın dayanışması bağlamında nasıl yeniden yorumlandığını da inceliyor.
Ronald Hutton’un Cadılık kitabı, tarihsel belgelerin titiz bir şekilde analiz edilmesi, antropolojik yaklaşımlar ve eleştirel düşünceyi bir araya getirerek okuyucularına keyifli bir deneyim sunuyor. Cadılık feminist teoriler, toplumsal cinsiyet çalışmaları ve kültürel incelemelerle ilgilenenler için hem zihin açıcı hem de ilham verici. Cadılık kavramını anlamak, yalnızca tarihsel bir yolculuğa çıkmak değil; aynı zamanda günümüz dünyasında güç, korku ve özgürlüğün nasıl inşa edildiğini anlamak… Ronald Hutton da okuyucularına, tarihin belki de bu en karanlık noktasına ışık tutacak incelikli bir kılavuz sunuyor. İyi okumalar.
- Cadılık / Antik Çağlardan Günümüzü Korkunun Tarihi – Ronald Hutton
- Say Yayınları
- 336 sayfa
- Çeviri: Nurdan Soysal