“Bir de sevgilim vardır, pek muteber;
İsmini söyleyemem,
Edebiyat tarihçisi bulsun.”
İçimi kıran bu kitabı -mektupları- okumak hüzün vericiydi. 64 yıl boyunca çekmecelerde saklı tutulmuş bir aşk hikâyesinin kanıtları. Orhan Veli şiirlerine olan tutkusunu kanıtlamıştı ama aşka olan o naif cümleleri beni benden aldı. Nahit Hanım’a bağlı hatta bağımlı hali çok hoşuma gitti. Ne kadar güzel anlatmış hislerini, yaşadıklarını, halini. Hiç çekinmeden cesurca ve dürüstçe. Bir yandan yaşadığı fakirlik, bir yandan Nahit Hanım’a olan özlemi içini yakıp kavurmuş. Tek taraflı okuduğumuz mektuplardan Nahit Hanım’ın Orhan Veli’nin aşkının büyüklüğünü sürekli kanıtlamasını istediğine, Nahit Hanım’ın kıskançlığına şahit oluyoruz. Orhan Veli’nin at yarışlarına düşkünlüğü, arkadaşlarına yakınlığı ve Nahit Hanım’a her dakikasını ayrıntılı anlatması, tatlı sürtüşmeleri çok güzeldi. Mutlaka okunmalı, herkes kitabı alıp yarım kalan bu aşkı yaşatmalı.
“Değil eğlenmek gezmek, herhangi bir insanla konuşmak imkânından bile mahrumum. Çektiğim sefaleti, çektiğim sıkıntıları bir bilsen… Bir çorap alamadığıma üzüldüğüm, birçok günlerimi sabahtan akşama kadar aç geçirdiğim bir sırada, sen tutturmuşsun, ‘Nasıl yaşadığını biliyorum.’ diyorsun.”
“Mucizeler beklemeye hakkımız yok mu?” demiş Nahit Hanım, Orhan Veli’ye, evet hakları vardı fakat 12 Ekim de Nahit Hanıma sevgilim mektuplarını bekliyorum, diyen Orhan Veli’nin 14 Kasım salı günü ölmesi mahvetti beni. Böyle güzel olan ve döneme şahitlik eden bir kitap kesinlikle kaçmaz…
“Sen benim için daima tek varolan şeysin.
Senden başka hiçbir şeyim yok.
Hiçbir şeyim de olmasını istemiyorum.”
- Yalnız Seni Arıyorum – Orhan Veli Kanık
- Yapı Kredi Yayınları – Mektup
- 160 sayfa