Kader dediğimiz kavram da bir garip! Kontrolü tamamen ellerimizde olan hayatın hesap özetidir kader. Aynı zamanda maruz kaldığımız tüm olaylarında toplu bir faturasıdır. Yani “Ben yaptım!” dediğimiz faaliyetlerin bütününü kader kelimesiyle tanımlayabilirken, isteklerimiz dışında gelişen tüm olayları da aynı kavramın içine sıkıştırabiliyoruz. Bir kavramın zenginliği, bir bakıma kavram eksikliği. Bir ucu sağlam, bir ucu sökülüp giden eski bir kazak gibi…
Güçlü bir eserin yolunun süslü anlatımlardan geçtiğine inanırdım hep. Son zamanlarda şüpheyle yaklaştığım bu inancım bu kitapla son buldu diyebilirim. İlginç bir kurgunun, sade, tutarlı ve samimi bir anlatımı da okuyucuyu sarsmaya yetecektir. Kırmızı Saçlı Kadın da bu tanımlamaya girecek türden bir kitap!
Orhan Pamuk, düşünceleri sebebiyle birçok çevre tarafından boykot edilmiş bir yazar. Birçok edebiyat meraklısı da aynı kuru cümleleri diline dolayarak kitaplarını okumayı reddetmiştir. Aslında bu boykotla en çok da kendileri kaybetmektedir. Zira Orhan Pamuk eserleriyle aldığı ödülleri hak ettiğini defalarca kanıtlamıştır. Bu düşünceye varmak için eserlerinden bir tanesini açıp okumak yeterlidir.
Kırmızı Saçlı Kadın eserinde, karakterimiz siyasi eğilimleri olan bir baba ve terk edilmiş bir annenin çocuğudur. Bu ani terk ediliş ailenin gelecek planlarını temelden bozmuş ve karakterimizi üniversitede okuyabilmek adına çalışmak zorunda kalan bir çocuk işçisine çevirmiştir. Kuyu işçiliğinde çalışan karakterimiz babasından eksik kalan sevgi ve ilgiyi ustasıyla tamamlamıştır. Arta kalan zamanlarda çalıştığı yeri gezen karakterimiz kendinden yaşça bir hayli büyük kırmızı saçlı kadını görmüş, ondan etkilenmiştir. Yaşadığı hazin bir olay neticesinde işçiliği bırakan karakterimiz planladığı çizgide hayatını yaşamaya devam etmiştir. Fakat ardında bıraktığı geçmişinin geleceği ve kaderi olacağından habersizdir.
Karakterimiz ustasıyla akşam saatlerinde karşılıklı anlatılan hikâyelerden biri olan Kral Oidipus’un hikâyesine ilgisini devam ettirmiş, bu ilgiyi doğu hikayelerindeki İran şahının hikayesiyle ilişkilendirmiş ve imkanları ölçüsünde Oidipus hikayesini tüm hayatı boyunca ilgiyle araştırmaya devam etmiştir. Bu ilgisinin temelinde babası tarafından terkedilmesinin payı da büyüktür.
Naif karakterimiz mükemmel bir kurguyla okuyucuya tanıtılmış ve hikayenin temel teması Oidipus hikâyesi kusursuz bir şekilde esere yerleştirilmiştir. Yaşanan olaylar ana karakterler üzerinden yeniden değerlendirilmiş, karakterlerle tek tek empati kurulma fırsatı verilmiştir. Teması, karakterleri ve kurgusuyla okuyucuyu kendine bağlayan bir kitap. Okuduğunuzda sizi uzun düşüncelere sürükleyecek, okuduğunuza değecektir. Bir an önce okumanızı öneririm…
- Kırmızı Saçlı Kadın – Orhan Pamuk
- Yapı Kredi Yayınları – Roman
- 204 Sayfa