“yıldızlar sayılmaz: hasret uzakta
ben sevgiye hasretim, sevgi uzakta”
|Arkadaş Zekai Özger
Evde sıcak yatağımızda uzandığımızda dışarıda kalan insanları düşünmeyiz. Bu yüzdendir ki bir köprü altında uyuyan evsizi gördüğümüzde ürkeriz. Akşam yemeğinde tabakta bıraktığımız artıkları çöpe dökerken aç kalan insanları düşünmeyiz. Bu yüzdendir ki restoran veya büfelerin kapısında elimizdeki yiyeceğe bakan çocukları gördüğümüzde vicdanımız altında eziliriz. Yaşadığımız ve şanslı hissettiğimiz rahat hayatımız diğer kötü yazılmış kaderleri unutturmuyor. Fakat dünyada acımasız insanlar var oldukça kaderler kötü yazılmaya devam edecek. Çünkü onlar verdikleri kararlarda kimlerin kötü etkileneceğini asla düşünmüyor.
Victoria Jamieson ve Omar Mohamed’in kaleme aldığı çizgi roman Yıldızlar Saçıldığında, Timaş Genç’in kasım ayı kitapları arasında yerini almıştır. Yazarlarından olan Victoria Jamieson, All’s Faire in Middle School ve Roller Girl kitaplarına yaptığı grafik tasarımlarıyla Çocuklara Kitap Hizmetleri Derneği tarafından çocuk edebiyatına seçkin katkılar sağlayanlara verilen Newbery Onur Madalyası’nı kazanmıştır. Omar Mohamed ise Yıldızlar Saçıldığında kitabı ile kendi hayatının bir çizgi romana çevrilmesine yardımcı olarak gençlere bir nevi zorlukların kavanozunda dibin nasıl olduğunu anlatmıştır. Fakat gençlerin yanı sıra yaşayan ve vicdanının sesini duyabilen herkesin okuyabileceği umut dolu bir hikayedir bu. Orijinal ismi When the Stars Scattered olan Yıldızlar Saçıldığında kitabı, tüm bu nitelikli ödüllerin yer aldığı künyenin yanında 2020 yılında Amerikan Ulusal Kitap Ödülleri’nin finalisti oluşunu da eklemiştir.
Yıldızlar Saçıldığında kitabını okumayı bitirdiğimde Arkadaş Zekai Özger’in dizeleri geldi aklıma. Bu yüzden de yazıma onun bu dizeleriyle başlamak istedim. Afrika’nın Kenya ülkesinde Dadaab adında bir mülteci kampında geçen hikâyede iki yetim erkek kardeş Somali’deki savaştan kaçmıştır ve bu mülteci kampına sığınmıştır. Kaldıkları çadır soğuk, yattıkları yer kuru ve serttir. Görebildikleri tek manzara ise yıldızlardır. Fakat yıldızlar işte ne sayılabilir ne sarılabilinir. Aşağıda neler olduğunu bilmeden yeteri kadar ışığı ile aydınlattıklarını düşünürler dünyayı. Fakat sevgisizi, mutsuzu, kimsesizi de kendisine bakar aşağıda. Ona dua eder ve ona dertlerini anlatırlar. Yıldızlar ise yıldızlardır işte.
“Somali’de bu durum için bir kelime var. Buufıs. Yeniden yerleştirilmek için duyulan arzu. Bu tıpkı aklınız bir yerlerde yaşarken bedeninizin mülteci kampında hapsolması gibi.”
Omar ve Hassan sevgi dolu bir aileye doğmuşlardır. Anne ve babaları öğlen yemeğini büyükçe bir ağacın altında hep birlikte yemeye özen gösterir. Fakat bir gün asker kıyafetleri giymiş bir grup asker babalarıyla konuşmak ister. Babaları o gün orada çocukların gözü önünde vurularak öldürülür. Bunu gören annesi Omar’ın kucağına Hassan’ı verir ve komşularına gidip saklanmalarını öğütler. Omar daha küçücük bir çocukmuş. Haliyle annesini bırakıp gitmek istemez. Fakat bunu yapmak zorundadır. Henüz küçük olduğu için anlamamış olsa da savaş başlamıştır. Bu iç savaş, kimin öldüğüne ve öldürülmesinin ne derece mantıklı olduğuna bakmadan ölmesi demektir. İşte böyle sevgi dolu bir çocukluk, soğuk ve sevginin yetersiz olduğu bir mülteci kampında devam eder. Omar ve Hassan çocuk oldukları için başlarına bir anne gerekir. Mülteci kampının görevlisi bu görevi Fatuma’ya verir. Fatuma da mülteci kampında tek başına kalan bir kadındır. Çocukları ölmüştür. Bu yüzden bu iki kimsesiz çocuğu kendi çocuğu gibi sever ve büyütmeyi kabul eder.
Hassan gelişimi gerilemiş bir çocuk olarak büyür. Konuşmayı bilmiyordur. Kimseyle konuşamadığı için sürekli bakım altında olması gerekir. İşin can acıtıcı bölümü ise şudur: Hassan sadece bir kelime bilmektedir. “Hoyo”. Bu Somali dilinde “anne” demektir. Hassan bütün tepkilerinde sadece “Hoyo!” der. Yani “Anne!”. Sanki birlikte geçiremedikleri bunca zamanı anne diyerek doldurabilecekmiş gibi hissettirir.
“Hiçbirimiz nerede doğacağımızı ve kim olacağımızı seçemeyiz. Hayattaki bütün mücadele size verilmiş olandan en iyi şekilde yararlanmak içindir.”
Her şey Omar’ın kamp görevlisi sayesinde okula yazılmasıyla başlar. Omar bir şeyler öğrenmeye başladıkça ilk zamanki okul korkusunu üzerinden atar ve daha fazla bilgi öğrenmek için çaba gösterir. Başarılı öğrenciliği herkesin katılabildiği ilkokuldan sonra sadece sınavı geçenlerin devam edebildiği ortaokul ve liseyi de okumasını sağlar. Bu yolda yalnız değildir. En yakın arkadaşı Jeri de kendisiyle birlikte liseye kadar okur. Bu sırada kız arkadaşları içerisinde yaşından oldukça büyük bir erkeklerle evlendiklerine şahit olurlar. Yan yana oturdukları çocukların sınavı geçemedikten sonra tütün içmeye başladıklarına da… İnsan büyüdükçe dertleri de büyür derler, işte tam da öyle bir şeydir bu. Omar sadece çadırın önünü süpürmenin ve yattıkları örtüyü her sabah silkelemesi gerektiğini düşündüğü çocukluğundan buralara geldiğini gördükçe daha büyük hayaller kurmaya başladığını fark eder.
Bu mülteci kampında hayatın ölüme kadar gittiği düşünülmesin. Amerika, Kanada ve birçok ülke mültecileri belli kurallar içerisinde ülkesine kabul etmektir. Bunun için ya kötü bir kader ya da çok iyi bir başarı gerekmektedir. Bu yüzden okula başlayan çocuklar canla başla öğrenmeye çalışırlar. Yıllarca kabul listelerinde isimlerini görmek için panonun önünde beklerler. Bir gün Omar ve Hassan’ın isimleri de listede görülür. Peki sebep nedir? Kim bilir kim kabul edecektir yetim kalmış bu iki kardeşi. Ya da gerçekten kabul edilecek midir bilinmez. Bu süreçler hep uzun ve yorucudur. Yine de bu zamanlarda bize en büyük desteği veren bir şey vardır: umut! Umut oldukça her türlü tökezlemeden gülümseyerek kalkarız. Gülümseyerek de kalkmak komik olurdu doğrusu. Ama yine de kendi düşen ağlamayacaksa gülsün ne olacak.
İşte böyle bir umut iki küçük kardeşi büyüttü ve birisine oturup kendi hikayesini yazacak cesareti verdi. Böylece bu umut, Yıldızlar Saçıldığında kitabını eline alan herkese bulaşacaktı. O halde ne bekliyorsunuz? Umut size ulaşmak için yıldızlar aracılığıyla size mesaj veriyor! Kitabı okuyan herkesin yorumlarını merakla takip ediyor olacağım çünkü her birisinde ışıldayan yıldız dünyanın ne kadar çekilebilir olduğu konusunda beni biraz daha inandıracak.
İyi okumalar, sevgiler ve umutlar çokça.
- Victoria Jamieson& Omar Mohamed – Yıldızlar Saçıldığında
- Timaş Yayınları – Çizgi Roman
- Çeviri: Mustafa Emrah Temel
- 264 sayfa