KTN Kişisel Toplantı Notları
-Kaan Çaydamlı
“Birazdan okuyacağınız şeyler, bundan yıllar önce ama çok da uzakta olmayan yıllar önce yaşandı. Okuduklarınız içinde bizim tarafımızdan bakıldığında uzaktaki bir gülümsemenin dokunulmazlığı kadar çaresiz hissettiren şeyler de olabilir ama o uzaktaki gülümsemenin hissettirdiği çaresizlik duygusuna en az onun kadar güçlü bir sıcaklık duygusunun da eşlik ettiği rahatça söylenebilir. Belki de hüzün dediğimiz ağızda buruk bir tat bırakan o garip duygunun ta kendisidir.”
Sınava hazırlandığım zamanın gecelerinde bir radyo programına takılıp kalmamla başladı her şey. O gece karahindiba şerbeti tarifi verdiler programda. Şerbeti, bir sayın dinleyenin ayrılık acısını unutması için tüm dinleyenlerle bir güzel hazırladık. Bu kafaları nasıl yaşıyorlar acaba diye düşünürken dinleyerek, izleyerek (Kaybedenler Kulübü 2011’de filmi çekilmiştir.), okuyarak sen de onlardan biri olmaya başlıyorsun. Buradan her birine selamlar olsun.
Tabii ki kitaba gelmenin tam yeri, zamanıdır şimdi. Ama önce arka plâna bir Can Gox yerleştirilmeli.
Elimde Nisan 2014 baskısı var. Birazcık genişletilmiş 2.baskı. Şenölcüğümüzün (Şenol Erdoğan) Bahama Kuşkusu külliyatı ile ilgili yazısıyla başlar kitap. Bu öyle bir yazıdır ki kendinizi özel sanıp, bu kitabı sizden başkasının okuyup, yazılarda kendilerini bulup, bir sigara yakmalarını kıskanırsınız. Çünkü ‘Anlayana.’ diye biten yazıyı sadece siz anladınız sanırsınız. Ama bilirsiniz ki bu tüm anlayanlar için bir lanettir. Kaybedenler laneti…
Kaybedenler Laneti denen şey aslında bir çeşit alışkanlık olmuştur amirlere, biz okurlara. Gerçek aşka kavuştuğunuzu düşündüğünüz zamanlarda bile yalnızlığınızda hissettiğiniz duyguları zaman zaman özlediğinizi hissettiğiniz anlar gibidir bu alışkanlık. Yalnızlar Partisi bir Kaybedenler Kulübü geleneğidir. Başlarda tüm yalnızlar gibi gelen Kaan ve Mete (Avunduk), evlendikten sonra bu partilere eşleriyle gelmeye devam etmişlerdir. Evli, mutlu ve çocuklu olarak devam ettikleri hayatlarına rağmen radyo programında “İyi geceler sayın dinleyen, sizinle yatmış muydık?” demeyi yine de eksik etmezler. “Sanırım değişmeyen tek şey hiçbir şeyin değişmediği. Hepinize delirmenizi tavsiye ediyorum.” der Kaan, K.T.N’nin bir bölümünde.
Hayatınızda birçok ‘An’ vardır. Bazıları öyle sıradandır ki hatırlamazsınız, bazıları da öyle güzeldir ki unutmamak için kendinizle savaş verirsiniz. Ama bu kitapta yer alan anlar hem sıradan hem de unutulmayan. Unutulmaz, çünkü bunları kendinize not düşmüşsünüzdür. Kaan Çaydamlı da böyle yapmış işte K.T.N’de. Umutsuzluklara, kaybetmişliklere, bol kadına ama hiç kadına (Teoman’ın bir şarkısında bir Bar Filozofunun söylediği bir sözdür: “Çok kadın hiç kadındır oğlum, yalnızlıktır sonu…”) , koyu siyah geceler, yarım sigara paketlerine, soğumuş demli çaylara sahip olan her kaybedenin bir nevi düşünce balonu bu notlar. Okurken acıtan, acıtırken düşündüren bu notları biz “gizli” okurlarına ulaştıran en büyük betlik amirlerinden Kaan’a selamlar.
“Her ALTIKIRKBEŞ okuru bilir ki, her zaman cevap sayısından bir fazladır soru sayısı.”