Hollywood’un nevi şahsına münhasır yönetmeni Quentin Tarantino’nun, 2019 yapımı filmi Bir Zamanlar Hollywood’da ile aynı adı taşıyan romanı yayınlandı. Kitabın, Tarantino’nun kamera arkasındaki başarısının yanına, rahatlıkla “yazar” tanımını da yazdırabilecek nitelikleri içinde barındırıyor.
Sinemanın yaramaz çocuğu Quentin Tarantino’nun 2019 yılında çektiği son filmi Bir Zamanlar Hollywood’da, başta 10 dalda aday gösterildiği Oscar olmak üzere, Cannes, BAFTA, ABD Ulusal Film Eleştirmenleri Derneği gibi birçok film festivalinde gösterilmiş, yönetmenin aşağı yukarı tüm filmlerinde olduğu gibi yine eleştirilerin odağına oturmuştu. Başrollerinde Leonardo Dicaprio, Brad Pitt, Margot Robbie’nin yer aldığı film, 1960’ların sonunda Hollywood’un şöhretlere dolu ortamına muzip, eğlenceli, kanlı bir bakış atarken hem Tarantino’nun filmlerinde epeyce feyz aldığı döneme bir selam yollamıştı. Aynı yıl içerisinde de Quentin Tarantino, filmin romanını yazacağını söyleyerek hayranlarına bir sürpriz yapmış ve ufak da olsa kafalarda bir soru işareti yaratmıştı. Amerikan kültür sanat sitesi Screen Rant’in 18 Eylül 2020’de çıkan haberinde Tarantino, romanı için şunları söylüyordu: “1970’lerde okuyarak büyüdüğüm ilk yetişkin kitapları film romanlarıydı. Ve bugüne kadar bu türe karşı büyük bir sevgi duydum. Bu nedenle bir film romanları meraklısı olarak edebiyatta köşeye itilmiş ancak sevilen alt türe katkımı Bir Zamanlar Hollywood’da’yla duyurmaktan gurur duyuyorum. Karakterlerimi ve dünyalarını, sinematik muadilinin yanına (umarım) oturabilecek edebi bir çabayla daha fazla keşfetmekten heyecan duyuyorum.” Ve Tarantino’nun merakla beklenen romanı İthaki Yayınları’ndan N. Can Kantarcı çevirisiyle nihayet yayınlandı. Yazının sonunda detaylarına değineceğim kitap için başlangıç değerlendirmesi olarak şunu söylemek mümkün: Eğer Tarantino bir yönetmen olmasaydı ve kitap, filmden bağımsız olsaydı, yine bu romanla bir “Tarantino tarzı”nın yeşerdiği yorumunu yapabilirdim.
Konuya kısaca değinecek olursak: Kısa bir süre öncesine kadar kendi dizisinde başrol oynayan ve ancak artık her hafta farklı bir televizyon dizisinde konuk oyuncu olarak kötü adamı canlandıran Rick Dalton, içinde bulunduğu bu durumdan fazlasıyla rahatsızdır. Hatta bitik vaziyettedir. Yeni başrollerle eski şöhretine kavuşmayı beklerken arka arkaya yuvarladığı viskilerle yarasını dindirmeye çalışır. Dalton’a iyi günde, kötü günde hep destek çıkan karizmatik Rick’in dublörü Cliff Booth ise dostunu yalnız bırakmamakta, ona her şeyin düzeleceğine dair telkinler vermekte ve Dalton boşa düşünce o da boşa düşmüş sayılan Cliff, Dalton’ı sete getirip götürmek, arada bir televizyonunun antenini tamir etmek ve karavanında altılı bira paketleriyle stresini atıp hovardalık yapmakla meşguldür. Film yıldızı olmak için otostopla Teksas’tan Hollywood’a gelen ve hayallerini gerçekleştirerek Hollywood Hills tepelerinde bir evde yaşamaya başlayan Sharon Tate bunun keyfini sürerken, kitabın arka plan karakterini oluşturan Charlie (Charles) Manson, kafası asitle dolu hippilerden “Aile” adını verdiği bir tarikat kurmuş ve müritleriyle birlikte cinai “faaliyetler” gösterirken bir rock’n roll yıldızı olmak için de tüm “davasını” satmaya hazır şekilde bağlantılar kovalamaktadır. Bu isimlerin hepsinin yolu bir şekilde Hollywood’la kesişir.
“Bir Zamanlar Hollywood’da”, Quentin Tarantino’nun filmlerinden aşina olduğumuz her şeyi barındıran bir roman. Uzun diyaloglar, kılı kırk yalan detaylar, uçuk karakterler, sayfalarca uzayan anlatımlarla okuru bir an olsun yalnız bırakmadan kendine bırakmayan “yazar” Tarantino, arka planına yerleştirdiği 1960’ların sonuyla 1970’lerin başındaki Hollywood atmosferini de yine tüm bu unsurlarla beraber yansıtmayı çok iyi başarıyor. Olayları ve karakterleri nakış gibi işleyerek birbirine bağlayan “Bir Zamanlar Hollywood’da”, aynı zamanda bir “romancının” ilk adımlarının ayak seslerinin de izlerini taşıyor.
- Quentin Tarantino – Bir Zamanlar Hollywood’da
- İthaki Yayınları – Roman
- Çeviri: N. Can Kantarcı
- 360 sayfa