Dönüşüm; hiyerarşi düşüncesinin sonuçları üzerine hazırlanmış çarpıcı bir roman, bir başyapıttır.
Otoriteye karşı duran bir bireyin başına neler gelebileceğini, topluma nasıl yabancılaşacağını görmek istiyorsanız; Dönüşüm romanına kayıtsız kalamayacaksınız.
Romanın başkahramanı Gregor Samsa; böceğe dönüştüğü güne kadar çevresinde benimsenmiş, sevilen bir bireydir. Çünkü toplumun isteklerine kayıtsızca uymakta, bir anlamda otoriteye boyun eğmektedir. Doğal olarak çevresinden kolayca kabul görmüş, toplumun bir ferdi hâline gelmiştir.
Gregor, isteği dışında gerçekleşen bu dönüşümü bir türlü kabullenemez. Ancak Kafka, roman boyunca bu dönüşümü ve sonucunu ortaya koyarak okuyucuya rahatsızlık vermeyi başarmıştır.
Böceğe dönüştükten sonra toplumun ve ailesinin beklentilerini karşılayamadığı için başlangıçta iyi bir çalışan, iyi bir evlat ve iyi bir ağabey olarak nitelendirildiği bütün vasıflardan soyutlanmıştır. Dönüşümünün ilk günlerinde buna az çok tahammül edilebilirken, -hatta zaman zaman merhamet duygularıyla karşılaşırken- gün geçtikçe yalnızlığa mahkûm edilmiştir. Görülmek istenmeyen bir yaratıktır artık Gregor. Hatta aile için bir yük, bir tehdit unsuru hâline gelmiştir.
Gregor’la böceğe dönüştüğü andan itibaren kız kardeşi Grete ilgilenir. Kız kardeşi; o sabaha kadar kendisine inanan, ailesine karşı daima yanında duran sevgili ağabeyini bu zor günlerinde yalnız bırakmama kararı almıştır. Gregor’un odasına girmeye cesaret eden ve adeta bir görev bilinciyle onu bu müşkül durumdan kurtarmaya çalışan tek kişi yine Grete’dir. Ancak gün geçtikçe ağabeyinin düzeleceğine dair umutları tükenmektedir. Zaman ilerledikçe nazik tutumunu bir kenara bırakır. Ailece yaşadıkları onu yorar. Çünkü Gregor, dönüştüğü günden bu yana evde birçok şey değişmiştir. Babası çalışmak zorunda kalmıştır ve evlerin odası gelir getirmesi için kiraya verilmiştir. Evdeki herkes Gregor’un üzerinden aldıkları sorumlulukları tekrar yerine getirmek zorunda kaldıkları için hem yorgun hem kızgındır. Grete, bir süre sonra ailesini Gregor’un yeniden insana dönüşemeyeceğine ikna etmeye çalışır. Ümit etmekten yorulmuştur. Sözleri oldukça çarpıcıdır: “Buradan gitmeli, tek çare bu, baba. Ama onun Gregor olduğu düşüncesini kafandan atman gerek. Bizim asıl felaketimiz, bunca zaman bu düşünceye inanmış olmamız. Fakat o nasıl Gregor olabilir ki? Gregor olsaydı eğer, insanların böyle bir hayvanla birlikte yaşamalarının olanaksızlığını çoktan anlar ve kendiliğinden çıkıp giderdi.”
Bütün bu yaşananlardan sonra, yorulan sadece Gregor’un ailesi değildir. Aksine en fazla hırpalanan, en fazla yalnızlaştırılan, en fazla acı çeken ve en fazla kaderiyle boğuşması gereken Gregor olmuştur. Gregor ailesinin hayatından, bir daha geri dönmemek üzere çıkar.
Kafka şüphesiz bu eseriyle çok ses getirmiştir. Henüz kitabı okumamış bir insanın bile, bu kitaba dair söyleyebilecek bir şeyleri mutlaka vardır. Bu durum, bütün kitaplar için söz konusu olamaz. Bu, Dönüşüm’ün başarısıdır.
Kafka, başladığı kimya ve hukuk fakültelerinde kararlı davransaydı ya da kadim dostu Max Brod’la tanışmış olmasaydı belki de asla edebiyata yönelmeyecekti. Belki de Dönüşüm gibi insanı alıp, yere çarpan bir roman yazamayacaktı. Açıkçası Dönüşüm olmasaydı, bir şeyler hep eksik kalacaktı.
- Franz Kafka – Dönüşüm
- Can Yayınları – Roman
- 102 Sayfa
- Çeviren: Ahmet Cemal