Merhaba, bu yazı dergileri ve dergiciliği eleştirme yolunda ilerleyip muhtemelen yönünü başka yerlere çevirecektir.
Çevremdeki insanların kitapla, dergiyle, yayıncılıkla ve çoğunlukla şiirle ilgilenmesi güzel bir şey; ancak dergiciliği eleştiren insanların yine dergicilik işini yapan insanlar olması, konunun temelinde bazı tezatlıkların olduğunu gösteriyor.
Öncelikle çıkan dergilere bakalım mı? Ben sizler için bir liste oluşturmayacağım, çünkü liste uzar gider – bundan ötürü kaç tane edebiyat dergisi çıkıyor sizler araştırın ve görün isterim. Ve araştırmanız nihayetinde bu dergilerin mutlaka birilerinin tekelinde olduğunu göreceksiniz ve yine bunu işlerin arkasından hep aynı insanların olduğunu fark edeceksiniz. Fakat düşünüyorum da bu kadar eleştiriye rağmen çıkarılan dergilerde, sırf satsın diye ünlü isimlerin çok kötü şiirleri basılmıyor mu? Dergileri hazırlayanlar niteliğe bakmadan yalnızca satış odaklı hareket ederek, etik değerlerin dışına çıkmıyorlar mı? Ayrıca yine aynı insanlar sırf kendi dergileri ve hatta kitapları için interaktif ortamlarda olumlu eleştiri yazıları yazdırmıyorlar mı?
Ben, 2013 yılından beri belli dergilerde ve fanzinlerde çoğunlukla öykü ve bazen de şiir yazıyorum. Bundan önce ise yazmaya herkes gibi blogda başladım ki hala devam ediyorum. Çünkü blogum eskiden beri insanlara daha rahat ulaşabildiğim bir yer oldu. Şimdi bireylere ulaşmanın sanal alemden geçtiğinden söz edenler eskilerde buna karşı çıkan insanlardı. Mutlaka değişim olmuştur düşüncelerde; ancak yeni bir galaksi keşfetmiş edasıyla da bunu satmaya gerek yok; çünkü sahte duruyor üzerlerinde.
Gelgelelim piyasadaki bütün edebiyat dergileri ve onları çıkartmak için çıkartılan başka dergiler, her daim çarkın içinde dönmeye devam edecekler – tüm bunların sonucunda birbirlerinin sırtlarını sıvazlayan, rakı masalarında birbirlerine övgüler sunan ve arkalarından bolca küfürler savuran dostlar! Arkadaşlar! Bilumum enteresan eski solcular mevcut halde bekleyeceklerdir.
Dergi çıkarmanın, kitap hazırlamanın ne kadar zor bir şey olduğunu başında oturup emek vermekten çok yapan arkadaşlarımdan ve gördüğüm uğraşlardan biliyorum. Bundan ötürü de bazen kötü bir dergi çıktığı zaman, adamlar uğraşmış ve fakat kötü bir iş beğeneni çok olur, diyebiliyorum. Tabii ki bu çok satılanın kötü olduğu manasına gelmez ki böyle algılamanız çok rasyonel olmayacaktır; ancak yazılan bir öykünün, şiirin artık ne diyorsanız yazdığınıza – onun iyi veyahut kötü olduğunu anlayacak durumdasınızdır diye tahmin ediyorum.
Dergide yazmak, ödül almak, büyük yazarlarla şairlerle! oturup kalkmak, kötü yazsanız dahi size çok kapılar açacaktır. Bu yüzden devam edin güzel arkadaşlarım ve dostlarım, sırf doldurmak için kötü yazılar basmaya ve ödüllerin peşinden koşmaya ki kendinizi önemli hissedin.
En son Kaan Koç’un röportajında dobra dobra bir şekilde söylediklerini takdir ettim. Onun haricinde sert eleştiriler yazan birkaç arkadaş daha var; fakat diğer herkes kendi çıkarları için el etek öpmeye – güzel kokteyllerde boy göstermeye devam ediyorlar ki edeceklerdir. Dürüst olmak gerekirse, bir vakit beni öyle bir yerde görürseniz muhtemelen bedava şarap için oradayımdır.
İntihalsiz ve kendinizi bir şey zannetmediğiniz zamanlar dilerim.