Jean Teulé, kitabın ilk sayfasındaki özgeçmişine göre 1953 doğumlu bir yazar. Yazar olmasının yanı sıra bir karikatürist. Karikatürist olduğunun altını çizmek istiyorum. Çünkü birazdan sizlere bahsedeceğim kitap, yazar vasıflarıyla düşünülüp cümlelerle karikatürize edilmiş bir kurmaca. Bu sebepledir ki, epey ilgi çekici konusunun yanı sıra bu özelliğiyle de farklı bir kitap. Yani benim için. En azından şimdilik.
İntihar Dükkânı, kasvetli ve ismine münasır bir etkiyle başlayıp devam eden, yükselen ve sizi yükselten, duygu yoğunluğunu ve endişesini çarçabuk size zerk edip merak ve olay örgüsüyle sizi çepherine alan, komik, trajikomik, gerçek olaylarla beslenmiş, gerçeküstü olayları anlatan bir roman. Uzun bir cümle oldu. Kitabı biraz önce bitirdim ve fikirlerimin netleşmesini bekleseydim, muhtemelen bu yazıyı şu an okumuyor olacaktınız. Kitapta beni derinden etkileyen yerler olduğu gibi, kurgusal manada hayal kırıklığına uğratan yerler de bulunuyor. Gelin bunları size dilim döndüğünce anlatmaya çalışayım.
Teulé, güzel bir fikir bulmuş. Fikri çok beğendim ve kıskandım. Yazmaya çalışan biriyseniz, güzel ve uygulamaya geçirilmiş fikirleri kıskanırsınız. Keşke benim olsaydı, dersiniz. Okumaya başlayıp da konuyu kavrayınca bunu düşündüm. Konu kısaca şöyle: Yaşadığımız dünya öyle bir hal almıştır ki, haber bültenleri yalnızca felaket, savaş ve berbat haberlerle doludur. İnsanlar yaşayabilmek için heves, hayatta kalmak için yeterli nedeni, neşeyi, umudu, mutluluğu bulamamaktadır. Dünyanın geldiği bu vaziyet, intihar vak’alarını da tetiklemiştir. Mösyö Tuvache ve ailesi, yüzyıllardır intihar etmek isteyenlere yardım etmektedir: Zehirler, intihar kılıçları, yağlı urganlar, taze zehirli bitkiler ve türlü ölüme götüren her şey onların dükkânında yani İntihar Dükkânı’nda satılmaktadır. Fakat yeni doğan çocukları, diğer iki çocuğunun aksine neşeli ve hayat doludur. Ve Alan, yani en küçük çocuk, ailenin başına bir nevi dert olacaktır…
Yazarımız konuyu, dünyamızdan intiharlar ve tarihi intihar vak’alarıyla pekiştiriyor. Kurduğu dünya içerisine, gerçek yaşamdan da örnekler verince, gerçeklik hissiyatı artıyor. O dünyayı, kasveti, yüksek binalardan intihar eden kadınları, sokak ortasında kendini zehirleyen insanları gözünüzde canlandırıyorsunuz. Buraya kadar mükemmel… Evet. Buradan sonra biraz sıkıntı var.
Alan, küçük yavrucağız, neşesiyle bir şekilde işleri tersine çevirebilecek kudrete sahip oluyor. Peltek konuşması, insanları canından bezdiren sevimliliğiyle roman içerisine sokulmuş bir virüs gibi, sizin de canınızı sıkıyor. Sıkıldım, bu çocuğu yüksek binalardan atmayı ben bile istedim. Ama olmadı. Bir de tüm insanları kendi kafasına bir şekilde çekmeyi başarmaz mı? Ah! Resmen canım yandı kitabı okurken. Böyle güzel bir kurgu, böyle zayıf bir ters köşe hak etmiyordu. Daha güçlü, daha sarsıcı olmalıydı, bence. Belki de çok kıskandım, bir şekilde ben karalıyorum. Okursanız, belki siz karar verirsiniz.
Ayrıca roman, 2012 yılında uzun metrajlı bir animasyon olarak sinemaya uyarlanmış. Şuraya fragmanını bırakayım:
Şimdiden iyi okumalar, iyi seyirler dileyeyim.
- İntihar Dükkânı – Jean Teulé
- Sel Yayıncılık – Roman
- 140 Sayfa
- Çeviri: İsmail Yerguz