Dünyada bir salgın gibi başlayan “Werther Sendromu” herhangi bir popüler kültür ürünü değildir. Şüphesiz sıradan bir aşk romanı olmanın çok ötesinde insanları duygularıyla yüz yüze getiren, sarsan, acıtan ve bu duyguların yoğunluğuna dayanamayarak hayattan kopmak istemenin bir sonucudur Genç Werther’in Acıları.
Werther, özgün bir karakterdir. Giyimiyle, söylemleriyle, entelektüel birikimiyle, topluma başkaldırmasıyla ve hiyerarşiden nefret etmesiyle döneminde de günümüzde de oldukça dikkat çeken bir roman kahramanı olmuştur. Goethe’nin başarılı anlatımı; toplumu, özellikle de gençleri “Werther gibi olmaya” itmiştir. Mavi ceket, sarı yelek, sarı pantolon ve kahverengi çizmeler, Werther gibi olmanın adeta birinci koşulu olmuştur. Gençler, kitaptan o kadar etkilenmiştir ki Werther gibi giyinmeye, Werther gibi sevmeye başlamışlardır. Kadınlar, Lotte gibi sevilmeyi arzulamıştır. Kendilerini Werther’le fazlasıyla özdeşleştiren gençler, sonlarını da başkahramandan ayrı düşünememiştir.
Werther, şehirden kaçarak ruhsal sıkıntılarından kurtulmayı ümit etmektedir. Gittiği ilk günden itibaren yakın arkadaşı Wilhelm’e mektuplar yazmaktadır. 4 Mayıs 1771 yılında başlayan mektuplar, Werther’in intiharına kadar sürmektedir.
Werther, “Kendinden memnun olmayan insan, nasıl bir insandır? Sevgili dostum, sana söz veriyorum, kendimi düzelteceğim. Her zaman yaptığım gibi, yazgımızın sunduğu ufak tefek sorunları artık sonsuz bir dert haline getirmeyeceğim; bugünü yaşamak istiyorum ve geçmişi geçmişte bırakmak. Kuşkusuz sen haklısın dostum, eğer insanlar –niye böyle yaratıldıklarını tanrı bilir- geçmişte yaşanan kötü şeyleri anımsamak için hayal güçlerini zorlamak yerine içinde yaşadıkları anı olduğu gibi kabul etseler, acıları daha azalırdı.” sözleriyle yeni bir hayata başlamıştır. Bu kaçış ilk günler ona iyi gelmiştir. Ancak daha sonraki günlerde çaresiz bir aşka tutulmuştur. Nişanlı bir genç kıza büyük bir aşkla bağlanmış, bu aşkla nasıl baş edeceğini bilememiştir. Lotte’yi görmek için her fırsatı kollamıştır. Lotte de ondan etkilenmiş ancak ahlâki değerler nedeniyle Werther’in duygularına kayıtsız görünmeyi başarabilmiştir. Lotte, evlendikten sonra da Werther’le görüşmeyi kesmemiştir. Ancak Werther’in yalnız kaldıkları bir günde onu büyük bir istekle öpmesi, ahlâki değerlerle hareket eden Lotte’yi çıldırtmış “Werther!” diye haykırmış ve “Bu son Werther, Beni bir daha asla görmeyeceksiniz.” demiştir. Lotte için de bu sözleri sarf etmek kolay olmamıştır. Werther’e sarf ettiği bu son sözlerde dahi gözlerindeki aşk, sesindeki heyecan ve korku fark edilmektedir. Ancak bunu yapmaktan başka çaresi yoktur. Odada yalnız kalan Werther, ne yapacağına karar veremez hâlde gezinmiştir. Lotte’nin sığındığı odanın kapısında beklemiş, “Lotte! Lotte! Sadece tek kelime “Elveda” sözleriyle ‘kendi sonuna’ emin adımlarla yürümüştür. 20 Aralık mektubuna “Karar verildi. Lotte, ben ölmek istiyorum.” cümlesiyle başlar. Artık ölmek istediğinden şüphesi kalmamıştır. Başkasına ait bir kadının aşkını taşımak ona çok ağır gelmektedir.
Bu eser, aynı zamanda otobiyografik esintiler taşımaktadır. Goethe, gerçek yaşamında da yakın arkadaşının nişanlısına aşık olmuştur. Bir nevi bu aşkı ve sonuçlarını Werther üzerinden halletmeye çalışmıştır. Yaşadığı acıyı tarif etmek için “Kendimi öldüremediğim için Werther’i öldürüyorum.” sözleriyle ortaya koymuştur.
“Evet, ben sadece bir gezginim, yeryüzünde bir yolcu! Sizler bundan daha mı fazlasınız?” cümlesi gibi kitap içinde geçen nice cümle kendinizle yüzleşmenize neden olacaktır. Romanı okurken etkileyici bunun gibi o kadar cümleyle karşılaşacaksanız ki o sözlerin altını çizmekten, defterlerinize yazmaktan kendinizi alıkoyamayacaksınız.
Aynı zamanda romanda İncil’den, Yunan mitolojisinden, Odysseus’dan ve daha birçok eserden bilgiler, göndermeler yoluyla okuyucuyla paylaşılmıştır. Goethe, kültür birikimini edebi zevkiyle ustaca birleştirmiştir.
Kitaplığınızın en önemli köşesinde bu nadide eser için yer açmayı ihmal etmeyin. Pişman olmayacaksınız.
- Genç Werther’in Acıları – Johann Wolfgang von Goethe
- Can Yayınları – Roman
- 163 Sayfa
- Çeviren: Nihat Ülner