Etrafımızı saran genişçe kırmızı bir çizgiden habersiz yaşıyoruz. Gündelik rutinlerimizde gittiğimiz yollar, beklediğimiz noktalar duracağımız yerler hatta koşacağımız sokaklar bile görünmez çizgilerle ruhumuza ve zihnimize kazınmış.
Ahlak… Ahlak da kendimizi fark ettiğimiz ana kadar çoktan rutinlerimiz gibi çizmiştir yol haritasını. O bizler için başkaları tarafından çizilmiş yollarda ezbere yürürüz. Attığımız her adım, yürüdüğümüz her yol teker teker irdelenmiş, üzerinde karar kılınmıştır. Bilinçaltına derin derin kazınmış o yol üzerinde yüründükçe ne bizleri rahatsız eder ne de etrafımızdakileri. Ve çoğu zaman sorgulama gereği de duymayız; eğer dış çemberi saran kırmızı çizgiye bir kere olsun basmamışsak…
Ya bir gün ezberlediğimiz o yollardan saparak bilmediğimiz bir sokağa düşersek? Yürüdüğümüz, koştuğumuz, her metrekaresini adım adım ezbere bildiğimiz yol tepetaklak üstümüze yıkılırsa ve koskoca dünyanın altında kalırsak? Kırmızı çizgiye bastığımız anda bütün dünya işini gücünü bırakıp kınayan gözlerle bize bakarsa? Şu yoldan sapabilirsem bildiğim yerlere geri dönerim demeye bile mecalimiz kalmazsa? Ya da en kötüsü kaybolduğumuz yol bile bize merhamet etmezse?
Muhafazakar bir kesimde yetişmiş karakterimiz kendisi için hiç de makul olmayan bir aşka sürükleniyor. Kendi kırmızı çizgisine sonunda kavuşmuş karakterimiz tüm geçmişini sevdiği kadınla defalarca yüzleştiriyor. Zihninde yaşadığı derin dilemmada kendini bulmaya çalışırken o kırmızı çizgiye basıyor. Beyni ve yüreğinin kıskacında kalan karakterimiz artık ortada kalmıştır. Ait olduğu yuva için fazla günahkar sevdiği kadın için hep bir miktar eksiktir artık.
Yazarımız Tarık Tufan romanını son derece duru bir dil ve akıcı bir üslupla ele almış. Kitapta ilk sayfalardan itibaren Murat Menteş üslubu hissetmek mümkün. Bu iki yönüyle değerlendirilebilir. Ben artık kitap yazmayan sevdiğim bir yazarın kitabını okuyor gibi hissederek olumlu tarafından bakıyorum. Elinize aldığınız andan itibaren bırakamayacağınız, birkaç günde kolaylıkla bitirebileceğiniz bir kitap. Tabii ki bu kitabı hediye ederek beni yürekten sevindiren öğrencime de teşekkürlerimi sunmadan yazımı sonlandırmayacağım…