“Gül Yetiştiren Adam”, Rasim Özdenören‘in roman türünde ilk ve son eseri, araştırma makalelerine konu olan ünlü romandır. Çok ilginç ve düşündürücü bir romandı. Romanın bitirildikten sonra bir kez daha okunmasının faydalı olacağına inanıyorum. Genel olarak Batılı tarzda, modern yaşamaya çalışan insan figürleri ile geleneksel yaşantısına devam edenlerin bir arada irdelenerek verildiği bir kurgusal yapısı vardı.
Bu aldırışsız ve bozuk düzene kısa sürede uyum sağlayan insan figürlerinin yanı sıra, çevredeki ve yapılardaki bozulmalara da dikkat çekilmiştir. Aklıma, Batıya özenip gülünç duruma düşen kişilerin yaşantılarının anlatıldığı bizim “ilkler” olarak bildiğimiz Batılı tarzdaki roman üretimi sürecinden itibaren ele alınan eserler geldi.
İsmen Recaizade Mahmud Ekrem’in Araba Sevdası (1896), Namık Kemal’in İntibah’ı (1878) ve Ahmet Mithat Efendi’nin Felatun Bey’le Rakım Efendi’si (1875) zikredebileceğimiz eserler ile çağrışımını düşündüm. Yazarın da tıpkı diğerleri gibi rahatsız olduğu konu buydu. Yaşadıkları toplumdaki aksaklık ve vurdumduymazlığın izlerinin bariz görülmesinin de verdiği etki ile bu tarz bir romanı ele aldığını düşünebiliriz.
Bu roman Rasim Özdenören’in ideolojisini tamamen ortaya koyan düşünceleri içeriyor. Ve tarih olarak 1979 yılında yazılmıştır. İçerisinde ikili anlatım vardır. Hem bir dede ile torun figürü (geleneksel) hem de aşk temasının / ikili ilişkilerin işlendiği modern hayatın debdebesinin yoğun satırlarla işlendiği Sitare, Çarli ve arkadaşlarının sahneleri (Modernist/Batıcı).
Daha da günümüze yakın, bu tema ile yazılmış bir romanda bu düşünceyle yakınlık taşıyor: Peyami Safa’nın yazdığı “Fatih Harbiye”. 1931 yılında yazılmış olan, Batı ile Doğunun çatışmasını inceleyen bir romandı. Bu romanda da Modernizme kapılan “Neriman” karakteri ile Geleneksel yaşayışını sürdüren “Şinasi”yi baş karakterler olarak görmekteydik. Biz Gül Yetiştiren Adam’da modernizmin kıskacında bocalayan bir adam ile bu yaşam tarzını benimseyip sonunda intihar eden kadını, iki farklı hayatı tek bir kitapta görüyoruz.
Kitabın dışına çıkıp hikâye örgüsünden arındırdığınızda elde, Rasim Özdenören’in hayata bakış felsefesi kalıyor:
“Değişme akla durgunluk verecek bir hızdaydı. Yenilikleri yadırgayan kimselerin olmasına rağmen, bir zaman sonra onlarda her yeniliği artık doğal bir olay halinde görmeye başlamışlardı. İlk zamanlardaki dirençleri zayıflamış, kırılmıştı.”
Keyifli okumalar…
- Gül Yetiştiren Adam – Rasim Özdenören
- İz Yayıncılık – Roman
- 144 sayfa