Bir kitabı elinize aldığınızda önce kapak dikkatinizi çeker ya da sıklıkla başlığı! Sonrasında da heyecanla arka kapak yazısını okursunuz /okurum.
İşte, Birlikte Yaşamanın Yolları’nı alıp da, bir aile içinde nasıl yaşanacağını anlattığını okuduğunuz tanıtım yazısı, okumak için heyecanlanmaya yeterli sebep oldu benim için.
Fransa’nın küçük bir şehrinde birbirinden zeki altı kardeşin en küçüğünden, Isidore‘den dinliyorsunuz Mazal ailesinin hikâyesini.
Kardeşlerin hepsi üstün yetenekli. Simone, 13 yaşında liseye gidiyor, Berenice, Leonard, Aurore doktora yaparken Jeremie, senfoni besteliyor.
Ailenin en küçüğü ve kendini tüm bu abla ve abilerin arasında en yeteneksizi zanneden Isidore ise onlarla birlikte yaşamanın yollarını ararken hayatı keşfediyor.
Ailenin dışında ise tam anlamıyla sudan çıkmış balığa dönen kardeşlerin birbiri ile ilişkileri de oldukça sınırlı. Anne evcimen ve her çocuğunun nasıl istiyorsa öyle yaşamasına olanak veren bir yolu izlemeyi tercih ederken, baba hep seyahatte ve çocuklar ile ilişkisi yok denecek kadar az.
Ve her şey babanın ölümü ile yeniden şekillenmeye başlıyor evin içinde. Tüm kardeşler ve anne, yaşamlarının aynı düzlemde gittiğini sanırken aslında birlikteliklerine tutunmanın, onları dışarıdaki tüm kötücül olaylardan, uzak tutacağı çelişkisi içinde sığınıyorlar kendi dünyalarına.
Isidore’a gelince, müthiş bir gözlem gücü var. Ailedeki anneden büyük ablalara, okuldaki öğretmenlerden öğrencilere kadar insanları çok iyi gözlemliyor, onlara öyle bağlar kuruyor ki bu kadar küçük yaşta nasıl bu kadar olgun olduğuna inanamıyorsunuz. Yazarın bir iç sesi gibi. Tek arkadaşı var: Denise. Denise, kendi sorunları ile boğuşurken Isidore ile yaptıkları sohbetler o kadar çözümleyici ki. Hayatı erken kavramış bu genç kızın sanki yaşanacak her şeyi yaşamış olmasını sessizce üzülerek izliyorsunuz köşenizden.
Isidore ile odasını paylaştığı kardeşlerden Simone’un sohbetleri ise muazzam. Simone’un mektup arkadaşı Rose’un mektubuna verdiği yanıt, bir önceki mektupta arkadaşına sorular sorup yanıt vermesini bekleyen Rose‘da şaşkınlık yaratmakla kalmıyor, okuyucuda da şaşkınlığa düşürüyor.
Tüm bunların yanında yaşı yüzü geçmiş, Fransa’nın en yaşlı kişisi ünvanına sahip Daphe’nin de romanda kendine yer bulması, genç ve yaşlı bireyi yaşama –ölüme bakış açılarının farklılığı; doğum-ölüm sarmalının (babanın ölümü de dâhil) Isidore ‘da sorgulanmasına neden olur.
İlk aşk, ilk cinsellik deneyimi bu arada ablalarında kabuklarından sıyrılmış olması ama tüm bunlar olurken anneni olanları daha uzaktan izlemesi bana çok ilginç geldi. Sanki çevresinde yaşananların farkında değilmiş gibi olması.
Oğlanlardan Leonard’ın doktora tezinin aile bireyleri hakkında olması ise kitabın sürprizlerinden biri.
Kitabın diline gelirsek; 2018 den bu yana en beğendiğim kitaba bir selam göndererek başlarsam (Pınar Selek/Cümbüşçü Karıncalar), tek kelime ile nefis.
Sizi öyle sarıp sarmalıyor ve Isidore‘un yanıtlarını aradığı sorular o kadar gerçek ki, nefesinizi tutup kitabın sayfalarını heyecanla çeviriyorsunuz.
Cümlelerin her biri o kadar değerli o kadar tutumlu kullanılmış ki…
Ve harika bir gözlem gücüne sahip Isıdore’un gelecekte yazar olacağını tahmin etmek hiç zor değil.
Leonard’ın yazdığı doktora tezinden Isidore için olanı paylaşacak olursak:
“Böylelikle farkında ve farkında olmaksızın, aile içindeki rolü değişti: O, diğer öznelerin umut ve teselli için yöneldiği kişi haline geldi.”
- Birlikte Yaşamanın Yolları – Camille Bordas
- Siren Yayınları – Roman
- 293 sayfa
- Çeviri: Betül Cevahircioğlu
Not 1: Camille Bordas, 1987 Lyon doğumlu. 2009’da ilk romanı Les Trezie Desserts‘in ardından Portie Commune’ü yayımlanmış.
ABD’de yaşayan yazar “Birlikte Yaşamanın Yolları”nı İngilizce yazıyor ve bu romanla Chicago Review of Books en iyi roman ödülünü alıyor.(2017)
Not 2: Çeviri için Betül Cevahircioğlu’na binlerce teşekkür.