Bay evdeyokum’un post-it’leri isimli eser merak duygusunu hareketlendiren, gizemli bir şekilde başlayıp öyle de ilerleyen bir arkadaşlığı konu ediniyor. Okurken çok eğleniyorsunuz, çünkü muzip bir anlatım diline sahip bu pek neşeli kitap. Benim de okurken içimin sıcacık olduğunu söylemeliyim.

Kitabın sekiz yaşındaki baş kahramanı Claudia okuldan eve dönerken öğretmeninin verdiği ödev hakkında düşünüyor. Ve ödevi Claudia’ya hiç eğlenceli gelmiyor. Babası fırıncı ve annesi de sekreter olan Claudia’nın bir mesleği tanıtıp, o mesleği yapan kişiyle röportaj yapması gerekiyor. Üstelik bir oylama yapılacak ve en çok oyu alan mesleğin ismi kasaba okulunun üçüncü sınıfına verilecek. Bu, büyük bir görev değil mi? Üstelik sadece on beş günü var. Claudia çevresindeki büyüklerinin mesleklerini düşünüyor ve hiç birini cazip bulmuyor. Kafasında türlü düşüncelerle eve vardığında ise evin önünde içi kolilerle dolu bir kamyon görüyor; yeni taşınan komşunun eşyaları bunlar. Aklında o an yeni komşunun mesleğini öğrenip cazip bir meslekse eğer onunla röportaj yapabileceği fikri canlanıyor. Kolilerin üstünde yazanlara bakıyor. Ne çok kitap var, ilginç.
“Tiyatro 1, Tiyatro 2, Tiyatro 3, Tiyatro 4. Acaba yeni komşu oyuncu mu? Şiir 1, Şiir 2, Şiir 3, Şiir 4. Yoksa şair mi? Roman 1, Roman 2, Roman 3, Roman 4. Demek yazarmış. Deneme 1, Deneme 2, Deneme 3. Neyi deniyor ki acaba? Sözlükler 1, Sözlükler 2, Sözlükler 3, Sözlükler 4, Sözlükler 5, Sözlükler 6, Sözlükler 7…. Amaaan! Öğretmenmiş demek, pek sıkıcı!”
Claudia annesinden komşularının öğretmen olmadığını ve onun evden çalıştığını öğreniyor. İşte kitapta bu noktadan sonra Claudia ve komşu arasında birbirleriyle notlar aracılığıyla iletişim kurdukları gizemli bir arkadaşlık başlıyor.
Kitabın oyunbaz yazarı Tina Valles, kurduğu oyuncu dil sayesinde düzeltmen olan komşunun mesleğininin gizemini nerdeyse kitabın sonuna kadar sürdürüyor. Hangi yaştan okur olursanız olun kitabı elinize aldığınız andan kitabı bıraktığınız ana kadar kitabın sekiz yaşındaki baş karakterinin yanındaki görünmez bir kişi olup; bu gizemli, merak uyandıran, fazlasıyla eğlenceli bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Tam da ihtiyacımız olan bir yolculuk aslında bu, öyle değil mi?

Kitapta hoşuma giden pek çok unsurun içinde özellikle kayda değer bulduğum şey; teknoloji çağında olduğumuz ve neredeyse herkes hakkında çoğu bilgiye anında erişebildiğimiz bir zaman diliminde, demode diye nitelendirebileceğimiz ve kısmen bir çoğumuzun hasretle andığı iletişim biçimi olan mektuplaşma geleneğinin öne çıkıyor olması. Bunun dışında, daha öncede değindiğim gibi muzip ve merak uyandırıcı dili, gerçek karakterleri bünyesinde barındırması , sade ve akıcı bir kurguya sahip olması gibi yönleriyle de ön plana çıkan bir metin bay evdeyokum’un post-it’leri.
Kitabı bitirdiğim an yazarı araştırdım. Başkaca kitaplarını inceledim. 1976 senesinde Barselona’da dünyaya gelen Tina Valles bir çok ödüle layık görülmüş. Yetişkinler için yazdığı eserlerle ödüller almasının yanı sıra çocuklar için kaleme aldığı eserleri arasından Ağacın Hafızası kitabı ile 2017 senesinde Llibres ödülünü almaya hak kazanmış. Ödüllü bu kitabını da okumak için sabırsızlanıyorum.

Kitabı bitirdiğim an şunu fark ettim: Tanıdığım bütün çocuklara bu kitabı hediye etmek isteğiyle dolmuşum. Çünkü miniklerimizin bu yüz yirmi sayfalık metinden öğrenecek çok şeyi olduğunu düşünüyorum. Yetişkinler içinde benzer düşüncelere sahibim; bildiğimiz fakat bazı anlar unuttuğumuz değerleri hatırlamamızda büyük bir işlev sağladığına inanıyorum. Mesela ben bu kitabı çocukluk dönemimde de okumayı dilerdim. Empatinin önemini kavrar, komşuluğun insan üzerindeki etkisini anlar, en önemlisi de kitapların gizli kahramanları düzeltmenler hakkında bilgi sahibi olurdum. Yanısıra başka meslekler hakkında da düşünme fırsatım olurdu.
Kitabın yazarının esas yaptığı şey de biraz bu zaten. Türlü yolculuktan geçip bizlere ulaşan kitapların yolculuğunu anlamlandırmak ve ve bu gizli kahramanlar hakkında minik okurları bilgilendirmek. Bu noktada, hak ettikleri değeri maddi ve manevi anlamda göremeyen tüm meslek sahiplerine saygılarımı sunuyorum. İyi ki varsınız!
Ayrıca Emrah İmre’nin Katalanca aslında yaptığı muazzam çeviriye de saygımı belirteyim. Kitabın editörlüğünü Tuğçe Özdeniz, son okumasını ise Seda Ateş üstlenmiş. Baştan sona emeği geçen herkese de katkıları için teşekkürler.
Son olarak ülkemizin yaşadığı felaketten ötürü üzgün ve öfkeli olduğumu söylemek istiyorum. Herhangi bir toplumun başa çıkabilmesinin zor olduğu; büyük bir çöküşe sebebiyet veren hem fiziksel hem de ruhen yara aldığımız büyük bir afet yaşadık. Başımız sağ olsun. Aldığımız yara hala açık, kapanması da kolay olmayacaktır. Bence esas olan yaşananları yok saymadan yaşamlarımıza dönmek.
Böyle bir dönemde iyileşmeme katkı sunan öncelikli şey çocuk edebiyatı oldu. Çocukluğun doğasının başında gelen masumluğa dönmek ve şifayı burada aramak ve bir nebze de olsa bulabilmek benim için çok önemliydi. Herkese de tavsiye ederim. Bir kez daha ve bu defa daha yüksek ve güçlü bir sesle “iyi ki edebiyat var” dedim. Her yönüyle, çok çeşitliliğiyle iyi ki edebiyat var sahiden.
Birlikte yürüyüp, yaralarımızı birlikte saracağımız, dayanışmamızın son bulmayacağı; yeniden hayaller kurup, yeniden çiçekler açacağımız nice günlere.
Keşfetme hevesi içinde, meraklı ve heyecanlı çocuk yanımız hiçbir zaman solmasın. Dileğim budur.
Görüşmek üzere.

- Tina Vallés – Bay Evdeyokum’un Post-itleri
- Can Çocuk Yayınları
- Çeviri: Emrah İmre
- 112 sayfa