Dünya tarihinin savaşlarla ve bu savaşların doğal sonucu olarak ortaya çıkan acılarla dolu olduğu bir gerçek. Tarih boyunca nice savaş sonunda milyonlarca insan ölüp yaralanırken, geride kalanların da savaşlardan sağ salim çıktığı söylenemez. Ve hatta hiç kimse savaştan sağ çıkamaz. Amacı ne olursa olsun, hiçbir savaşın haklı gerekçesi yoktur. Bu konu üzerine sizlere çok kıymetli bir kitap önererek başlamak istiyorum: Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok
İkinci Dünya Savaşı, dünya tarihinin gördüğü en acımasız ve kanlı savaşların başında geliyor. Dünya tarihine ardına bıraktığı acı hikâyelerle hatırlanacak olan bu çok yıkımlı savaş, izlerinin hâlâ insanlık üzerinde leke olarak durduğu çılgınca savaş araçlarının kullanıldığı bir savaş olmuştu. ABD’nin Japonya’ya atmış olduğu iki atom bombası, daha önce benzeri bir silahın kullanılmamış olması nedeniyle yaşattığı yıkım ve acının devamlılığı açısından insanlığın daha önce yaşamadığı acı bir deneyim yaşatmıştı. Öyle ki, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan o bombaların izleri hem yeryüzünde hem de insanlığın vicdanında derin izler bırakmış durumda.
Kerry Drewery‘in yazdığı ve dünyaca ünlü çizer Japon çizer Natsko Seki’nin resimlediği Kâğıttan Son Turna Kuşu, günümüz dünyasından geçmişin yıkım dolu günlerine bizi götürüyor. Genç Timaş etiketiyle raflardaki yerini alan kitap, 1945’te Hiroşima’da meydana gelen patlamayla yolları ayrılan üç çocuğun hikâyesini, bizlere, yaşanılan acıların dehşetiyle derinden yaşatıyor.
Kitap günümüzde başlıyor ve bir dede-torun sohbetine konuk oluyoruz. Bu sohbet bizi geçmişte yaşanan ve sancısı günümüzde hâlâ yaşayan bir kaybın izleriyle tanıştırıyor. Ichiro, atom bombasının atıldığı gün evinde arkadaşı Hiro’yla beraberken patlama yaşanıyor ve neye uğradıklarını anlamadan yeryüzünde cehennemin suretiyle karşılaşıyorlar. Dünyaları kelimenin tam manasıyla yıkılıyor. Yıkıntılar altında kalıyorlar, vücutlarının her noktası yanıyor. Bir şekilde hayatta kalmayı başaran Ichiro ve Hiro’nun aklına hemen anneleri, kardeşleri, yakınları geliyor. Ancak etraflarında hiçbir şey yerinde olmadığını, kenti tanıyamadıklarını görüyoruz. Daha önce böyle bir şey yaşamamış olan iki çocuk, hayatta kalma uğraşı içerisine düşerken bir yandan da Hiro’nun küçük kardeşi beş yaşındaki Keiko’yu aramaya başlıyorlar. Bu arayış esnasında da kentin içinde olduğu dehşetin anlatıldığı sayfalar bizlere Natsko Seki’nin herbiri insanın içine işleyen çizimleriyle sunuluyor.
Anaokulunun yıkık binasını görünce umutsuzluğa kapılsalar da arayışlarını devam ettiren iki çocuk, nihayetinde okulun çok uzağında nehir yatağında çocukların bulunduğu toplanma alanında Keiko’yu buluyorlar. Şokta olan Keiko yaralı değildir ama bir şokun içerisindedir. Ichiro ve Hiro onu yanlarıa alıp kargaşa içerisinde yer alan şehirde güven içerisinde olabilecekleri bir yer aramaya başlıyorlar. Fakat dünya tarihinde eşi benzeri olmayan bir saldırıya maruz kalmış bir şehirde güvenli bir yer bulmak ne kadar mümkündür?
Bu hayatta kalma mücadelesi, bir süre sonra yaralı olan Hiro’nun ölümü, başbaşa kalan Ichiro ve Keiko’nun duygusal olarak birbirlerine bağlanmaları, hayatta kalmaya yönelik birbirlerine verdikleri sözler üzerine devam ediyor. Ancak içinde bulundukları şartlar buna imkan sağlamıyor. Patlamalar, yangınlar ve kargaşa içerisinde vücudunun çoğu yaralı olan Ichiro, Keiko’yu bir noktada taşıyamaz duruma geliyor. Onu güvenli olduğunu düşündüğü bir noktaya bırakıp sağlam olan hastanelerden birine gidiyor. Bir felaketin içerisinde olan şehrin ayakta kalan birkaç hastaseninden birinin durumunu düşünebilir misiniz? Zaten yaralı olan Ichiro, Keiko için yardım bulamıyor.
Bundan sonrası birbirini kaybeden iki kahramanımızın on seneler süren birbirini bulma hikâyesi etrafında şekilleniyor.
Kerry Drewery, bizleri acıyla dolu bir hikâyenin içerisine sürüklüyor ve ihtimaller dahilinde en iyisini yapmaya çalışan bir gencin ömrü boyunca yaşadığı pişmanlık öyküsüne konuk ediyor.
Yaşanmadan anlanmayacak, insanlığın en vahim yıkımlarından birinin neden olduğu nice hikâyeden birisini okuyoruz. Hiroşima ve Nagazaki’de bulunamayan, kaybolan ve birbirini arayan nice insanın hayatlarına devam etme çabalarını bir nebzede olsa hissediyoruz.
Savaş çığlıklarının kulaklarımızı tırmaladığı günümüzde çocuklarımıza, savaşın ve onun neden olduğu yıkımla acıların ne denli şiddetli olduğunu anlatmak her birimizin yaşama ve insanlığa borcu.
Hem çocukların hem de yetişkinlerin okuyabileceği bu kıymetli kitabı iyi niyetle öneriyorum.
- Kâğıttan Son Turna Kuşu – Kerry Drewery
- Genç Timaş – Roman
- 288 sayfa
- Çeviri: Gizem Şakar