Jean Rhys‘i ilk kez Pınar Kür‘ün dilimize “Geniş, Geniş Bir Deniz” (Wide Sargasso Sea) adıyla kazandırdığı romanımı seksenli yılların başında okuyarak tanımıştım. Okuyucu tarafından ilgi ile karşılanınca diğer romanları ve öykü kitabı peşpeşe yayımlandı. Son kitabı olan otobiyografisinin dilimize çevirisi ne yazık ki yapılmadı.
Jean Rhys’ın “Nehrin Sol Kıyısı” adlı ilk öykü kitabı 34 yaşındayken yayımlamış. Yazar bir kısmı bizde “Dalda Duran Kuşlar” adıyla yayımlanmış bu kitabında kaybetmeye mahkûm, silik ve hatta zavallı diyebileceğimiz insanları hayran kalınacak bir içgörü ile anlatmış. Söz konusu eseri edebiyat çevrelerine tanıtmak isteyen hamisi ve aynı zamanda yazar olarak kullandığı takma adı ona veren Ford Madox; Dominik’ten gelip İngiltere’de kendisine yer edinmeye çalışıyor olmasının Rhys’e yaşamını sürgünde sürdürenlerin sahip olabileceği bir ayrıcalığı, yani fark edilmesi güç detayları yakalamasını sağlayan bakış açısını kazandırdığını sıklıkla dile getirmiş. Ne var ki, gözlemden beslenen, yer yer bilinç akışından yararlanan sağlam eserlerine rağmen ne yaparsa yapsın, ne yazarsa yazsın yıllar boyu “gerçek edebiyatçılar tarafından” görmezden gelinir.
İnişli çıkışlı, istikrardan ırak bir yaşam süren, maddi olarak farklı erkeklere bağımlı dönemlerden geçen Rhys; 1939 yılında ortadan kaybolur. Çok seneler sonra, 1960’ların ortasında yeni bir roman ile geriye döner… İngiliz edebiyatında çok bilinen, ancak görmezden gelinen bir kadını, bu kez erkek karakteri görmezden gelerek anlatmıştır bu romanda. Referans olarak kullandığı eserin anlamını bile değiştirecek, kısacık ancak derin bir kabusu andıran bir romandır “Geniş. Geniş Bir Deniz”. Anlatılan ise Charlotte Brontë’nin eseri Jane Eyre’den aşina olduğumuz ancak derinlik kazandırılmamış olduğu için pek tanımadığımız karakterin, yani tavan arasında kilitli tutulan, “baş belası, deli kadının” hayatıdır. Roman birbirinden kopuk parçalardan oluşur, anlatıcılar, bakış açıları sürekli değişir.
“Geniş. Geniş Bir Deniz” büyük başarı ve takdir kazanır. Görmezden gelinmiş eski kitapları, altmışlı yılların ruhunu yakalamıştır: Yeniden basımlar, ödüller arka arkaya gelir. Ne var ki yazarın en verimli yılları geride kalmıştır, yazma isteği eskisi kadar güçlü değildir. Geç gelmiş şöhret umurunda bile değildir. Bu romanın yayımlanmasından birkaç sene sonra editörüne kitabın basılmasına onay verdiği için çıkışır çünkü kitapta yer almasından rahatsız olduğu iki minik unsur vardır. Bunlar yalnızca iki kelimedir: “sonra ve “çok”.
“Yeniden hayata gelme şansım olsaydı eğer bu defa yazmaktansa mutlu olmayı seçerdim.”
Ölümünden kısa bir süre önce kendisi ile yapılan röportajda roman yazarlarının uzun süre mesut olamayacaklarını, illa ki acı çekmeye değer bir şeyler bulacaklarını iddia eder ve en azından kendisi için böyle olduğunu ekler. Şöyle der Rhys: “Yeniden hayata gelme şansım olsaydı eğer bu defa yazmaktansa mutlu olmayı seçerdim.”
1979 yılında, “Lütfen Gülümser misin?” isimli otobiyografisini tamamlayamadan vefat eder. Kitapları ölümüden sonra da okurlarına ulaşır, hakkında çok sayıda kitap yazılır ve romanları sinemaya uyarlanır.
Yaşamının büyük bölümünü kitaplarına konu eden yazarın otobiyografisini okumayı uzun süredir istiyordum. Nihayet elime geçince her şeyi kenara bırakıp okudum. Romanlarına koymadığı anıları bir fotoğraf albümünün sayfalarını çevirir gibi anlatmış. Bir fotoğrafçının beş, altı yaşlarındaki Jean’e “Gülümser misin lütfen” demesiyle başlıyor otobiyografi ve seneler sonra ergenlik çağına girmek üzere olan Jean’in bu fotoğrafı gördüğünde o anu anımsamasıyla devam ediyor. Roman ve öykülerinde yaşamına dari bir çok detayı kullanmış olan yazarın çocukluk yıllarının geçtiği Dominik’teki yaşamı, ailesiyle ilişkileri, yaşadıklarını eserlerinde vermiş olduğu detayları tekrar etmeksizin farklı bir üslupla anlatması oldukça heyecan verici. Kitabın ilk yarısı yazarın onayını almış parçalardan olşuyor, diüer yarısı ise ölümünden sonra Geniş, Geniş Bir Deniz romanında birlikte çalıştığı editörü Diana Athill tarafından yazarın notlarından tamamlanmış.
Güçlü bir kalemin kendi iç yolculuğunu benzer eserlerden çok farklı bir kurgu ile anlatmış olması kitabın en önemli artısı.
Rhys severleri onun son eseri ile buluşturacak bir yayınevinin konuya el atması en büyük dileğim.