“Belki de ben, doğmadan önce bulutların kanatlarındaydım? Çünkü kendimi bildim bileli gözyüzünde dolaşıyor bakışlarım. Küçükken, annemle birlikte “bulutları bir şeylere benzetme” oyunu oynardık. O da anneannesiyle, yani benim ninemle oynarmış. Annem de bulut delisi bir çocukmuş, sokakta havaya bakarken durmadan kapaklanır düşermiş.“
Yazar Leyla Ruhan Okyay’ın kaleme aldığı, başarılı illüstratör Merve Atılgan’ın resimlediği Bulut Delisi romanı (4 – 5 ve 6.sınıf) çocukları hayalleriyle birlikte bulutların üzerine kadar götürüyor. “Bulutları bir şeylere benzetme“ oyunu oynuyorlar.
Okyay’ın aynı zamanda Günışığı Kitaplığı’ndan yayımlanan “Köprü Kitaplar” dizisi için yazdığı romanı Leylek Havada (2012), Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği (ÇGYD) tarafından 2012 Yılın En iyi Gençlik Romanı seçildi. Üçüncü kitabı olan Bulut Delisi’ne dair Leyla Ruhan Okyay’a yönelttiğim sorularımla yaptığımız söyleşiye geçmek istiyorum.
Leyla Ruhan Okyay, kim değildir?
Yaşı değişken, herkes gibi bulunduğu yaşta kalamayan biridir. Kimi zaman yazmakta olduğu bir çocuk kitabının kahramanıdır, çocuksu sevinçler, heyecanlar yaşar. Kimi zaman da yetişkinler için kaleme aldığı bir öyküdeki kahramanının acılarıyla yanar.
Çünkü yazar, bulunduğu coğrafyanın insanından, onların yaşadıklarından soyutlayamaz kendini. Etkilenip içselleştirdiği olaylar, gözlemlerden yola çıkarak kurguladığı hikâyelerin hem içinde yer alır, hem de o hikâyenin yol haritasını belirler.
Ne değildir, kim değildir sorunuzun yanıtı; belli kalıplar içinde tariflenecek biri değildir, demek doğru olacak belki de?

Leyla Ruhan Okyay
2014 yılında çocuklar için yazdığınız Hayal Kız öykü kitabınızın ardından 2017’de çocuk romanı Bulut Delisi yayımlandı. Bu aradaki süreçte çocuk romanının fikri nasıl oluştu?
Herhangi bir kitap projesi isteği, düşüncesi olsa da, onun kâğıda dökülme zamanını belirlemem zor. Aynı biçimde türünü de. Çünkü zamanı gelip olgunlaşınca o kendini yazdırır. Bu kitap ta öyle oldu. Belli hikâyeler zihnimde oluşmuştu ama kurgusu belli değildi.
Yazma sürecinin en heyecan verici yanı bu. Kitaba başladığımda bunun bir çocuk romanı olacağını bilmiyordum. Belki bağımsız öykülerden oluşan bir öykü kitabı olabilirdi, ama öykülerin birbiriyle bağlantısı ağırlık kazanınca romana dönüştü.
Çocukluk ve gençlik döneminde Leyla Ruhan Okyay’ın kitaplığında hangi yazarlar yer alıyordu?
Çocukluk ve gençlik dönemimde, Jules Verne, Elenor Porter, Ömer Seyfettin, Kemalettin Tuğcu, Behrengi, Richard Bach, Jack London, Çehov, Sait Faik ve birçokları ilk edebiyat tutkumun oluşmasında başta gelen yazarlar diyelim.
Çağla, bulutlarla birlikte hayal kurmayı çok seviyor. Kars’a yapılacak okul gezisi nedeniyle çocukları yolculuk heyecanı sarıyor. Bu yol macerasında neler öğreniyor çocuklar?
Neler öğrenmiyorlar ki? İlk kez, farklı bir coğrafyada (Kars) gezerken, yöre insanını daha yakından tanıma olanağı buluyorlar. O kent insanının yaşam biçimini, yemeklerini, iklimin gerektirdiği mimariyi ve yaşam felsefelerini sorgulama olanağı buluyorlar. Ailelerinden ayrı çıktıkları bu yolculuğun, sevinçlerini, heyecanlarını birlikte yaşayıp arkadaşlığın önemini kavrıyorlar.
Çocuklar bu yolculuk öncesinde hem uçağa hem de trene binecek olmalarının sevincini yaşıyorlar. Yalnız, bir durum var sanırım, arkadaşlarından birinin geziye gelmesi zor görünüyor. Bu sorunun çözümü için arkadaşlar arası bir dayanışma mı söz konusu oluyor?
Elbette, bu kitapta çocuklar arasındaki dayanışma ve sevgi bağı, bu geziyi daha anlamlı kılan bir nokta. Ülkemiz insanının kaybetmekte olduğu bazı değerlerin önemini vurgulayan bir hikâye var bu kitapta.
El birliğiyle bir şeyler yapmayı, arkadaşlığı, dostluğu, paylaşmayı ve sevgiyi gösteren bir çocuk romanı Bulut Delisi. Biz yetişkinlerin de öğrenmesi gereken şeyler var halen sanırım bu saydığım değerlerden. Sizce de öyle değil midir?
Bizler yetişme sürecinde bize öğretilen insani değerlerin bilincindeyiz. Çocuklarımızın dengeli, mutlu bireyler olabilmeleri sağlamak için bu güzellikleri çocuklarımıza aktarmalıyız, diye düşünüyorum.

Leyla Ruhan Okyay – Bulut Delisi / Günışığı Kitaplığı / Resimleyen: Merve Atılgan
Kitap kapağından sevimli ayraçlara hatta ki hikâyelerin resimlerine kadar hepsini çok beğendim ve titizlikle yürütülen bir çalışma olduğu görülüyor. Çocuk hikâyelerinde resimlerin önemini bir de sizden dinlesek?
Çocuk kitabı yazmanın en keyifli yanlarından biri de yazdığınız hikâyenin desenlerle desteklenip ete kemiğe bürünmesi. Çocukların kitabı sevmesi için hikâyenin sahiciliği, dili, sürükleyiciliği, gibi niteliklerinin yanı sıra ilk anda göze çarpan kapağı ve içindeki desenler çok önemli. Bulut Delisi adlı kitabımı resimleyen Merve Atılgan, çocuklar kadar yetişkinleri de heyecanlandıran sevimli çizgileri, renkleriyle yazdığım hikâyeyi başka bir boyuta taşıdı. Yazdığım hikâye ve desenlerdeki çekicilik nedeniyle kitabımız, çocukların başucu kitaplarından biri olacak diye düşünüyorum. Kitabın başarısında Günışığı Kitaplığı ekibinin payı yadsınamaz. Bu nedenle başta sevgili editörüm Müren Beykan, çizerimiz Merve Atılgan olmak üzere, kitaba emeği geçen bütün arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum.
Son olarak, ileriki zamanlar için kitap çalışmanız var mıdır?
Kitap projeleri hiç bitmez, bitmemeli. Çünkü ‘yazma uğraşı’ benim yaşam biçimim, diyebilirim. Onunla yaşam daha anlamlı ve değerli benim için. Çocuk kitapları yazmayı sürdüreceğim. Bunun yanı sıra yetişkinler için aklımda iki proje var. Taslaklarımdan yola çıkarak, yeni bir öykü kitabı ve uzun zamandır bekleyen bir roman projesi var. Hangisi önce ipi göğüslerse öncelik onda olacak. Daha önce belirttiğim gibi kendini bana yazdıran kazanacak.
*Dipnot: Portre fotoğrafı İlknur Atalkın tarafından çekilmiştir.
Yoruma kapalıdır.