Ömer Zülfü Livaneli‘nin Huzursuzluk romanına değinmeden önce Livaneli’nden bahsetmek gerekirse, Livaneli hem sanatçı, hem senarist, hem yönetmen hem de yazar kimlikleriyle başarılı eserler ortaya koymuştur. Romanları hem okuma zevki veren hem de okurun bilgi dağarcığını zenginleştiren nitelikte eserlerdir. Sürükleyicilik ön planda ve romanlarına merak unsuru hakimdir. Okuyucuyu romana bağlayacak bazı romancılık tekniklerini başarılı bir şekilde kullanır. Tüm bu özellikler ‘Huzursuzluk’ adlı romanında da vardır. Huzursuzluk romanını okuyan biri olarak söyleyebilirim ki, yeni şeyler öğrenerek şaşırmanızı sağlayacak bir roman diyebilirim.
Huzursuzluk, Livaneli’nin son yıllarda dünyanın durmaksızın kanayan yarası IŞID’e, Ezidiler’e, Ortadoğu kültürüne değindiği romanıdır. Konunun güncel ve sosyal olaylardan alınmış olması kimilerince eleştirilmiş ve “yazmak için yazılmış bir roman” düşüncesi oluşturmuştur. Ancak bu olanları, kendi günlük hayatımızın akışındayken, bu görmediğimiz dünyayı ve insanları da yazmak, anlatmak gerekmez mi? Livaneli, modern hayatın tatmin olmayan insanlarının duyarsızlığının arttığı dönemde, bu konuyu ele alarak başarıyla işlemiştir. ‘İnsan’ kavramını romanının merkezine yerleştirerek yaşanan acı olayları iyi bir kurguyla gözler önüne sermiş ve okuyucusunda derin bir his bırakmıştır.

Romana Hüseyin’in çocukluk arkadaşı İbrahim’in bakış açısıyla giriyoruz. Başkahraman Hüseyin ve Meleknaz; ancak romandaki olayı anlatan, olayları bize yaşayıp aktaran İbrahim. Kitap elimdeyken kendimi İbrahim’in eski eşi karakteriyle özdeşleştirmeden edemedim. Meleknaz’la Ezidiler’in yaşadıklarını okuyunca, Ortadoğu gerçeğini hatırlayıp bir şey yapamamak hissiyle huzursuz oldum. Okuru düşünmeye, araştırmaya sevk eden bir roman olduğuna hiç şüphe yok. Roman “Ben bir insandım”, “Beni alıp tekrar karnına soksan bile koruyamazsın artık anne!”, “Merhamet zulmün merhemi olamaz.” gibi vurucu cümleler içeriyor, şiirsel ve akıcı bir anlatımı sebebiyle çabucak okunuyor ve okuru romana çekiyor.
Romanın kapağı ve adı da muhteva ile uygunluk gösteriyor. Kapakta çöl ortasında elinde merdiven ile yürüyen bir adam bulunmaktadır. Çöl ortasında yalnız, çaresiz ve bir o kadar da güçlü durmaya çalışan, yaşayan bir insanı düşünün. Daha güçlü ve zorluklara göğüs germeyi başaran bir insan olmaz mı? Romanın başkahramanı Meleknaz’da bunları görebiliriz. İbni Haldun “Coğrafya kaderdir,” diyor ya, ben buna inananlardanım. Kitap insanı bilinçlendirmek ve yaşananları uzaktan seyretmektense yürekten hissettirme gayesi taşır. Yazar bunu okuyucuyu huzursuz ederek başarır. Romanı adı ile bu şekilde bağdaşlaştırabiliriz.
İnsana sadece insan diye değer verme düşüncesine özlem duyduğumuz bu dönemde, ırk, din, dil, inanç ayrımı yapmaksızın sadece insan diye karşılıksız iyilik yapılmasının gerektiğine inanıyorsanız bu romanı tercih edebilirsiniz. Ön yargıların kırılması dileğiyle…

- Huzursuzluk – Zülfü Livaneli
- Doğan Kitap – Roman
- 160 sayfa
8 yorumlar
Gerçekten her Livaneli romanı bittiğinde bir müddet durup düşünürüm. Romanın içine o kadar iyi çekiyor ki okuyucuyu hiç bitmesin isterim. Sen de çok güzel dile getirmişsin cancağızım, ellerine ve kalemine sağlık! ❤️
İlginize çok teşekkür ediyorum hocam ❤ Çok değerlisiniz 🌸
Merhaba.Zülfü Livaneli bu ülke için çok büyük bir kazanç.Her nesle hitap eden kalemiyle,öğretileriyle istifade edilecek dolu bir kaynak.Genç bir nesil olarak Livaneli yi anlayıp ,anlatıp bu denli etkilenmenizden gurur duydum.Güzel ve teşvik edici bir makale kaleminize sağlık.
Merhabalar, çok teşekkür ediyorum. 😊🌸
Çok güzel elinize kaleminize sağlık çok güzel bir bakış açısıyla yazılmış
Çok teşekkür ediyorum.
Merhaba kaleminize sağlık severek okudum
Teşekkür ederim. Sevindim