Kırmızı Kedi Yayınevi’nin küçük, sevimli kitap serisi Turuncu Kitaplar’ın ilki Immanuel Kant’ın Öteki Dünyaya Yolculuğumun Sahici Hikâyesi adlı kitabıdır. 1877 yılında okurla buluşan kitap Kant’ın ismiyle yayımlanmış, ancak onun tarafından yazılıp yazılmadığı şüpheli. Elimizdeki kitap 79 sayfalık kısa bir kitap. Üstelik çok eğlenceli bir üslubu var. Arka kapağında dediği gibi Borgesvari bir tarzla bizi Kant felsefesine götürüyor. Eğlenceli ve kısa dediğime bakmayın, eğer felsefeye aşina değilseniz metni takip etmeniz biraz zor. Kant’ın felsefesine kısaca göz atmak işimizi kolaylaştırabilir.
1724’te Königsberg adlı bir kasabada doğan Kant, hayatını bu kasabada geçirdi. Üniversitede çeşitli dersler veren Kant, 1824’te öldü. Hayatı hakkında anlatacak çok fazla bir şey yok, ancak fikirleri deyince işte orada çok renkli bir Kant çıkıyor karşımıza.
Kant denilince akla ilk gelen bilgi felsefesidir. Bilginin kaynağı nedir, yani nasıl bilgi sahibi oluruz sorusuna hem rasyonalizmden yani bilginin kaynağı akıldır diyen akımdan hem de empirizmden yani bilgi algılarımıza dayanır diyen akımdan bir şeyler alarak cevap verdi. İki akımdan yeni bir kuram geliştirdi: Eleştirel felsefe. Buna göre insan aklı doğarken bazı bilgileri getirir. Bu kategorileri deneyimle öğrenmez, zaten biliriz: Azlık, çokluk, zaman algısı gibi. Bu temelin üzerine deneyimlerimiz yani algı ve duyumlarımız eklenir. Böylece bilgilerimiz oluşur. Sobaya dokununca elim yanar. Bu bir duyumdur. Bunu genelleyerek bir bilgiye dönüştüren aklımdaki bu apriori – yani doğuştan gelmiş – kalıplardır.
Öte yandan Kant, ahlak felsefesinde de ödev ahlakı ve niyet kavramlarını ön plana çıkarmıştır. Bir eylemin ahlaki değeri; sonucunda değil, niyetinde yatar. Niyeti iyi ise eylem iyidir. Ayrıca bir davranış çıkar, fayda, gösteriş, mecburiyet gibi sebeplerle yapılmışsa bu davranış ahlaklı bir eylem değildir. Davranış evrensel bir doğruluk taşımalıdır. Yani bir ödev duygusu ile yapılmalıdır. Mesela ceza kesilmesin diye kırmızı ışıkta duruyorsanız, üzgünüm ahlaklı bir davranış sergilemiş olmuyorsunuz. Ceza almayacak olsanız da duruyorsanız işte o zaman ahlaklı bir davranışta bulunmuş oluyorsunuz.
Ayrıca kitapta sık sık geçen kendinde şey yani numen ve görüngü yani fenomen kavramları da Kant felsefesinde önemlidir. Numen, varlığın algımızın ötesindeki hali, esas halidir. Bilemeyiz onu. Çünkü biz sadece algıladığımızı biliriz. Fenomense varlığın algıladığımız halidir. Bunu bilebiliriz işte. Elimdeki kalemi dokunarak ve görerek algılıyorum. Bu, kalemin fenomenidir. Ama bu kalem aslında nedir, yani numeni nedir, bilemeyiz.
Peki kitapta neler oluyor derseniz; Kant ölüyor ve öbür tarafa gidiyor. Ondan önce ölmüş tüm filozofları orada buluyor tabii. Bizimki müthiş bir tezahürat bekliyor ama umduğu gibi olmuyor. Aristoteles, Zenon, Protagoras ve diğerleri Kant’a ve fikirlerine burun kıvırıyor ve ortaya felsefe açısından şenlikli ve eğlenceli konuşmalar çıkıyor. Felsefe sevenler için kaçmaz. Kant’a aşina olmayanlar içinse yine de merak uyandırıcı bir kitap.
İyi okumalar.
- Öteki Dünyaya Yolculuğumun Sahici Hikâyesi – Immaunel Kant
- Kırmızı Kedi Kitabevi
- Çeviri: Çağlar Tanyeri
- 79 sayfa