“Ülkemizde imkansızlıklarla mücadele eden ve potansiyellerine ulaşmak için ne istemesi gerektiğini bile bilmeden ana rahminden çıkan çok sayıda çocuk var. Hayatları için çırpınıyorlar. Kıyıda öylece duramayız.”
Çocuklarda dil gelişiminin önemi üzerine çalışmalar yapan Dr. Dana Suskind, bilimsel temellere dayanan Otuz Milyon Kelime kitabının başında şöyle der: “Dil, kültür, kelimelerdeki nüanslar ya da sosyoekonomik statüler fark etmek sizin dil, beynin optimum potansiyeline ulaşmasına yardımcı olur. Aynı şekilde dilin eksikliği beyin gelişiminin en büyük düşmanıdır.”
Dr. Dana Suskind ilk beş yıl ebeveyn-çocuk arasındaki iletişimin önemi üzerinde dururken en kritik dönemin ilk üç yıl olduğunu söylüyor. Bu dönemde bebekle konuşarak, masal anlatarak, kitap okuyarak, oyun oynayarak, doğayı gözlemleyerek sıcak, samimi, gerçek bir iletişim kurmanın çocuğun gelişimine ve akademik başarısına olan katkılarını, yapılan birden fazla bilimsel çalışma ile ortaya koyuyor. Aynı zamanda çocukla kurulan iletişimde kelimelerin niceliği kadar niteliğinin de önemli olduğunu belirtirken emirler ve yasakların çocuğun gelişimini engellediğine de dikkat çekmiştir.
Beyin gelişiminin merkezinde bir bebeğin sevecen ve duyarlı bir yetişkinle olan iletişiminin olduğunu belirterek sosyal bir varlık olan beynin etkileşimden uzak kalması halinde öğrenme ve öğrendiği bilgiyi akılda tutma yeteneğinin sınırlanacağının üzerinde önemle durmuştur. Yazar, anne-baba aracılığıyla bebeğe verilen genetik potansiyelin ebeveynler tarafından sunulan dil ortamı ile en yüksek seviyeye ulaşılabileceğini veya azaltılıp yok edilebileceğini tüm ebeveynlerin kesinlikle bilmesi gerektiğini vurgulamıştır.
Kitapta farklı araştırmacıların çalışmalarına da yer veren Dr. Suskind istikrarlı, yapıcı, motivasyonu yüksek bireyler yetiştirmenin süreç temelli övgü ile mümkün olacağını açıklar. Yapılan araştırmalara göre kişi ne kadar akıllı ve yetenekli olursa olsun, hedefine ulaşmak için sabır ve kararlılık gösteremiyorsa başarıya da ulaşamıyor. Bununla ilgili, sıkı çalıştıkları için övülen çocuklarla, zeki oldukları için övülen çocukların bulunduğu bir çalışmayı örnek gösteriyor. Sonuç olarak sıkı çalıştıkları için övülen çocukların diğer gruba oranla daha verimli oldukları ortaya konulmuştur.
Kişinin kendi davranışını gözlemlemesi ve kontrol etmesi yeteneği olarak tanımlanan öz düzenleme ve yürütücü işlev becerilerinin, akademik başarının en önemli belirleyicisi olduğu vurgulanıyor. Bu becerilerin oluşmasında ev ortamının büyük bir öneme sahip olduğu belirtilmiştir. Ev ortamındaki kaygı, tehdit, olumsuz ve incitici ebeveyn konuşmalarının, duygusal ve zarar verici ölçüdeki stresin beyin gelişimini olumsuz etkilediği, öz düzenleme ve yürütücü işlev becerilerinin körelttiği açıklanmıştır. Öz düzenleme ve yürütücü işlev becerilerini güçlendirmek için kurallar koyarken kuralın gerekliliğini nazikçe açıklamak ve bu açıklamayı yaparken duygusal olmayan mantıklı açıklamalar yapmak gerektiğine değinilmiştir. Böyle yetişen çocukların sorunlar karşısında detaylı düşünebilmeleri ve güçlü bir otokontrole sahip olabilecekleri ifade edilmiiştir.
“Bebekler akıllı doğmaz, onlarla konuşan ebeveynler onları akıllı yapar.”
Kitapta Otuz Milyon Kelime (OMK) girişimi için en önemli konunun, ebeveynlere çocukları için optimum faydayı sağlayacak şekilde zengin erken dil çevresini kurmalarında nasıl yardım edilecek olduğu vurgulanmıştır. Sonuç olarak da 3K yaklaşımı OMK’nin temel stratejisi olmuştur: Kavrayın, konuşun, karşılıklı yapın. Kavramanın çocuğun odaklandığı şeye odaklanmak olduğunu belirtirken ortamda dijital cihazların bulunmaması gerektiğine vurgu yapılmıştır. Bir diğer önemli öge olan konuşma için ise kelimelerin niceliği kadar söylenen kelimelerin türünün ve nasıl söylendiğinin önemi üzerinde durulurken çocuğun odaklandığı şeyle ilgili konuşulmasını vurgulamıştır. Sonuncu Karşılıklı Yapın en değerli öge olarak kabul edilmiştir. Çocuğun odaklandığı şeyi kavrayarak ve bununla ilgili konuşarak etkileşime girmek ve bunu bebekler daha konuşmadan bile yapabilmek üzerinde durulmuştur. Ve bonus dördüncü K, kapat şunu, burada bahsettiği tabii ki de dijital cihazlardır. Hem bakım veren kişi hem çocuk hem de bakım veren ve çocuk arasındaki etkileşim için bu cihazların olumsuz etkisi açıklanmıştır. Daha ayrıntılı bilgiye ve somut verilere kitaptan ulaşabilirsiniz.
Dr. Dana Suskind, OMK’nin ve toplumun nihai amacının tüm çocukların eğitim ve verimlilik bakımından, ayrıca sosyal ve kişisel olarak potansiyellerine ulaştırmak olduğunu belirtmiştir. Aynı zamanda da nazik, ahlaklı ve manevi değerlerine bağlı çocukların; nazik, ahlaklı ve manevi değerlerine bağlı ebeveynlerle mümkün olduğu aktarılmıştır. Tüm ebeveynlerin çocukları için olumlu ve benzer hedefleri olduğu gözlemlenirken farkı yaratan şey, ebeveynlerin hedefe ulaşmak için vizyonlarını nasıl geliştirdikleridir, şeklinde ifade edilmiş.
Çevirisi Doç. Dr. Esra Eret ve Barış Satılmış tarafından yapılan ve Buzdağı Yayınevi‘nden çıkan Otuz Milyon Kelime her yetişkinin okuması gereken bir kitap. Ayrıca yayınevinin sitesinde çocuğunuz için, Otuz Milyon Kelime prensipleriyle yazılmış öykü kitapları da mevcut.
Son olarak kitaptaki şu satırları paylaşmadan geçemeyeceğim:
“Tüm insanların, tüm ülkelerin sorunları vardır. İnsanlar ve ülkeler arasındaki fark sorunları olup olmaması değil, bu sorunları nasıl çözdükleridir. Çok sayıda çocuğun, potansiyelinin en üst seviyesine ulaşamadığı bir ülkede, ülkenin kendisi de en yüksek potansiyeline ulaşamaz. Herkesin aynı şeyi düşünmesi gerekmez ama nihai sonuçlar hislere, fikirlere değil sağlam rasyonel düşünceye dayanmalıdır ve bunun için erken çocuklukta iyi büyütülmüş beyinlere ve sonrasında sağlam, harika ve erişilebilir eğitime ihtiyacımız var.”
- Otuz Milyon Kelime – Dr. Dana Suskind
- Buzdağı Yayınevi
- 304 sayfa
- Çeviri: Doç. Dr. Esra Eret – Barış Satılmış