Yazar, yayıneviyle imzaladığı anlaşmadan çok önce okur ile bir anlaşma yapar. Kitabın kapağını açar açmaz kabul etmesi istenen bir metin gelir okurun önüne; “Bak.” der “Bu hikâye senin yaşadığın evrende geçiyor, anlaştık mı?” veya “Hey okur!” der “Burası senin yaşadığın evrene benzemez, hazırsan anlatıyorum oyunun kurallarını?” Birinci anlaşma okur için kolaydır, hikâyede neyin nasıl olacağını içgüdüsel olarak kestirebilir. İkinci anlaşmada ise okurun biraz kafa yorması gerekir, neyin nasıl olacağını kestirebilmesi için olayları oyunun kurallarıyla ilişkilendirmelidir. Bir tür anlaşma daha vardır ki başınıza neler geleceğini asla bilemezsiniz. Kitabın kapağını açarsınız, kendi evreninizde olduğunuza eminsinizdir, ama bir şeyleri sürekli ters gittiğini hissedersiniz. Hiçbir şey ters gitmese bile.
Bahri Vardarlılar‘ın İlahi Bugs Bunny Komedyası’na İki Ciltlik Metro Bileti isimli öykü kitabı işte tam da böyle bir kitap. Öyküler gerçek mi, hayal mi, rüya mı, bir tür anomali mi, yoksa bir tür akıl hastalığı mı karar veremiyorsunuz ve işin güzel yanı böyle bir karar vermeniz de gerekmiyor. Alışılagelmiş doğrusal ve kısıtlanmış olay akışları yerine, oldukça özgür, birbirleri içine dalıp çıkan, bir yumak haline gelen ve yer yer çözülen zaman ve mekân akışları var. Vardarlılar, bu kitabınaki yedi farklı öyküsüyle bizi, bildiğimiz yerlerde -çoğunlukla İstanbul’da- bilmediğimiz gezintilere çıkarıyor: Denizin dibindeki çam ağaçlarını görüyor, Taksim metrosunun derinliklerindeki cehennemi arıyor, bir ölüm sonrası psikiyatrının kliniğine konuk oluyor ve hatta İstanbul Üniversitesi’nde zamanın eğilip büküldüğü bir konferansa katılıyoruz. Gözünüz korkmasın, kitaptaki hiçbir öykü aslında anlattığım kadar “fantastik” değil, aksine oldukça “gerçek” hissettiriyorlar. Dediğim gibi, işin güzel yanı da bu.
Hemen her öyküde mitolojik (*Başlıktaki Dante göndermesinden de anlaşılacağı üzere) veya edebî göndermeler var ve bunlar öyle gözümüze de sokulmamışlar. Bazen kolayca keşfediliyorlar, ama bence çoğunlukla sayfaların arasında bizden saklanmaya çalışıyorlar. Ben bir kısmını buldum, belki bir daha okuduğumda bir kısmını daha bulacağım. Sırf keşfetmeyi sevmek bile bu kitabı okumak için iyi bir sebep. Ben Taksim metrosunda Vergilius’a rastladım, belki siz de İstanbul Üniversitesi’nin bahçesinde başka bir Romalıya denk gelirsiniz, kim bilir?
Yazarın dilinden de bahsetmek gerekirse; öyküler benim çok sevdiğim kısa, hatta bazen tek kelimelik cümlelerle dolu. Cümleler olur olmadık yerlerde bitebiliyorlar veya bazen de bitmeleri gereken yerlerde bitmiyorlar, gerginlik/rahatlama dozajı çok iyi ayarlanmış aksak ritimli bir beste gibi. Aforizmalar da var, ancak tıpkı göndermeler gibi onlar da göze sokulmamış ve kurguyla beraber güzelce yoğrulmuş. Ayrıca, üslubun oldukça “samimi” olduğunu da eklemem gerek. Kurgularda samimi cümleler okumaktan pek hoşlanmamama rağmen, dil beni hiç rahatsız etmedi. Yazıyı, kitapta altını çizdiğim birkaç alıntıyla bitirmek istiyorum. Bir de eğer kitabı okur da beğenirseniz, Vardarlılar’ın Şu Çay Demleninceye Kadar isimli bir öykü kitabı daha var.
“Sonra, saat mi, gün mü, ay mı olduğunu kimsenin bilmediği zamanlar vardır, insanlar isim takmış olmak için bunlara an derler; işte onlardan biri başladı.”
“Şehrin tüm ağaçlarının arasında, tüm binaların gölgelerinde ve tüm çıkmaz sokaklarının kuytularında, film çeken şu karı kocadan çok daha tuhaf tipler dolaşıyor.”
“Issız bir sokaktaki büyük bir çiçekçi dükkânının tezgâhındayım. Dükkânın sahibi de ben miyim bilmiyorum, ama sonuçta benden başka kimse yok.”
*”Abandon all hope, ye who enter here” İlahi Komedya’da Cehennem’in giriş kapısında yazan yazı.
Yazarı: Bahri Vardarlılar
Adı: İlahi Bugs Bunny Komedyası’na İki Ciltlik Metro Bileti
Yayınevi: Dedalus Kitap
Basım yılı: 2013
Sayfa sayısı: 135