Sonbahar sarı yaprakları, hüznü, asaleti, değişkenliği, romantizmi ve kararsızlığıyla geleli çok oldu. Neredeyse gitmeye hazırlanıyor. Elimizi çabuk tutarsak bir aylık süreye pek çok sayfa sığdırabiliriz. Ne okusam bilemiyorum, diyenler için kendimce bir liste hazırladım, belki bir fikir verir. Sonbaharda bahar hafifliğine kısa romanları yakıştırdım. Buyurun bir göz atın, sevgiler.
1 – HAYVAN ÇİFTLİĞİ – George ORWELL
George Orwell’ın 1984’le birlikte en çok bilinen kitabı olan Hayvan Çiftliği’ni henüz okumadıysanız şiddetle tavsiye ederim. Kısadır, fantastiktir, masal tadındadır ama insanın varoluşundan bugüne kadar hangi biçime bürünürse bürünsün iktidar hırsını ve iktidar olmanın doğasını pek güzel anlatır.
- Hayvan Çiftliği – George Orwell
- Can Yayınları
- 160 sayfa
2 – Oğullar ve Rencide Ruhlar – Alper CANIGÜZ
Alper Canıgüz’ün 5 yaşındaki büyümüş de küçülmüş roman kahramanı Alper Kamu’yla tanışın ve beraber mahalledeki cinayeti çözün isterim. Eğer henüz okumadıysanız mizahi üslubuyla Alper Canıgüz’ü seveceğinize inanıyorum. Alper Kamu’nun adı size biraz ipucu vermiştir bile.
- Oğullar ve Rencide Ruhlar – Alper CANIGÜZ
- İletişim Yayınları
- 204 sayfa
3 – YÜREK BURGUSU – Henry JAMES
Ben biraz gerilmek isterim derseniz de buyurun size bir gerilim romanı. İçinde hayaletlerin cirit attığı bu gizem romanı yayınlandıktan sonra okurları ve eleştirmenleri ikiye bölmüş. Bir taraftakiler kitaptaki genç mürebbiye kızımızın baktığı çocuklara musallat olan hayaletleri gerçekten gördüğünü, dolayısıyla yazarın amacının iyi ve kötünün savaşını anlatmak olduğunu ileri sürmüş. Diğer taraftakilerse romandaki kadının hayalet gördüğünü sandığını çünkü bastırdığı duyguların bilince böyle yansıdığını söyleyerek psikolojik bir yaklaşımda bulunmuşlar. Siz ne dersiniz?
- Yürek Burgusu – Henry JAMES
- İş Bankası Yayınları
- 180 sayfa
4 – İNSANCIKLAR – DOSTOYEVSKİ
Dostoyevski’ye giriş dersine hoşgeldiniz. İnsancıklar’ın Dostoyevski külliyatında yeri ayrıdır, zira onun ilk romanıdır. Dostoyevski bize bu romanda sıkı durun geliyorum der. Hüzün, soğuk, palto, Rusya, kaybedenler anahtar kelimelerimiz. Dostoyevski ile henüz yolunuz kesişmediyse ya da tuğla gibi kitaplarına şu an mecalim yok derseniz İnsancıklar iyi bir tercih olabilir.
- İnsancıklar – DOSTOYEVSKİ
- Can Yayınları
- 184 sayfa
5 – AMOK KOŞUCUSU – Stefan ZWEIG
Stefan Zweig hem üslubuna hayran olduğum hem de derin umutsuzluğuna pek üzüldüğüm bir yazardır. İki dünya savaşını da görmüş ve savaşın yıkıcılığını ve anlamsızlığını sonuna değin yaşamış bir insanın umutsuzluğu anlaşılabilirdir elbette. Avrupa’yı anlattığı Dünün Dünyası kitabındaki şu sözlerini hiç unutamamışımdır, “Benim tarafımdan aynı şekilde yetiştirilen öğrenciler şu anda karşı cephelerde birbirlerini öldürüyorlar.” Stefan Zweig’ın akıcı dilinden hikayeler okumak için bu sonbahar belki de tam sırası.
- Amok Koşucusu – Stefan Zweig
- Can Yayınları
- 189 sayfa
6 – ROGER ACKROYD CİNAYETİ – Agatha Christie
Ben polisiye severim, cinayet isterim diyenlerin okumamış olduğunu sanmam ama ben mesela Agatha Christie’nin hakkında en çok konuşulan kitaplarından biri olan Roger Aciroydu Cinayeti’ni okumamış olmayı ve bu gri, güzel günlerde okumayı isterdim. Şaşırtıcı sonuyla tam polisiye severlere göre. Bakalım katili son sayfaya gelmeden bulabilecek misiniz?
- Roger Ackroyd Cinayeti – Agatha CHRISTIE
- Altın Kitaplar
- 191 sayfa
7 – AĞIR ROMAN – Metin KAÇAN
Ben biraz Türk Edebiyatı rica edeyim diyenlere Ağır Roman diyeyim. Filmini ne çok kişi izlemiş ama romanını ne az kişi okumuştur değil mi? Oysaki bu romanın hüzünlü ve şiirsel dilini okuyun isterim. “Sevgi denen allahsız hastalık insana neler yaptırıyor!” Aşina olmadığımız hayatların öyküsü için buyurun Kolera Sokağı’na.
- Ağır Roman – Metin KAÇAN
- Everest Yayınları
- 126 sayfa
8 – FAHRENHEIT 451 – Ray BRADBURY
Sıradaki kitabımız ben distopya okumak istiyorum diyenlere gelsin. Kitapların tehlikeli sayılıp yakıldığı bir toplumda görevi kitap yakmak olan bir itfaiyeci bir gün merak edip bir kitabı evine götürse ne olur? Distopyanın kasvetli dünyasına çağırıyorum sizi.
- Fahrenheit 451 – Ray BRADBURY
- İthaki Yayınları
- 240 sayfa
9 – CUMARTESi – Ian McEWAN
Hayatı pek güzel olan bir sinir cerrahının bir cumartesi gününde başına gelenleri okuduğumuz bu romanı ben en çok yazarının hayatımıza büyüteçle bakmış gibi yakaladığı küçük ayrıntıları için sevmiştim. Okunması gereken 1001 kitap arasında yer alan Cumartesi’yi bir cumartesi günü okuyabilirsiniz.
- Cumartesi – Ian McEWAN
- Yapı Kredi Yayınları
- 272 sayfa
10 – KUYUCAKLI YUSUF – Sabahattin ALİ
Sabahattin Ali bu kadar gündemdeyken kapanışı onunla yapayım istedim ama Kürk Mantolu Madonna’sıyla değil, Kuyucaklı Yusuf’uyla. 1920’lerin Edremit’ine gidelim. Önce sarsıcı bir başlangıçla Yusuf’u tanıyalım henüz altı yaşındayken. Ve romanda büyümesine tanık olalım, Sabahattin Ali’nin müthiş psikolojik analizleriyle.
- Kuyucaklı Yusuf – SAbahattin ALİ
- Yapı Kredi Yayınları
- 220 sayfa
İyi okumalar.