Medea efsanesi hakkında en ayrıntılı bilgileri, MÖ 3. yüzyıl ortalarında “Argonautika” adlı eseriyle Rodoslu Apollonios verir. Homeros’un “Odysseia” gibi eski kaynaklarda da bu efsaneye atıflar vardır. Fakat bu efsane hakkında Antik Yunan’da yazan sadece Euripiedes oldu. Daha sonra da Roma’da Seneca bu efsane hakkında yazdı(Euripides’in metnini esas alıp). Tabii efsaneyi trajikleştiren bu iki yazar olmuştur.
Önce metinde yazmayan Medea’nın efsanesini sonra Euripiedes’in Medea’sını anlatıp daha sonra da Seneca’nın Medea’sı ile karşılaştırma yapacağım.
Medea, aşkı için ülkesini ve ailesini bırakarak Iason’a kaçar. Iason Medea’yı seviyor mudur peki? Hayır. Sadece tahtı ele geçirmek için altın postu ele geçirmesi gerekmektedir. Altın post ise Medea’nın ülkesindedir. Medea’nın büyü yapma özelliği vardır. Aşık olan Medea büyü yaparak Iason’a altın postu kazandırır ama karşılığında kendisini almasını ister. Babası Medea’nın kaçtığını görünce peşlerine adamlarıyla düşer ve gözü dönen Medea kardeşini parçalayıp denize atar. Ioason postu verir fakat tahta geçemez. Çünkü o sırada ailesi ölmüş ve o da bunun peşine düşmüştür, Medea’da büyüleriyle ona yardım eder.
Medea ile Iason evlendikten yıllar sonra Corinthus kralı kızını Iaoson ile evlendirmek ister. Iason’da ucunda tahtın olduğunu öğrenince Medea’yı terk eder. İşte Euripiedes’in ve Seneca’nın tragedyaları burada başlar.
Perde Medea’nın ağlamaları, yakınmaları ile açılır. Artık çok sevdiği adama nefret kusmaktadır. Üstüne Kreon onu ülkeden kovmak ister. Çünkü Medea büyü yapabiliyordur ve büyü o zamanlar insanlar için korkunç bir şeydir. Medea Kreon’dan gitmek için bir gün ister, işte o bir gün herkesin felaketi olacaktır…
Medea, Iason’un evleneceği kadına düğün hediyesi hazırlar ve çocuklarıyla götürtür. Bu düğün hediyesi kadını öldürür. Medea’nın trajik hatası (hamartia) budur.
Daha sonra Medea Aegeus ile karşılaşır ve bu konuşmada Aegeus çocuğu olmadığı için üzüntüsünden bahseder. Medea erkeklerin çocuklarına çok değer verdiklerini bu konuşmada anlar ve büyük hatasını gerçekleştirmeye karar verir. Medea iki çocuğunu da öldürür. Bu da büyük hatasıdır (pathos).
Bu acı olaydan sonra Medea kaçmak için uğraşır. Odasına, Iason olayları öğrenip büyük bir üzüntü ve nefret içinde gelir. Son kez konuşurlar ve Medea Güneş tanrısının hediye ettiği arabayla akıbeti belli olmayarak oradan bir daha dönmemek üzere ayrılır…
Gelelim Seneca’nın metnine. Seneca’nın Medea’sı okunurken bu metnin Roma döneminde yazıldığı ve Stoacı bir düşünceyle yazıldığı unutulmamalıdır. Roma tiyatrosunun seyircisi kanı, vahşeti, acıyı çok sever. Bu yüzden Medea’nın çocuklarını öldürdüğü sahne burada gösterilir ama Antik Yunan metni olan Euripiedes’in Medea’sında perde arkasında gerçekleşirdi.
Seneca’nın metninde çocuklar hiç konuşmaz. Bu da onlara söylediklerinden dolayı ayrı bir sempati beslememizi engeller ve ölüm işlemi daha kolay olur. Euripiedes’in Medea’sının çocuklarını öldürme nedeni, Iason’a acı yaşatmaktır. Fakat Seneca’da; Medea’nın Aegeus ile karşılaşma sahnesi yoktur. Onun çocuklarını öldürme sebebi ülkeden kovulduğundan, çocuklarını bir daha göremeyeceğinden dolayı Iason’un da onları görmemesinde yatar.
Euripiedes’in Medea’sında onun insancıl yönünü vurgular, başlarda da görebiliyoruz ama Seneca’da direk lanetler yağdıran bir Medea ile karşılaştığımız için bu onun büyücü yönünü vurgular.
Euripiedes’in Medea’sı ülkeden kovulduğunda sığınacak bir liman arar ama Seneca’nın Medea’sı kimseden korkmaz. Bu sebeple de Medea’nın tiradlarını Seneca çok uzun tutmuştur. İçindeki kötülükleri, isyanları daha açık bir şekilde söyletir.
Son olarak ise Euripides aşk temasıyla Medea’yı hareket ettirir; Seneca ise yapılanlara karşı kısasa kısas olarak.
Her ne kadar bu kadar kötü gözüksede tragedya kahramanımız ben Antik Yunan metnindeki Medea’yı ele alarak ona, en az çocukları kadar üzüldüğümü söyleyebilirim. Başta olanlar; Medea’nın büyüleri, Iason’un altın postu istemediği karşılıkla alması gibi olaylar tanrıları kızdırdı. Ve sonuç kötü oldu… Aman ha tanrıları kızdırmaya gelmez!
Koro’nun sözü ile yazımı bitiriyorum;
“Çok şey karışır Zeus Olympos Dağı’nda
ve beklenmedik birçok karar verir tanrılar.
Olması beklenenler gerçekleşmezken
olmazları mümkün kılarlar.
İşte bu öykü de öyle bir sonla bitti.”
Kaynakça:
- EURİPİEDES, Medea, Çev. Ari Çokona, Türkiye İş Bankası Kültür Yay., İstanbul, 2014.
- SENECA, Medea, Çev. Çiğdem Dürüşken, Türkiye İş Bankası Kültür Yay., İstanbul, 2013.