Bir Tembel Hayvan Ailesi Nasıl Yaşar? çok tatlı ve neşeli bir çocuk kitabı. Cansu Erkan ile kitabın yazım yolculuğu ve çocuk edebiyatı üzerine konuştuk…
Yeni tanıyacaklar için kimdir Cansu Erkan? Biraz kendinizi anlatabilir misiniz?
Ben bir çocuk kitabı yazar çizeriyim. Söylemesi çok güzel. :) Bu konuda çok heyecanlı olduğum için böyle başlamak istedim. Baştan alayım… 1989 yılında Ankara’da doğdum. Çocukluğum, ilkokul, lise yıllarım, üniversite hayatım Ankara’da geçti. ODTÜ’de Şehir ve Bölge Planlama okudum, bölgesel, kentsel ölçekten insan ölçeğine kadar bolca çizdim, tasarladım. Ancak mezun olduktan sonra eğitimini aldığım mesleği değil bambaşka bir meslek olan banka müfettişliği yaptım. Müfettişlik sayesinde çok gezdim, çok gördüm, çok insan tanıdım. Bana anlatamayacağım kadar çok katkısı oldu. Ancak yakın zamanda oğlumun doğumu ve çocuklar için yazıp çizmeye ağırlık vermek istemem sebebiyle kurumsal hayattan ayrıldım. Resim yapmayı hep çok sevdim, her fırsat bulduğumda bir şeyler çizerim. Evliyim, söylediğim gibi bir oğlum ve Layka isminde bir köpeğim var.
Bir Tembel Hayvan Ailesi Nasıl Yaşar? sizin ilk kitabınız, yolu açık olsun. İlk kitap çok ayrı bir duyguya sahiptir daima. Hikâyenin oluşumundan bahseder misiniz biraz?
Çok teşekkür ederim. Gerçekten ilk kitap bir başka oluyormuş. Matbaadan gelip elime ulaştığında çok heyecanlandım. Yazıp çizdiğim şeyleri elimle tutabildiğime inanamadım. Hala kitabımı okuyan, elinde tutan, karakterin adını söyleyen çocukları gördükçe şaşırıyorum ve çok mutlu oluyorum. Sanırım buna alışmak zaman alıyor. Hikâye oluşumuna gelince, ben bu kitabı aslında hiç de tembellik yapamadığım, bebeğimin çok çok küçük olduğu bir dönemde yazdım, çizdim. Belki de içten içe hızlı tempomu -yeni anneler beni anlayacaktır- biraz olsun yavaşlatmak istiyordum bir tembel hayvan gibi. Bu nedenle elimden böyle bir hikâye çıktı. Bir de güldürmeyi, gülümsetmeyi hep severim ve tembel hayvanlar da kabul edelim komikler. Bu nedenle böyle neşeli bir kitap oldu.
Kitabın hem yazarı hem de çizerisiniz. Metnin üzerinde ne kadar çalıştınız, çizim sürecini metinle birlikte mi ilerlettiniz yoksa metin bittikten sonra mu oluşturdunuz?
Önce yazdım. Hikâyenin kurgusu taslak olarak kafamda oluşur oluşmaz yazıya döktüm. Kitabın kısa bir metni var ama anlatımımın temelini oluşturan ve çocukları güldürebilecek tatlı örnekler bulmak, kitabı zenginleştirmek ve içime sindi demek için 1 aydan daha fazla çalışmış olmalıyım. Hikâyeyi yazarken kafamda sahneler oluştu ancak hiç çizmedim. Hikâye bittikten sonra aklımda sahneleri oluşturduğum için çizimlerde de “olabildiğince” hızlı yol aldım. Bebeğimi sallarken çizdiğim sayfalar var. :)
Çocuk hikayesi yazmaya sizi yönlendiren ne oldu? Bundan sonra çocuk hikayeleri üzerinden mi yoksa çizim üzerinden mi ilerlemeyi düşünüyorsunuz?
Çünkü çocuklarla ilgili olan her şey çok tatlı, çok renkli! Bir çocuğu eğlendirmek, ilgisini çekmek, gözlerini parlatmak çok güzel. Bundan sonra da yine hem yazıp hem çizdiğim kitaplar ile ilerlemek istiyorum. Henüz yayınlanmamış olan ama çizimlerine devam ettiğim kitaplarım var. Umarım bu konuda daha çok yol alabilirim.
Ebeveynler ‘tembellik’ kelimesinden biraz çekiniyorlar, Bir Tembel Hayvan Ailesi’nden neden çekinmemeliler?
Tembel kelimesi benim özellikle seçtiğim bir kelime değil. Bu hayvan Türkçe’de bu şekilde anılıyor. Mesela bu hayvanın adı Yavaş Hayvan olsaydı, Bir Yavaş Hayvan Ailesi okuyacaktık. Öte yandan kitapta bu hayvanların doğası gereği olan yavaşlıkları, “tembellikleri” üzerinden hikâye dönüyor. Bence ebeveynler bu konuda da çekinmemeli. Bazen herkesin temposunu biraz düşürmeye, yavaşlamaya ihtiyacı yok mu? Özellikle de çocuklar için uyku öncesi anlarda… Zaten aşırıya kaçıldığında da neler olabileceğini kitapta görüyoruz. İşler birazcık sarpa sarıyor. :)
Kitaptaki “Mayışıklar” bir albüm yapsa adı ne olurdu?
Mayışıklar’ın “Bu Kalp Seni Uyutur mu?” adlı albümü yolda. Ancak bildiğim kadarıyla 8 yıldır kayıtları bir türlü bitmedi. :) Fikret Kızılok’a selam olsun.
Özellikle okul öncesi kitaplarda ebeveynler çocuğun bakıp, beğenip seçmesindense kendi beğendikleri kitapları seçiyorlar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Kendi tercihlerini yapabilecek yaşa gelene kadar çocuğu yönlendirmek, ona rehberlik etmek ebeveynlerin görevi. Bir ebeveyn olarak ben de şu anda çocuğuma kendi seçtiğim kitapları alıyorum. Gerçi benim çocuğum şu anda kitaplara uzun süre ilgi göstermiyor ama, yine de resimlerine odaklandığı kısa süre için bile olsa her gün mutlaka kitap açıyoruz. Çocuğun gördüğü her şey zihninde iz bırakıyor, bu nedenle olumsuz bir iz bırakacak içeriklere maruz kalmasını istemem. Ona kendi seçimi doğrultusunda bir şeyler yaptığımız hissiyatını vermek için de okuyacağımız kitabı kitaplığından kendisine seçtiriyorum. Bu şekilde bir yönlendirme ve kontrol olmadığında çocuk farkında olmadan zararlı içeriklere de yönelebilir diye düşünüyorum.
Peki, okurken de yazarken de “çocuk edebiyatı” konusunda en hassas olduğunuz noktalar neler?
Çocuğumla birlikte okuyacağımız veya çocuklar için yazacağım kitap çocuğun zihninde bir oda açabilir, bir konuda cesaret verebilir, bir hayvanı tanımasını sağlayabilir, zor bir dönemde ona yardımcı olabilir, empati duygusunun gelişmesine katkıda bulunabilir veya yormadan sadece güldürebilir. Ancak en hassas olduğum ve ne görsel ne yazılı içerikte yer almasını istemediğim konular; insanlara, hayvanlara, doğaya şiddet, cinsiyet eşitsizliği, çaresizlik hissi gibi bir çocuğun zihnine işlemesini asla istemediğim konular diyebilirim.
İlerleyen zamanlar için heybenizde neler var biraz anlatmak ister misiniz?
İlerleyen zamanlarda yine hayvanların başrolde olduğu birkaç kitabım var. Bu kitaplar da “Bir Tembel Hayvan Ailesi Nasıl Yaşar?” gibi okuyanı gülümsetecek nitelikte neşeli kitaplar. Bir de oğlum Umut için yazdığım bir kitabım var. Hepsini yakında kitapçılarda bulabileceğiz diye umuyorum. Bunların dışında ise üzerinde yeni çalışmaya başladığım, biraz daha zor bir konuyu işlediğim yeni bir hikayem var. Yakında onu da yayınevleri ile paylaşacağım. Umarım onu da bir kitap olarak okuma şansımız olur.