Üstat Sokrates “Sorgulanmayan bir hayat yaşanmaya değmez,” demiştir bundan aşağı yukarı 3000 yıl önce. Felsefe de yaklaşık 3000 yıldır bizi sorgulamaya çağırıyor. Felsefe tarihi bir gürültülü, bir karışık ki sormayın, her kafadan bir ses çıkıyor. Malum, bilim gibi değil kendisi. Tek bir sonuca ulaşamıyoruz, ulaşamayacağız. Zaten felsefe, felsefe oluşunu da bizatihi bu, sonuca ulaşamamasına borçludur. Zira ispatlanan şey bilim olur. Felsefe ise Karl Jasper’ın dediği gibi “daima yolda olmaktır.”
Nigel Warburton, bu uzun yolun güzel bir anlatımını sunmuş. Kırk bölümden oluşan kitabında her çağdan filozofları tanıtmış. Hem de bunu akıcı, kolay anlaşılır ve muzip bir dille yapmış. Felsefeyle tanışmak isterseniz güzel bir başlangıç olur. Hele ki felsefeyle ilgili önyargılarınız varsa, zor olduğunu düşünüyor, karışık bulunuyor, anlaşılmaz diyorsanız, onları kırmak için iyi bir yol gibi görünüyor. Felsefe ile tanışıyorsanız dahi sevebileceğiniz bir kitap. On dört yıllık felsefe öğretmeni olarak ben çok keyifle okudum.
Warburton kimleri anlatmış derseniz, Sokrates, Platon, Aristoteles, Kant, Pascal, Hume, Locke, William James, Freud, Nietzsche, Jean Paul Sartre ilk aklıma gelenler. Filozofların hayatları anlatılırken görüşleri de felsefi bir problem etrafında ele alınmış. Filozofların görüşleri anlatılırken sorulan sorular, düşünce deneyleri benim en çok eğlendiğim kısımlar oldu. Bu yönüyle kitap ufuk açıcı, insanın kendini ve değerlerini sorgulamasını sağlıyor. Bu anlamda ona belki bir kişisel gelişim kitabı gözüyle bile bakabiliriz.
Kadınlar düşünce tarihinde toplumsal sebeplerden dolayı pek de fazla kendilerini gösterememiş oldukları için kitapta yer alan isimlerin neredeyse tamamının erkek olduğunu da belirteyim. Jean Paul Sartre’ın anlatıldığı bölümde eş durumundan Simone de Beauvoir’dan da bahsediliyor, hepsi bu. İsyanımız Warburton’a değil elbette.
İyi okumalar!
- Felsefenin Kısa Tarihi – Nigel Warburton
- Alfa Yayıncılık
- Çeviri: Güçlü Ateşoğlu
- 360 sayfa