Ali Sami Yen ve bir avuç idealist gencin yoksunluk ve yoksulluk içerisindeyken lise koridorlarında kurduğu, renklerini alevin sarı kırmızısından alan ve 1905’ten bugüne hedefini zirveye kitlemiş kulübün, cemiyetin adı olan Galatasaray, Nebil Özgentürk‘ün kaleminden, yer yer roman ve biyografi tadında bir kitapla karşımızda: Galatasaray Tarihi ve Efsaneleri
Kitapta, Galatasaray’ın hikâyesinin yanı sıra zamanın imparatorluğuna ve cumhuriyetine dair ipuçları bulacaksınız. 1905’ten bu yana imparatorluğun kadim izlerini taşıyan, Cumhuriyet yılları boyunca da çok özel olaylara kapı aralayan okulun ve kulübün hikayesi, devletin gelişiminden ne kadar bağımsız olabilir ki?
Hayatında sahaya girip top oynamamış Galatasaraylı Tevfik Fikret’le başlıyor kitabımız. Galatasaray’daki yıllarına ve edebiyatçılığına yoğunlaşan Özgentürk, Fikret’i kırgınlıklarıyla, kızgınlıklarıyla ve onuruyla kaleme alıyor.
Daha sonra bir ömre bedel çaba, bir ömre sığmayacak sevda, nesiller boyu örnek alınacak bir lider olan Ali Sami Yen’i ele alıyor. Ali Sami Yen, dönemin siyasal şartları gereği babası gibi milliyetçi bir çizgi benimsemiş ve takımı kurarken maksadının “İngilizler gibi toplu halde oynamak, bir renge, bir isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmek” olduğunu belirtmiştir. Kulübüne ve futbola öyle sevdalıdır ki maddi sıkıntılara rağmen Galatasaray’a sahip çıkmıştır. Çünkü ona göre: “Galatasaray varsa umut hep vardır.”
Galatasaray’ın bir de Baba Gündüz’ü var: Gündüz Kılıç. Bir baba gibi otoriter, disiplinli ama bir o kadar da oyuncusuna sarılıp duygulanacak kadar da yufka yürekli bir insan. Kitapta en çok Mustafa Kemal’le olan diyaloğu dikkatimi çekti. Bir gün Gündüz Baba, sohbetinde futbolu detaylı olarak açıklayınca Mustafa Kemal’i şaşırtmış ve ona “Yahu sizin bu futbol oyunu bizim savaş oyunlarına ne kadar benziyor, aynı şekilde kurmay kafası ve stratejisi istiyor.” dedirtmiştir.
Türk futbolunda takımlar kadar oyuncuların da önem kazandığı dönemin en ünlü futbolcusu Metin Oktay’a da bolca yer verilmiş kitapta. Tam 10 kez gol kralı olmuş, yaşarken efsaneleşmiş bir sporcudur kendisi. Adına birçok plaklar yapılmış, şarkılar söylenmiş: “Topu bombalar atar, Kaleci boşa yatar,Vurdu mu Kral Metin, Gollere goller katar“
Turgay Şeren, Derwall, Coşkun Özarı, Cevad Prekazi, George Hagi… Hepsini anlatmak için değil bir kitap, ciltler dolusu eserler bile kafi gelmez fakat yazarımız en güzel şekilde özetleyip kitap haline getirebilmiş.
Özellikle bahsetmek istediğim bir isim var: Fatih Terim. Fatih Terimsiz Galatasaray tarihi olur mu? Tabii ki olmaz. Son zamanlarda da olduğu gibi krizin tam ortasında imdada yetişen Galatasaraylı… Öte yandan en çok tartıştığımız, bazen kızıp kırıldığımız ama çokça unutulmaz ve gurur verici anlar yaşadığımız bir teknik direktör. Kitapta Terimle yapılan çok özel sohbetler de mevcut.
Bir halatı hep birlikte çekenlerin, birlikte üzülüp, birlikte sevinmesini bilenlerin takımı Galatasarayı ve onu anlatan kitapları anlatmanın ne kadar zor olduğunu bile bile kaleme alıyoruz şu iki satırlık yazıyı. Üstelik bizlere yaşattığı gurur ve sevinç duygularının yanında pek bir şey yapmadığımızı bilerek…
Bitirirken hissedilenleri özetleyebildiğimiz o tek cümleyi bırakalım geriye:
“Şen ola cimbom, şen ola!“
- Galatasaray Tarihi ve Efsaneleri – Nebil Özgentürk
- Doğan Kitap
- 276 sayfa