Şeniz Baş’ın yazarlığı, Zeynep Bihter Yıldız’ın da çizerliğiyle hayat bulan “Tatlı Rüyalar Fabrikası”, iyilik yapmanın “iyiliği” üzerine ortaya çıkan kitap, buna niyetlenenin kendini pas geçmesiyle ortaya çıkan ters tepme ihtimalini anlatıyor.
Kitapçı, editör, yayıncı, yayın yönetmeni ama hepsinden önemlisi bir “okur” olan Şeniz Baş, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde, yüksek lisansını da İstanbul Ticaret Üniversitesi İşletme bölümünde tamamlamış. Şimdiye kadar yüzlerce kitabın editörlüğünü yapan Baş, şimdilerde çocuk kitaplarıyla, oyun tasarlamakla, radyo tiyatrosu ve senaryo yazarlığıyla ilgileniyormuş. Çizer Zeynep Bihter Yıldız ise 1998 yılında İzmir’de doğmuş. Çizim yapmaya evinin duvarlarından başlamış. Babasının kitabına oyuncak bir bebek karşılığında çizdiği kapakla aynı zamanda kendi yolunu da çizmiş. Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü’nü bitiren Yıldız, diplomasını aldıktan sonra İzmir’in bir ilçesine taşınmış ve o sakinlikte kitaplara, belli başlı projelere ve fikirlere renkleriyle hayat veriyormuş. Şeniz Baş’ın yazarlığı, Zeynep Bihter Yıldız’ın da çizerliğiyle hayat bulan “Tatlı Rüyalar Fabrikası” kısa süre önce Timaş Çocuk Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluştu. İyilik yapmanın “iyiliği” üzerine ortaya çıkan kitap, buna niyetlenenin kendini pas geçmesiyle ortaya çıkan ters tepme ihtimalini anlatıyor.
Kitabın kahramanı Erte, geceleri mışıl mışıl uyuyan, bu uykusunu tatlı tatlı rüyalarla süsleyen iyi niyetinden sual olunmayan henüz 9 yaşında bir çocuk. Yaşıtı olan olmayan herkes, hatta sevimli köpek Fındık için bile bazı geceler kâbus gibi geçiyor. Oysa Erte’nin rüyalarla arası pek hoş. Bin bir çeşit rüyayla uykuya dalıyor ve sanki geceleri başka bir hayat yaşıyormuş gibi uyanıyor. Üstelik rüya konusunda da eli çok açık.
Bir sabah aynı odayı paylaştığı kardeşi Merin çığlıklar içinde uyanıyor. Gözlerinden şelale misali yaşlar dökülüyor. Çok kötü bir kâbus görmüş Merin. Abisi Erte her ne kadar onu telkin etmeye çalışsa da, kötü bir kâbus görmüş küçük bir kız çocuğunun başını okşayıp, “Artık geçti,” demenin hiçbir yararı olmadığını söylemeye gerek yok. Erte de başta aynı şeyi düşünüp Merin’i tatlı sözlerle sakinleştirmeye çalışıyor. Ancak hâlâ kabusun etkisinde olan Merin, abisinin söylediklerini duymuyor bile. Bunun üzerine Erte, “Şimdi gözlerini sımsıkı kapat ve bu, artık benim tatlı rüyam, de,” diyerek ona bir “mucize” sunuyor. Medyumvari bu sözler Merin’e saçma geliyor ancak abisinin dediklerini yaptıktan sonra soluksuz bir uykuya dalıyor. Erte de kardeşini korumanın verdiği güvenle tekrar uyku pozisyonuna geçiyor. Ve Erte’nin hayatını etkileyecek olan şeyler silsilesi bu olayla başlıyor. Ardı ardına tekrarlanan ve bir ritüele dönüşen bu olayla birlikte Merin’in kâbuslarla olan derdi bitiyor.
Kış mevsimin tam ortasında karla birlikte güzel geçen okul vaktinde Merin, bir arkadaşıyla birlikte Erte’nin yanına geliyor. Adı Abay olan bu küçük kız da uyku sorunundan mustarip olduğunu, Erte’nin Merin’e yaptığı o “sihirli” dokunuştan kendisine de yapmasını istiyor. Erte aynı tarifeyi ona da uyguluyor ve Abay’ın da uyku problemi ortadan kalkıyor. Havaların ısınmasıyla Erte’nin kuzenleri ve arkadaşları sık sık onların evini ziyarete geliyor. Yine böyle bir günde konu uykuya geldiğinde kuzeni Perit, Erte’ye hiç rüya görmediğinden bahsediyor. Erte bu kez kendini ispatlarcasına artık bir “yöntem” haline getirdiği “prosedürü” Perit’e de uyguluyor. Perit de artık rüya görmeye başlıyor ve bundan da hayli memnun kalıyor. Erte’nin dokunduğu herkes halinden gayet memnun. Ancak Erte’nin bu “dokunuşlar”ı kısa sürede tanıdık, tanımadık kim varsa birçok kişinin kulağına gidiyor ve uykularından rahatsız olan kişiler Erte’yi bir nevi “şifacı” olarak görerek ondan yardım istiyor. Erte, iyilik severliği nedeniyle hepsine birer rüya vererek onları bu dertten kurtarmak istiyor ancak bunu yaparken kendini unutmaya başlıyor. Kitabı çatışmayla dirsek teması haline getiren de Erte’nin kendisiyle olan alakasının bitme noktasına gelmesi oluyor deyip konuyu toparlamaya geçelim.
Şeniz Baş ve Zeynep Bihter Yıldız, “Tatlı Rüyalar Fabrikası”nda iyiliği merkezine koyan bir hikâye sunuyor okura. Karşılıksız iyilik yapmanın kişi üzerinde olumlu duygular bıraktığını uzun uzun anlatan ikili, konu iyilik yapmak bile olsa kişinin önce kendi iyiliğini düşünmesi gerektiğini salık veriyor. Erte’nin üzerine aldığı sorumlulukları yerine getirmek için çırpınması yüzünden kafasının nasıl dolup taştığını gayet yerinde biçimlerle anlatan Şeniz Baş ve Zeynep Bihter Yıldız, biz iyi olursak, çevremizdeki herkesin iyi olacağının altını çiziyor.

- Tatlı Rüyalar Fabrikası – Şeniz Baş
- Timaş Çocuk Yayınları – Umutlu Kitaplar Dizisi
- 64 sayfa
- Çizer: Zeynep Bihter Yıldız