Lâtife’nin Hiç Sönmeyen Aşkı…
Her şey İzmir’in kurtuluşunun ertesi günü, 10 Eylül 1922 tarihinde kente muzaffer bir şekilde giren ülke kurucusunun, şehrin önemli ailelerinden Uşşakizadeler’in Göztepe’de bulunan köşküne gelip 29 Eylül’e kadar burada misafir kalması ile başladı. Burasını Gazi, Başkumandanlık Karargahı olarak kullanır. Ülkenin kaderi burada belirlenirken, genç bir kızın hayatında farklı bir dönüşüm de yaşanmaktadır. Fransızca, Almanca, İtalyanca, İngilizce, Rumca konuşabilen, çeviriler yapabilen, edebiyat kuramları üzerine söz söyleyebilen, kalem oynatabilen, döneminin en önemli entelektüellerinden birisi olarak kabul gören Lâtife Hanım’ın hayatı baştan aşağı değişir. Ülke kurucusu, karizmatik lider Mustafa Kemal, bu kültürlü genç kızdan çok etkilenir. Ve tarihler 29 Ocak 1923 gününü gösterdiğinde yirmi beş yaşında olan Lâtife Hanım ile Mustafa Kemal’in nikâhları kıyılır. Artık tüm gözler “Bayan Kemal”dedir. Yurt dışında kendisi ile röportajlar yapılır. Lâtife aynı zamanda ülke modernleşmesinin simgesi gibidir. Mustafa Kemal, birçok yurt gezisine Lâtife olduğu halde gider. Ancak tüm gözlerin çevrili olduğu bu çiftin Çankaya Köşkü’ndeki hayatları bir süre sonra gelen farklı haberlerle şaşkınlık yaratır. Kurtuluş Savaşı kazanılsa da, ortada ülkeyi bekleyen birçok sorun vardır. Köşk içerisinde sürekli devam eden toplantılar bir süre sonra Lâtife Hanım için çekilmez boyuta gelir, onu rahatsız eder. Paşa’nın en yakınındakilerden birisi olan Kılıç Ali’ye göre, Lâtife Hanım, evlendikten sonra eski Lâtife olmaktan çıkmıştır. Gazi’nin hiç hoşlanmadığı bir çehreye bürünmüştür. Kontrolcü yapısı ile Mustafa Kemal’in sadece kendisi için “özel” olmasını ister.
21 Temmuz 1925 tarihinde Köşk’te büyük bir tartışma yaşanır. Mustafa Kemal, tartışmanın etkisi ile Çankaya Köşkü’nden ayrılarak istasyondaki Direksiyon Binası’na gider. Ve burada boşanmaya karar verir.
Her Şeye Rağmen Sadık Kalmak, Aşkını Telâffuzdan Sakınmamak…
Değerli araştırmacı Murat Bardakçı‘nın bu ay Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlanan “Sizi Serbest Bırakmayı Muvafık Bularak Tatlîk Ettim!” kitabı işte tam da bu büyük tartışma sonrasında, Mustafa Kemal’in henüz Medeni Kanun yürürlüğe girmediği için Mahmut Esat Bozkurt ve Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi ile birlikte imza ettiği talâkname uyarınca gerçekleştirilen boşanma hikâyesini belgeleri ile sunuyor. Öncesinde İpek Çalışlar’ın “Lâtife Hanım” kitabı, roman tadında ilişkinin öncesine ve evlilik sürecine yoğunlaşan bir çalışmaydı. Ancak Bardakçı’nın diğer kitaplardan farkı, özellikle Cumhurbaşkanlığı Arşivleri’ne dayanarak belgeli tarihçiliğin yeni bir örneğini göstermesinde kendisini gösteriyor. Kitapta, Mustafa Kemal Paşa’nın Lâtife Hanım’a 5 Ağustos 1925 tarihinde gönderdiği talâk belgesi ile birlikte mektubun örneğine de yer veriliyor. Bu belge, aynı zamanda kitabın ismini de veren kısımları ihtiva ediyor: “… Muhterem Hanımefendi, İki buçuk senelik müşterek hayatımızda hâsıl ettiğim katî intibâata göre bu hayatın idâmesine çalışmakta bilhassa sizin için imkân-ı saadet bulunamayacağını yakînen ve kat’iyyen kanaat hâsıl ettiğimden sizi serbest bırakmayı muvafık buldum…” Ancak yine belgelerden anlaşılacağı üzere bu süreç, tam bir kendini adama ile sevgi yüklü Lâtife Hanım için çok zor sürece karşılık geliyor. Bir taraftan kimi gerçek olmayan söylentilere göre dış basına evlilikle ilgili konuşmalar yaptığı ispiyon edilir. Öte yandan kendi ismi ile pasaport almaktan bile mahrum bırakılır. En önemlisi de aşkı ölene kadar bitmemiştir. Bardakçı’ya göre, “Bugün özel arşivlerde bulunan bu mektuplarda hayattan binbir çeşit darbe yediğine inanan ama kocasından ziyade onun dostlarını ve çevresini suçlayan, uğradığı şaşkınlığın ve hayal kırıklığının neticesinde dünyaya küsmüş fakat bütün bunlara rağmen aşkını telâffuzdan vazgeçmeyen bir hanım konuşmaktadır…” Bardakçı’nın kitabında yer alan boşanmadan sonraki şu satırlar, Lâtife Hanım’ın o saf sevgisinin haykırışları gibidir: “… Bilsen seni ne kadar özledim. Gözlerinden taşan mefkûre nurunun kudretine, sıcaklığına ne kadar susadım… Sensizlik… Bu ne büyük bir mahremiyet… Bu ne büyük felaket…” Zaman zaman İzmir’e gelen Mustafa Kemal’i görememek kendisini yıkar ancak tüm haykırışları karşılıksız kalır. 12 Temmuz 1975 yılındaki vefatına kadar Atatürk’e hep bağlı ve onun sevgilisi olarak kalır… Murat Bardakçı’nın oldukça faydalı kitabı içinde yayınladığı belgeler, Lâtife Hanım’ın özgün ve üstün kişiliğini tüm açıklığıyla gözler önüne sermekte…

- Sizi Serbest Bırakmayı Muvafık Bularak Tatlîk Ettim! – Murat Bardakçı
- Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
- 2021 – 1. baskı
- 271 Sayfa