Ocak ayında okuyup bitirdiğim ve hala etkisinden çıkamadığım bu eser hakkında bir şeyler yazmak istedim. İlhami Algör beni kelimeleriyle kaybeden ve kalemiyle sersemleten bir yazar. Bu kitabını okuduktan sonra bütün kitaplarını almaya karar verdim ve yavaş yavaş bu amacıma ulaşmak üzereyim.
Kitaba gelirsek 108 sayfadan oluşan ama çabucak bitmeyen bir eser. İçerisinde birçok karakter var. Fakat alışık olduğunuz karakterlerden birazcık farklı. Mesela onların isimleri soy isimleri yok. Sadece takma isimleri var. Kedi var, Usta var, Kahraman var ve kalbi var, Sarışın var, Hurşit var ve daha aklıma gelmeyen yedek oyuncuları var kitabın.
Hani bazen gözümüz bir yere dalar ve hiç kimsenin bilmediği hayaller kurmaya başlarız ya. İşte kitap kahramanımız birçok bölümde bunu yapmış. Tam bir adım atacakken oturmuş hayaller kurmuş. Belki de gerçek olmasını istemiş. Bilemeyiz. Ama ben dediğim gibi gerçekle hayalin, olaylarla olmayanların arasında kayboldum gittim.
İletişim yayınlarının kapak tasarımına bayıldım diyebilirim. Kitabın içinde daha önce görmediğimiz tarzda değişik çizimler var. Benim çok hoşuma gitti. Okurken durup seyretmelik olmuş. Yazarın diğer kitaplarıyla da uyum içerisinde oluşturulmuş.
Kitabın konusu Nezahat’ini arayan kahramanımızdan ibaret gibi olsa da aslında sadece kalbinin sesini dinleyen bir adamın oradan oraya sürüklenmesiydi. İçerisinde merak uyandıran eski şarkı sözleri de bulunuyor. Ufak bir çalma listesi gibi. Onun dışında altını çizdiğim cümleler oldu. Hatta saatlerce düşünüp durduğum paragraflarda. Bence okunmalı, okurken de durup bir hava almalı. Çünkü öyleyi hak eden bir kitap.
Söyleyecek daha fazla bir şey bulamıyorum. Eğer kaybolmak isterseniz alın okuyun. Kafanız çok doluysa biraz daha karışsın. Düşüncelerinizi toparlayamıyorsanız biraz daha dağılın…
Kitabın içinden altını çizdiğim birkaç alıntıyla veda etmek isterim.
“Ulan bir milimden daha yakın olup da nasıl tarifsiz uzak olabiliyor iki insan?”
“Nedir, mesele nedir?”
“Soruya vereceğim cevap da aynı aralıktan geçebilirdi.”
“Herkes bir hikayenin kahramanıdır.”
“Gülümsedi. Aramızda bir mesafe varmış, sorduğum soru mesafeyi açığa çıkarıp görünür kılmış, bu açıklık ne yaparsam yapayım kapanamazmış, durumun dil ile izahı yokmuş da ancak ima ile belirtilebilirmiş bakışıyla, “Hayır,” dedi, “kişisel.” Döndü ve perdelerini kapattı.”
Fotoğraf: https://www.instagram.com/oskeaydn