Çocuk kitapları gerçekten inanılmaz. İçinden ne çıkacağını bilmediğiniz bir sürpriz yumurta gibiler.
Ardında birçok muhteşem karakter ve öykü bırakan Leo Lionni tarafından kaleme alınan Pezzettino, insanın derin düşüncelere dalmasına vesile oluyor.
Kitaptaki karakterin ismi olan “Pezzettino” İtalyancada “parçacık” anlamına geliyor. Minik Pezzetino birinin parçası olmak istiyor çünkü etrafındaki herkes kocamandı ve cesaret isteyen işler yapıyordu. Bu nedenle koşana, güçlüye, yüzene, dağdakine, uçana ve mağaradaki bilgeye gidip “Affedersiniz? Acaba ben sizin parçanız mıyım?” diye soruyor ve her seferinde olumsuz yanıt alıyordu. Sonunda mağaradaki bilge Pezzettino’ya “Pat Adası”na gitmesini önerdi. Böylece Pezzettino bir yola çıktı. Yolda giderken ıslandı, yoruldu yani emek harcadı. Pezzettino bu yolda yalnızdı, vardığı yerde de yalnızdı. Bir arayış içinde olan kahramanımız bir yukarı tırmandı, bir düzlüğe indi; zorluklarla mücadele etti. Ta ki sonunda ayağı takılıp yere düşünceye ve pek çok parçacığa ayrılıncaya kadar… Pezzettino artık biliyordu: o da diğerleri gibi küçük parçacıklardan yapılmıştı. Kendini topladı ve kayığına atlayıp eve döndü. Bütün arkadaşları -koşan, güçlü, yüzen, dağdaki, uçan, bige- onu bekliyordu. Pezzettino “Ben kedimim!” diye sevinçle bağırdı. Ne demek istiyordu acaba? Arkadaşları tam olarak anlamadılar, ama Pezzettino mutlu görünüyordu. Bu nedenle arkadaşları da mutlu oldular.
Pezzettino ne istedi, neden istedi, ne yaptı, mağaradaki bilge ne dedi, Pat Adası’na yolculuğu nasıl geçti, orada ne öğrendi, “kendi olmak” ne demek, insanlar da parçalardan mı oluşur, insanı oluşturan parçalar neler, insanı insan yapan nedir, insanı diğer insanlardan ayıran özellikleri nelerdir? Bu kitap için varlık felsefesine, metafiziğe giriş niteliğinde bir çocuk kitabı diyebilirim.
Pezzettino için bir kitap, iki öyküden oluşuyor demek de mümkün. Pezzettino’nun başından geçenleri okuduğumuz birinci öykü ve kitabın resimlerinin anlattığı ikinci öykü. Birinci öyküde “bireyi ve bireyin var oluşu”nu ele alırken ikinci öyküde ise kitap boyunca bize eşlik eden karakterlerin, son sayfada yapboz parçaları gibi birbirlerine geçmiş ve uyum içinde olduklarını görüyoruz. Resimler adeta hikâyenin anlamına anlam katmış ve hikâyeyi genişletmiş. Burada da şu sorular aklıma geliyor: varlık nedir, varlığı oluşturan şeyler nelerdir, varlık tek başına var olabilir mi, varlık diğer varlıklarla etkileşim halinde midir?
Açıkçası kitabı ilk okuduğumda şöyle bir baka kaldım. “Nasıl yani?” deyip tekrar okudum. Oldukça sade bir üslup ve basit bir anlatıma sahip olan bu kitaptaki resimler de çocuk kitaplarında pek alışık olmadığım çizimlere sahipti. İlk başta beni afallattı ama somut dünya gerçekliğini değiştiren ve çocuklarda sembolik düşünme evresini harekete geçirebilecek niteliktelerdi. Kitabı daha sonraları kaç kez okuduğumu ve resimlerini incelediğimi bilmiyorum. Her okuyuşumda farklı bir katman keşfettim. Aklımdan keşke lisedeki felsefe derslerini böyle metinler üzerinden işlesek diye geçmedi değil. Hatta tüm kademelerde felsefe zorunlu ders olsa…
Elma Yayınevi‘nden çıkan Pezzettino’yu Kemal Atakay dilimize kazandırmıştır. Sürekliliğini koruyan temasıyla zaman ve yaş sınırı olmayan bu kitabı herkese öneriyorum.
- Leo Lionni – Pezzettino
- Elma Yayınevi – Çocuk
- Çeviri: Kemal Atakay
- 40 sayfa