Jessie Greengrass, 1982 doğumlu bir yazar. Geçtiğimiz yıl Women’s Fiction Prize Finalisti olmasının yanı sıra, ilk romanı Bakış öncesinde kaleme aldığı öyküleriyle ödüller almış ve adından söz ettirmeye başlayan yazarlardan birisi. Henüz öykülerini okuma fırsatı bulamadım, dilimize de çevrilmediler. İlk romanı ise 2019’un Ekim ayı içerisinde Rabia Elif Özcan‘ın çevirisiyle yayınlandı. Orijinal ismi Sight olan kitap, dilimize Bakış olarak çevrilmiş.
Bakış, ikinci çocuğuna hamile bir kadının, çocuk sahibi olmaya karar verme, hamilelik, annelik, çocuk sahibi olmak, doğum ve doğum sonrası travmalar dahil olmak üzere, başından sonsuza kadar sıkıntı ve stresle dolu bir dönemin bize içe dönük tablosunu çizen bir kitap. Bu tabloyu çizerken, hem kendisiyle, hem eşiyle, anne, baba ve anneannesiyle ilişkilerini bizlere anlatırken, içinde bulunduğu ruh hallerini dönemsel bazda bir bilinçakışı üslubu kullanıyor. Öyle ki, üç parçaya ve bir ara bölüme sahip kitabın içerisinde tarihi kahramanlar da konuk oluyor.
Biyografi yazmanın zorluğu bir yana, seçtiğiniz kişiliğin ya da kahramanın hayat hikâyesini en başından sonuna kadar okuduktan sonra, o kişinin görünen yaşamından daha fazlasını öğrenmiş olmanın yaşattığı hazzı tarif etmek kolay değil. Haddim olmayarak tamamen kişisel heveslerle giriştiğim birkaç araştırma neticesinde yazdığım biyografiler benim için hep ayrı yer tuttu. Yeşilçam’ın unutulmaz karakterlerinin yaratıcılarından olan İhsan Yüce için yaptığım araştırmalar beni bildiklerimin dışında bilmediğim noktalara da taşımıştı. Keza yine Yeşilçam’ın önemli isimlerinden olan Sadri Alışık’ın hayatını öğrenmek, ona dair bir şeyler yazabilmek benim yazma yolculuğum içerisinde kıymetli noktalardan birisidir. Biyografi yazmak zahmetli olduğu kadar, bahsettiğim gibi tarihi yeni baştan okuyormuş gibi bir haz taşır insana. Bu yüzden, kitap içerisinde bu tarz bölümlerin kurgu içerisine yedirilmiş olarak önüme çıkması, konuyla bağıntılı örnek karakterlerin kitap içerisinde bizlerle tanıştırılması benim için sürpriz bir güzellik oldu.
Bahsettiğim üç ana bölüm içerisinde, üç farklı tarihi kişiliğin hayatlarının en önemli dönemleri, karakterimizin yaşamını ve içerisinde bulunduğu ruh halini anlamlandırma çabası içerisinde kullandığı bir yöntem oluyor. Wilhelm Rontgen, Sigmund Freud ve özellikle John Hunter’ın bizlere aktarılan buhran dolu hayat parçacıkları, karakterimizin ruh halinin dalgalarına yön veren rüzgarlar oluyor. Her birinin uğraşlarına dair keşif ve anlama çabalarının, çeşitli başarısızlıklarla sonuçlanması, karakterimizin hayata ve etrafındaki sayılı insanlara tutunma ve onları anlama, onlar tarafından anlaşılma çabalarıyla öyle güzel örtüşüyor ki, Greengrass’ın çabasının boşunalaşmadığını görüyoruz.
Romana eklemlenen bu tarihi karakterlerin, gayeleri uğruna kendi yaşamları ve etrafındaki insanların yavaş yavaş onlardan kopuşu, kendilerinin yaşama ve insanlara yabancılaşmaları, toplumun onlara bakışı ve nihai başarıya ulaşamamanın vereceği sarsıntılı ruh halleri, karakterimizin toplum içerisinde oldukça olağan bir karar alma gibi görünen çocuk sahibi olma süreci üzerine yerleştiriliyor. Bir anne, karnında taşıdığı bebeğin ne kadar sahibidir? Peki bir kadın, bir çocuk sahibi olduktan sonra önceki haliyle ne kadar benzerlik gösterebilir? İçinde yaşattığı bir varlığın, kendinden bağımsız bir birey olduğu, ileride bambaşka bir karaktere sahip olacağı, belki de kendisinin anne ve babası hakkında düşüneceklerinden daha fazlası ve ötesini içinde büyüteceğini, yaşamının tamamen değiştiğini keşfettiği ve artık bundan dönüşün olamayacağının farkına vardığı önemli kırılma ve kavrayış anlarında, karakterimizin ruh haline bürünüyoruz. Bir çocuk sahibi olma kararının, aslında hiç de kolay bir karar olmadığını tekrar ve tekrar, öncesi ve sonrasıyla görüyoruz.
Bakış, sık sık değişen mekan ve karakterleriyle başlarda karmaşık bir yapıda görünse de, okuma eylemini sürdürdükçe aslında hepsinin birbiriyle örüntülü konular etrafında döndüğünü ve çıkarımlara ulaşıldığını keşfediyoruz. Yoğun dili, felsefe yönü güçlü bölümleri, Londra’nın gözünüzde canlanan sonbahar görüntüleriyle edebi ve görsel yönü güçlü bir romanla tanışmanızı tavsiye ediyorum. Greengrass, zor bir iş tercih ediyor ve bunun üstesinden başarıyla kalkıyor diyebiliriz. En azından, kendisiyle tanıştığım için çok mutlu olduğumu bilmenizi isterim.
Keyifli okumalar dileğiyle.
- Bakış – Jessie Greengrass
- Roman – Timaş Yayınları
- 208 sayfa
- Çeviri: Rabia Elif Özcan