Güzide Ertürk, ilk romanı “Kül Ormanı”nda, Ege Denizi’nin kıyıdan geri çekildiği Yosunlu Köy’e, “denizi” yeniden getirmek, kuşları tekrar çağırmak, insanlarınsa yüzünü tekrar güldürmek için yola düşen Azra’nın ardından masalsı, gerçekle gerçeküstünün birbirine karıştığı bir hikâye anlatıyor.
Güzide Ertürk, 1985 yılında İstanbul’da doğmuş. Portland Yale Üniversitesi’nde Yaratıcı Yazarlık Bölümü’nde okuyan Ertürk’ün öyküleri Karabatak, Post Öykü, Varlık ve HeceÖykü gibi mecralarda yayımlanmış. Amerika’da ise The Pacific Sentinel, Kithe Journel ve Pointed Circle gibi dergilerde yazılarıyla yer alan Güzide Ertürtk, 2019 yılında çıkan “Loretto” adlı öykü kitabının ardından, uzun bir aradan sonra tekrar okurların karşısında. Ketebe Yayınları tarafından yayımlanan “Kül Ormanı” adlı ilk romanında, Ege Denizi’nin kıyıdan geri çekildiği Yosunlu Köy’e, “denizi” yeniden getirmek, kuşları tekrar çağırmak, insanlarınsa yüzünü tekrar güldürmek için yola düşen Azra’nın ardından masalsı, gerçekle gerçeküstünün birbirine karıştığı bir hikâye anlatıyor.
Vakti zamanında, Kaz Dağları’nın bittiği yerdeki Yosunlu Köy’de, Ege Denizi dünyaya küsmüş, adının birlikte anıldığı bu yemyeşil yerden el ayak çekip gitmiştir. Ondan geriye kara yosunlar, çarpık çurpuk taşlar, kayalar, ters dönmüş balıklar ve onlarca anı kalmıştır. Köyün ufak kızı Azra, “çocukluk arkadaşı” Ege’nin bu gidişinin gidiş olmadığını, tekrar geri gelmeyeceğini anlamıştır. Köyün yaşlıları bunun bir meddücezir olduğu söylese de Azra, Ege’nin bir şeye küstüğünden, onu orada, yalnız başına bırakmayacağından emindir. Ama diğer yandan da Ege’yi nasıl geri getireceğini bilememektedir. Düşünür, taşınır. Etrafındakilere danışır. Herkes belki umudu kestiğinden belki de gerçekten öyle düşündüğünden Ege’nin o soğuk suyuyla tekrar köye döneceğini söyler. İş başa düşer ve Azra, Yosunlu Köy’ün sakinlerinden, sakinlerinin hikâyelerinden, hafızalarından yola çıkarak Ege’yi geri getirmek için yola koyulur. Kara yosunların harap ettiği ölülerden yardım alır. Geçmişin puslu hafızasına tekrar ortaya çıkmamak için gönderilen el yazmalarını takip eder. Rüyalarına giren denizciyi pusula beller. Adım adım, sebatla, inatla vazgeçmeden Ege’nin peşine düşer. Türlü çeşit karakterden dinlediklerini birleştirerek Simurg’la başlayıp Lilith’le sonra eren bir öykünün kahramanı olur. Nihayetinde de Ege’nin coşkun dalgalarını, buz gibi suyunu Yosunlu Köy’e geri getirir.
Güzide Ertürk, “Kül Ormanı”nda, birbirinden enteresan karakterle büyülü bir atmosfer ortaya çıkarıyor. Neye, ne için küstüğü belli olmadan kendilerine küsüp ortadan kaybolan Ege Denizi’nin peşinde, kadim masallardan, tozlu sandıklar içindeki anılardan, kendine tebelleş olan kâbuslardan, bitmek bilmeyen bir gizemden faydalanarak sonu umuda çıkan bir yolculuğun ortağı yapıyor okuru.
- Kül Ormanı – Güzide Ertürk
- Ketebe Yayınları – Roman
- 200 sayfa