“Karşı duvardaysa büyük siyah harflerle HACİVAT SENİ ÇAĞIRIYOR yazan bir kâğıt asılıydı. ‘Bunun anlamı ne?’ diye sordu Tevfik Bey. ‘Bana biraz rahatsız edici geldi?’ ‘Hacivat mı? Hikâyecinin değil, hikâyenin önemli olduğunu söylemenin sayısız yolundan biri,’ diye yanıtladı uzun boylu zayıf adam.”
Hacivat Seni Çağırıyor, Bahri Vardarlılar’ın üçüncü öykü kitabı. Diğer öykü kitaplarını okuyanlar Vardarlılar’ın öykü tarzını, anlatım yöntemini, kurgusunu, imge dünyasını az çok bilir. Bilmeyenler için kısaca bahsetmek isterim: Vardarlılar öykülerinde karakterlerinden vazgeçmeyen bir anlatıcı. Herhangi bir öyküsünün öznesi, bir sonraki kitabında bir öykünün herhangi bir yerinde karşınıza çıkabilir. Kurduğu gerçeküstü kurgular, klasik anlatıyla beslenir. Siz gerçek nerede başlıyor, büyü nerede, diye düşünürken güçlü diliyle metnin içine sizi hapseder. Karakterleri takıntılıdır, güçlü hayal dünyaları vardır ve çoğunlukla zayıflıklarının esiri olurlar. Bahri Vardarlılar, bu ve bunun yanına eklenebilecek daha birçok sebepten ötürü, öykücülüğümüzün geleceğe adı taşınacak isimlerinden…
Tanımayanlar için kısa bir ön bilgiden sonra, Hacivat Seni Çağırıyor’a geri dönelim. Dokuz öyküden oluşan kitabımızda Vardarlılar, bizleri karakterleriyle beraber öyküleri içerisinde yolculuklara çıkartıyor, labirentlere sokuyor, rüyalara konu ediyor ve hatta Poe ile karşılaştırıyor. Evet, Poe ummadığınız anda karşınıza çıkıyor. Durun. Böyle yapmayalım, sırayla gidelim.
İlk hikâyeden başlıyor yolculuğumuz. Evet, bizler de Vardarlılar’ın davetlisi olarak bir yolculuğa çıkıyoruz. Tüm karakterlerimiz bu öykünün içerisinde. Kitabın diğer öykülerinde, bu öykünün içinde bulunan karakterler dolanacak. Bir şekilde diğerlerine konuk olacaklar. İsimleri, karakterleri, sohbetleri geçecek, bizler de onları uzaktan seyredeceğiz. Bu öyküde esrarengiz bir deniz kazası ile enteresan bir Kaptan hikâyesi dinliyoruz. Öncesinde bir yayınevinin kuruluşundan hayatını idame ettirebilmek için izlediği yollara tanık oluyoruz. Karakter analizleri, betimlemeler, uzun uzun dökülen bilinç akışı… İlk öyküden itibaren içine gireceğimiz yolculuğun habercisi. Hikâyede ufak detaylarmış gibi duran parçalar, diğer öykülerde önümüze çıkan konu başlıkları oluyor. Bu sebeple parçaları takip etmemiz gerekiyor. Parçalar kitabın bütünlüğünü haberliyor.
İkinci öyküde, ilk öykünün içinden bir ufak bir parça olan kuşlar ana konu oluyor. Takıntılı anlatıcının balkonuna giren bir atmaca, anlatıcının ruh halini bizlere döküyor. Bu öyküdeki atmaca, ilk öyküdeki Kaptan’ın sadece kuşlarının yaşadığı evinden kaçan bir kuş. Öykünün konusu ve karakterleri akla gelmeyecek cinsten. Süregelen gerilimli anlatım, finalde yumuşak bir sonuca bağlanıyor. Karakterimizin evhamı, özeleştiriye dönüşüyor.
Bu öyküden çıkıp Poe’nun yaşamının son günlerine gidiyoruz. Kitapta bütünlüğe bağlı olmayan ya da benim bağını kaçırdığım iki öyküden birisi. Dupin, Pym’a Yardım Edebilir mi? isimli öykü yetkinlik kokan bir öykü. Dünyaca ünlü bir yazarın hayatına konuk oluyoruz. Başarısına tanık olmadan yitip gitmek üzere olan bir yazarın son saatlerindeki ruh halini tasvirlemek, kolay iş olmasa gerek. Bahri Vardarlılar, çok başarılı bir atmosfer doğuruyor okuruna. Kitaptaki en başaralı öykülerden birisini okutuyor.
Fitness Center, Happy Birthday to Truckers, Kedilerin Dolaştığı Yer, Nargileciler, Öteki Denizin Haritası ilk öyküyle bir şekilde bağıntılı ve bütünlüğe sahip. Bu öykülerde gündelik hayat ve günümüz anlatıya çok başarılı yedirilmiş. Sırf gündelik hayat anlatımı çiğ bir tat bırakabilirdi öykülerde fakat başlarda da bahsettiğim gibi, birbirine ilintili karakterlerle bu karakterlerin yanına eklenen yan karakterler öyküleri taşıyor. Kendi içlerinde ayrı ayrı öykülerken, saydığım öykülerin tamamı toplamda ayrı bir anlatı oluşturuyor. Bir roman bütünlüğünde fakat roman olsa belki de bu kadar etkili olamayacak bir kurgu. Herbir öykü, ayrı ayrı incelenmesi gereken başarılı anlatımlar içeriyor. Karakterlerin sürüklediği olaylar ve öznenin takıntıları üzerinden ilerleyen zincirleme olay örgüsü en başta verdiğim alıntının kitap içerisindeki ispatı. Hikâyeler sizi içine alıyor, anlatıcıyı düşünmeden aslolanın metin olduğunu tüm öykülerde görüyorsunuz.
Labirent isimli öykü, kitabın en güzel öyküsü. Dil, teknik, anlatım, imge… Her açıdan güzel ve çok başarılı bir öykü. Okurken böyle bir öykü kaleme alamadığım için imrendiğimi eklemeliyim.
Kitabın son öyküsü Öteki Denizin Haritası, bizleri Gezi zamanlarına götürüyor. Başlı başına bir roman olabilecek derinlikte bir konu sınırlandırılmış, diyebilirim. Gezi’nin sosyolojik yanının irdelendiği bu öykü, daha geniş bir hacimle anlatılabilir, içerik daha da güçlendirilebilirdi. Tabii, bu yazarın tercihi.
Tüm bunların dışında, kitabın en sonunda yazarın öykülerini temellendirilişi, öykülerin hikâyeleri ve Vardarlılar’ın okura iletmek istediği notları içeren bir bölüm var. Öyküleri okuduktan sonra, hikâyelerle ilgili kafanızda soru işareti kalmıyor…
Bahri Vardarlılar, Hacivat Seni Çağırıyor’da güzel işlere imzasını atmış. Onu tanıyanlar için sürpriz değil bu başarı. Yeni tanışacaklar için çok sürprizli bir kitap okurunu bekliyor diyebilirim.
- Hacivat Seni Çağırıyor – Bahri Vardarlılar
- Everest Yayınları – Öykü
- 160 Sayfa