Muhammed Ali’nin kaleme aldığı, “Kelebeğin Ruhu”, dünyanın gelmiş geçmiş en iyi boksörlerinden biri olan Muhammed Ali’nin yaşam yolculuğundaki en önemli anları anlatan, hayattan öğrendiklerini aklının ve kalbinin süzgecinden geçirerek okura aktaran otobiyografik bir kitap.
Muhammed Ali bir boksör değil bir sanatçıydı. Ona göre “en iyisi” oydu. “En iyi” olmak için çok çalıştı. Sabahın köründe, saat 04:00’te koşuya başlardı. Sonra gölge boksu, torba, lapa çalışmaları… Arnold Schwarzeneger, bir kez Ali’yi mekik çekerken gördüğünde, “Kaç mekik çekiyorsun?” diye sormuş, Ali de, “Karın kaslarım yanmaya başlayana kadar kaç tane çektiğimi saymıyorum. İyice yandıktan sonra sayıyorum,” diye cevaplamıştı. Ringe -tüm boksörler gibi- kazanmak için çıksa da, iplerin altından geçip de gonk sesini duyduğunda Dünya Ağır Sıklet Boks Şampiyonası finali bile olsa, Muhammed Ali boks değil, şov yapardı. Ayak hareketleri, kaçışları, rakibinin suratında patlayan tonluk yumruklarıyla spot ışıklarını kendiliğinden üstüne çekmeyi başarırdı.
Çok erken yaşta fark ettiği ırkçılık musibetiyle yine erken yaşlarda savaşmaya başladı. Müslüman olduktan sonra Vietnam Savaşı’na katılmayı reddettiği için “altın kemer”den oldu. Onun yıllarca ringde verdiği mücadele, kendi deyimiyle, “biraz boks, biraz gösteri”ydi. Ali’nin asıl maçı emekli olduktan sonra başlayacaktı. Müslüman olduktan sonra onlarca ülke gezdi, binlerce insanla tanıştı, binlerce hikâye dinleyip binlerce kere “sevgi”yi anlattı. Ömrünün sonuna kadar “kelebek gibi uçtu”, sadece ringde “arı gibi soktu.” Muhammed Ali’nin bizzat kaleme aldığı, Ketebe Yayınları’ndan Sezai Saraç çevirisiyle yayımlanan “Kelebeğin Ruhu”, Muhammed Ali’nin yaşam yolculuğundaki en önemli anları anlatan, tecrübelerini okura aktaran otobiyografik bir kitap.
Çocukluğundan itibaren yaşamı boyunca onlarca zorluğa nasıl göğüs gerdiğini, ideallerini, zorlu geçen yıllarını, şöhret zamanlarını olağanca içtenliğiyle kaleme alan Muhammed Ali, bu dönemlerin arasına serpiştirdiği bilgelik dolu hikâyeleriyle kitabını zenginleştirip hem okurun kendi hayatıyla, hem Ali’nin hayatıyla, hem de “gerçek” hayatla “karşılaşmasını” sağlayarak bütün tecrübelerini kendisini okuyanlara aktarıyor. Hayattan öğrendiklerini, aklının ve kalbinin süzgecinden geçirerek satırlara döktüğü “Kelebeğin Ruhu”, sadece gelmiş geçmiş en iyi boksörlerden birinin hayat hikâyesi değil, aynı zamanda gayet sıradan bir insanın hayatın zorlukları karşısında dimdik duruşunun da bir özeti.
- Kelebeğin Ruhu – Muhammed Ali
- Ketebe Yayınları – Biyografi
- 248 sayfa
- Çeviri: Prof. Dr. A. Sezai Saraç