Lawrence Durrell – İskenderiye Dörtlüsü
(Justine, Balthazar, Mountolive, Clea)
Can Yayınları
Lawrence Durrell’in İskenderiye Dörtlüsü, Justine, Balthazar, Mountolive ve Clea‘dan oluşan dört ayrı kitap olsa da aynı karakterleri ve olayları anlattığı için tek bir kitap hissiyatı veriyor. Bu sebeptendir ki aslında 1150 sayfalık bir kitabı devirmiş durumdayım. Henüz okumadıysanız size de dördünü, araya başka kitap almadan, arka arkaya okumanızı tavsiye ederim. Zira Justine, Balthazar, Mountolive ve Clea devam kitapları değiller. Aynı olayların tekrar tekrar anlatılmasına dayanıyorlar. Her bir kitapta olayların başka bir yönünü okuyorsunuz ve bu başkalık o olayın niteliğini değiştiriveriyor. Bir yasak aşk, hesaplı kitaplı bir ilişkiye, bir arkadaş için yapılmış fedakarlık başka bir yasak aşk için kendini feda edişe dönüşüveriyor. Okudukça olayların farklı katmanlarına ulaşıyoruz. Bir davranışın birbirinden farklı nedenleri olabileceğini bilmek belki kendi hayatımızdaki olayları değerlendirmemizi değiştirebilir, kim bilir?
1912’de doğan 1990’da ölen Britanyalı yazar Lawrence Durrell uzun yıllarını, anlattığı coğrafyada, İskenderiye’de geçirmiş; ihtimal ki bahsettiği aşklardan bazılarını da bizzat yaşamıştır. İskenderiye Dörtlüsü 1950’lerin sonunda basılmış. Henüz sekiz yaşındayken yazar olmayı kafaya koyan Durrell’ın romanın yanı sıra şiirleri, denemeleri, gezi yazıları ve oyunları da mevcuttur. 1980 yılında International Lawrence Durrrell Society ( ILDS ) kurulmuş. ILDS’nin varlığından Lawrence Durrell’ın İskenderiye Dörtlüsü’nü okuduğumu belirten tweetlerimi beğendiklerinde haberim oldu. Durrell’a ilgili konferanslar düzenliyorlar, eserlerini yorumluyorlar, çalışmalar yapıyorlar. Podcast yayınları ve sosyal medyada hesapları var. Durrell sevenler ya da sevecek olanlar için zengin bir kaynak olabilir.
Kitapların dili son derece renkli. Ancak o renklilik bile her kitapta başka bir biçime ve üsluba dönüşüyor, her bir kitap, öne çıkan karakteri ile birlikte dilini de değiştiriyor. Sırf bu şiirsel anlatım için bile okunmaya değer. İlk kitapta hikâye henüz, İskenderiye’ye gelmiş yabancı bir öğretmenle İskenderiye’nin hatırı sayılır zenginlerinden Nessim’in karısı Justine arasındaki yasak aşkken bile beni kitaba bağlayan bu pek beğendiğim dil olmuştu. Sonrasında Justine, Nessim, evlilikleri, Justine’in ihaneti ve diğerleri ki karakterler pek çoktu, katman katman açılırken hikâyenin kendisine de bağlandım. Yazarın diğer bir meşhur serisi Avignon Beşlisi‘ni okuma listeme yazdım.
Yoruma kapalıdır.