Eren Nadir Akşamoğlu‘nu bilenleriniz bilir. Kitap sevgisiyle beslediği anlatma ve tavsiye etme emekleri ilk olarak Saklama Kabı blogunu açmasıyla başlıyor. Vaktiyle yayınevlerinin sosyal medya hesaplarıyla ilgilenmesi, fuar ve etkinliklerde rol alması oldukça geniş bir kitleye sahip olmasını sağlıyor. Eren Nadir Akşamoğlu’nun eminim bu kadar sevilmesinin sebebi sohbetinin samimiyeti ve anlatımının tamamen içten olmasıyla ilgilidir.
Zamanla sosyal medyanın önemini yaşayarak tecrübe etmesinin ardından Sosyal Medyanın Okuma Üzerine Etkisi başlığı altında kendisiyle birlikte sosyal medyayı okuma üzerine kullanan arkadaşlarıyla konuşmalar yapmış. Oldukça yoğun ve yorucu şehir hayatının ardından dört yıl önce Bozcaada’ya tatile gitmişken yerleşik hayata geçen Eren Nadir Akşamoğlu, üretmeye ve okumaya devam ediyor. Saklama Kabı başlıklı Youtube hesabında okuduğu kitapları anlattığı videolar çekiyor, ThetaHealing Basic/Advanced/Dig Deeper sertifikalı uygulacılığını ve astroloji tabanlı tarot okuyuculuğunu yapıyor.
Ayrıca geçen yıl ekim ayında bir arkadaşıyla Hayali Mutfak Radyosu adında bir podcast yönetmiş ve bu podcastte iki arkadaş bir kitabı hiç okumadan sadece ön kapağının tasarımında, kitabın adında ve arka kapak yazısında gördükleri üzerine önyargılarını dile getirerek düşüncelerini paylaşmıştır. Daha sonrasında kitabı okuyarak başlangıçta ve sonunda oluşan iki düşünce arasındaki farkı dile getirdikleri bölümler kaydetmiştir.
Yakın zamanda sosyal medya hesabından paylaştığı bir gönderide Aylin Doğan‘ın yazmış olduğu Murakami’nin Kedisi adlı kitabını anlattığı cümleleri paylaşırken bahsettiğim samimiyeti kendi gözlerinizle görmenizi isterim:
“2017 yılı, Murakami’nin Kedisi yeni çıkmış. Hakkında her yerde bir şeyler okuyorum. İyi de yorumlar hep. Beni bilirsiniz herkes bir şey hakkında iyi konuşursa vardır bir bit yeniği diye bakarım.
Fakat bir yandan da nasıl merak ediyorum. Büyülü gerçekçilik ve günümüz iç içe geçmiş. Var yani bir şey ama dur bakalım. Neyse ben aldım kitabı biraz beklettim rafta. Niye bu kadar inat ettiysem. Baktım tutamıyorum kendimi başladım okumaya. Aman tanrım nasıl akıyor kitap anlatamam. Büyülü gerçekçilik tamam ama kimse bu kitabın absürt olduğunu söylememiş. Bana absürt ver canımı ye. Bir yandan kahkaha atıyorum bir yandan Lâl’le birlikte kendimi keşfetme yolculuğundayım.
Bu yolda yoldaşım da Lâl yalnız. Mutsuz bir evlilikten yeni çıkmış, öz güvene laf yok ama gelecek kaygısı tavan. Daha kitabın başında sevdiği yazara kızıp (yanlışlıkla!) adamın kedisini çalmış olan kadın. Kılavuzu karga olan misali biz beraber İstanbul’u arşınlıyoruz. Murakami’nin kedisinin çalınmasıyla başlayan kitap birbirinden renkli karakterler ve mekanlarla zenginleşip, temposu hiç düşmeyen bir maceraya davet ediyor sizi. İncecik bir kitap gibi gözükse de sonrası için vaat ettikleri büyüleyici.”
Podcasti dinlemek isteyenleriniz için:
- Ocean Vuong – Yeryüzünde Bir An İçin Muhteşemiz (Harfa Yayınları, Çeviri: Deniz Koç)
- José Eduardo Agualusa – Unutmanın Genel Teorisi (Timaş Yayınları, Çeviri: Sevcan Şahin)
- Domenico Starnone – Şaka (Sahi Kitap, Çeviri: Meryem Mine Çilingiroğlu)
- İsmail Güzelsoy – Değil Efendinin Renk ve Korku Meselleri (Doğan Kitap)
- Aslı Erdoğan – Kırmızı Pelerinli Kent (Everest Yayınları)
- Dostoyevski – Karamazov Kardeşler (Can Yayınları, Çeviri: Ayşe Hacıhasanoğlu)
- Boris Vian – Günlerin Köpüğü (İthaki Yayınları, Çeviri: Birsel Uzma)
- Mervyn Peake – Titus Groan (İthaki Yayınları, Çeviri: Dost Körpe)
- Joseph Heller – Madde 22 (İthaki Yayınları, Çeviri: Niran Elçi)
- Andrey Platonov – Çevengur (Metis Yayınları, Çeviri: Günay Çetao Kızılırmak)