Romancı, çevirmen ve denemeci Tim Parks, Ben Buradan Okuyorum: Kitapların Değişen Dünyası eseri ile hem başarılı bir yazar hem de iyi bir okur olarak edebiyat dünyasının değişen dünyasına “Ben buradan okuyorum.” diyerek kendi tespitlerini aktarıyor. Bu kapsamda çoğu okur ve yazarın bir noktada durup düşündüğü soruları yanıtlarken aynı zamanda hiç akla gelmeyen yeni sorular ile de okuru düşündürüp edebiyat dünyasındaki her şeyin manasını yeniden sorgulatıyor.
Tim Parks, 1954 İngiltere doğumlu ve 1981’den beri İtalya’da yaşıyor. Cambridge ve Harvard üniversitelerinde öğrenim gördükten sonra 1985’te Tongues of Flame adıyla ilk romanını çıkardı ve bu eseriyle Somerset Maugham[1] ve Betty Trask[2] ödüllerine layık görüldü. Romanlarından sonra kişisel anlatılarıyla da büyük beğeni toplayan Tim Parks, aynı zamanda önemli bir çevirmen. Calvino, Moravia, Calasso, Machiavelli ve Leopardi gibi önemli yazarların eserlerini İngilizceye çevirdi. Yazarın İngiliz modernistlerin İtalyanca çevirilerini incelediği Translating Style (Üslubu Çevirmek, 1997) kitabı bu alanda bir klasik sayılıyor.
Yazar, romancı ve çevirmen kimliği yanında son yıllarda yazmak, okumak ve çeviri üzerine New York Review of Books ve London Review of Books‘ta düzenli olarak yazdığı denemelerle de dikkatleri üzerine çekiyor. Ben Buradan Okuyorum kitabı da, yazarın metinlerinin ilk kez yayımlandığı New York Review Online’daki bloğundan alınmış metinlerden oluşuyor.
Ben Buradan Okuyorum, yazarın Türkçe’ye çevrilmiş diğer eserlerinden farklı olarak eleştiri türünde olması sebebiyle dikkat çekiyor. İlk sayfada Emil Cioran’ın “Ölüm mutlak son olarak kabul edildiğinden beri herkes yazıyor!” sözüyle okuru karşılayan önsöz, yazarın “Edebiyat ölüyor mu diye endişelenmemize gerek yok aslında. Hiç bu kadar çok edebiyat olmamıştı. Ama belki artık musibete bir sağlık uyarısı eklemenin zamanı gelmiştir.” sözüyle sonlanıyor. Goethe’nin de dediği gibi yakınlıklar bizim için önemlidir. Bu kapsamda çoğumuzun artan kitap sayısı, yeni kitapların nitelikleri, eski-yeni kitapların karşılaştırılması üzerine sorduğumuz soruları düşünürsek yazarın bu son sözü okur ile yazarı yakınlaştıran bir ortak kaygı niteliğinde.
Kitap, orijinal adı Where I’m Reading From: The Changing World of Books olan basısından farklı olarak Türkçe çevirisinde, yazarın onayı ile New York Review Online’daki bloğunda bulunan Yukarı Doğru Okumak (Reading Upward, 11 Ağustos 2014) , Benim Hayatım, Onların Arşivi (My Life, Their Archive, 21 Mayıs 2014) , Okuma Mücadelesi (Reading: The Struggle, 10 Haziran 2014) ve Konuştuğumuz Kitaplar ve Konuşmadıklarımız (The Books We Talk About and Those We Don’t, 1 Ekim 2014) başlıklı denemeler de bulunuyor.
Ben Buradan Okuyorum, toplamda dört bölümden oluşuyor. Kitapta ilk bölümden itibaren dikkat çeken en önemli şey, ele alınan konuların güncel ve aslında her okurun bir noktada durup düşündüğü konular olması. Yazar, Kitabın Çevresindeki Dünya isimli ilk bölümde okumanın nedenleri ve amaçları, e-kitaplar, başlanılan kitapların bitirilmesinin bir gereklilik olup olmadığı, telif hakkı, çeviriler, uluslararası edebiyat sahasında üslup sorunu, okuma eyleminin bir noktadan sonra okuru türler arası bir geçişe götürüp götürmeyeceği gibi önemli konulara değiniyor. Tim Parks ilk bölümün son metni Ben Buradan Okuyorum ile kendi baktığı okur ve yazar penceresini anlatmadan önce metin ile eserin adını anlamlı kılan, farklılıklara ortak bir yer açan şu cümlelerde bulunuyor:
“Herhangi bir kitabın “doğru” bir okuması olmadığı artık basmakalıp bir düşünce; hepimiz bir romanda farklı bir şeyler buluruz. Oysa belirli okurlardan, belirli okumalardan pek bahsedilmiyor; eleştirmenler otoriter, hatta belirleyici olacağını umdukları yorumlar sunmaya devam ediyor. Bu bağlamda, “profesyonel” olan bizler kitaplara ilişkin fikirlerimizi nasıl edindiğimizi, en azından nasıl edindiğimizi düşündüğümüzü –belki bu amaçla kurulmuş bir web sitesine- kısaca kaydetsek ne kadar faydalı olurdu diye düşünüyorum. Her birimiz nereden baktığımızı belirtsek, belki anlaşmazlıklarımız bir miktar aydınlatılabilirdi.”
Dünyada Kitap adlı ikinci bölüm, ilk bölümdeki genel sorulardan bir bakıma sıyrılarak soruları daha uluslararası bir sahaya taşıyor. Yazar bu bölümde romanın topluma yararı, okurların roman tercihlerinde genel olarak dikkate aldığı ölçütler, Nobel Ödülü, küreselleşme ve İngilizce yayınların daha fazla tüketilmesi ile bunun altında yatan sebepler, toplumsal ölçütte kaliteli edebiyatın uluslararası edebiyat dünyasındaki yeri, edebiyat ve bürokrasi ilişkisi, yazar ve eser eleştirisinde eleştiri ölçütleri gibi konular üzerinde duruyor. Tim Parks, “Yazarları Azizlere” isimli bölümün son metninde eleştiri ile kimi yazarların eserden bağımsız olarak azizleştirildiğine dikkat çekerken Dickens, Beckett gibi önemli yazarlar üzerinde de kısa tespitlerde bulunuyor.
Yazarın Dünyası isimli üçüncü bölüm ise kitabın bölümleri arasında en dikkat çekeni olabilir. Tim Parks bu bölümde okur kimliği yanı sıra yazar sıfatını da giyinerek yazarın dünyasını okura sunuyor. Yazarlığın manası, paranın daha iyi bir yazma işi sunup sunmayacağı, yazarın özel hayatı ile eserleri arasındaki ilişki, yazarlara sunulan soruların niteliği ve yazar çevresindeki görünümü gibi konulara değinirken yazarın yazar sıfatı beraberinde bir okur olarak okur penceresindeki bakışını da hala hissettiriyor olması yazar ve okur dünyasını birleştirici nitelikte.
Dördüncü bölüm olan Dünyalaraşırı Yazmak bölümü ise toplamda altı metinden oluşuyor ve dil ve söz dizimi standartları, İngilizce (özellikle Amerikan İngilizcesi), şiir çevirisi, çeviri gibi konuları içeriyor.
Tim Parks yazdığı eserde eleştirilerini, eleştiri üzerine savunduğu ölçütlere uyarak kibar fakat cesaretli bir dil ile dile getiriyor. Çokça denemenin bir araya getirilmesi ile oluşan bir eser olduğundan az sayfadan oluşan 37 metin görüyoruz. Bölümlerin az sayfalı ve sık olması okumayı kolaylaştırıyor. Bunun yanı sıra kitap içerisinde Samuel Beckett, D. H. Lawrence, Charles Dickens, Christina Stead, Arthur Schopenhauer gibi birçok yabancı yazar ve eserleri ile Türk yazar Orhan Pamuk’a da rastlıyoruz. Kayıp Zamanın İzinde (Marcel Proust), Don Quijote (Miguel de Cervantes), De Profundis (Oscar Wilde) gibi çevirilerinden aşina olduğumuz Roza Hakmen’in bu eserdeki başarısı da yadsınamayacak ölçüde.
Tim Parks, Ben Buradan Okuyorum: Kitapların Değişen Dünyası kitabı ile her okurun kendisinden bir parça bulabileceği bir eser oluşturmuş. Bu kapsamda eserin son bölümüne vermiş olduğu “Dünyalaraşırı Yazmak” adını manidar buluyor, kendisinin de dünyalaraşırı bir eser meydana getirdiğini düşünüyorum. Son olarak ülkemizdeki edebiyat eleştirisi sorununu hatırlatarak yukarıda da bahsettiğim ve aynı kaygıyı güttüğüm, yazara ait şu sözlerle bitirmenin yerinde olacağını düşünüyorum: Edebiyat ölüyor mu diye endişelenmemize gerek yok aslında. Hiç bu kadar çok edebiyat olmamıştı. Ama belki artık musibete bir sağlık uyarısı eklemenin zamanı gelmiştir.
- Tim Parks – Ben Buradan Okuyorum: Kitapların Değişen Dünyası
- Metis Yayınları, Metis Eleştiri Dizisi – Eleştiri, İnceleme
- 224 Sayfa
- Çeviri: Roza Hakmen
[1] 1947’de Wiliam Somerset Maugham tarafından kurulan ve her yıl bir önceki yıl kitabı yayımlanmış 35 yaş altı yazarlar arasından seçilerek verilen İngililz edebiyat ödülü
[2] 1984’te yazar Betty Trask’ın mirasçısı tarafından kurulan ve her yıl 35 yaş altı ilk romanını yazmış yazarlar arasından seçilerek verilen edebiyat ödülü
Fotoğraf: http://www.newyorker.com/books/page-turner/fiction-this-week-2015-12-21
Biyografi: http://www.metiskitap.com/catalog/author/36274