“Normal dünya zorba bir yer, yabancı maddeler derhal sorgusuz yok edilir. Makul olmayan insanların mutlaka icabına bakılır. Öyle ya, işte benim de bu yüzden düzelmem gerekiyor. Düzelmezsem makul insanlar tarafından yok edilmem kaçınılmaz olur.”
“Keiko, otuz altı yaşında ve on sekiz yıldır kasiyer olarak çalışan bir kadın.” Sadece bu cümle elimizde var olsa pek çok hikâye çıkartabiliriz muhakkak. Pek çok kadın karakter yaratabilir, o kadının yıllarını nasıl geçirdiğini, istek ve arzularının neler olduğunu, nelerin hayalini kurduğunu hayal gücümüzde canlandırabiliriz. Peki ya bu kadın yıllarını, aylarını, günlerini hep aynı şekilde geçirmişse? Bu kadının markette bulunmak ve işini iyi şekilde yapmak dışında hiçbir arzusu ve isteği yoksa, hiç hayal kurmamışsa? İşte Keiko Furukura tam da öyle bir kadın.
“Kasiyer” “rahatsız edici” olarak nitelendirilen bir “uyumsuzluk” hikâyesi aslında. Topluma, toplumun dayattığı yazılı olmayan kurallara ve bu kurallara bağlı yaşayan “modern” toplumun nasıl da ilkel çağa hep göz kırptığına bir kez daha şahit oluyoruz kitabı okudukça.
Çok yalın bir dille, kahramanını süsleyip püslemeden anlatmış yazar her şeyi. Tam da Keiko’ya yakışacak türde bir anlatım olmuş bu. Okurken yer yer kızdığım oldu “Bu kadar da olma be kadın!” dedim ancak sonra fark ettim ki ben de tamamen yıllardır “kadın” olarak ve “toplumsal bir canlı” olarak bana dayatılan öğrenmişliklerimden dolayı kızıyorum Keiko’ya. Oysa o “Kendini bize kabul ettir,” diyen bir toplumun “üretken” ve “işlevsel” olmadığı sürece umrunda olmayan bir kadın sadece.
Hikâye boyunca birçok kişi birçok soru soruyor Keioka’ya ve kahramanın kendini sorguladığı ama insanları da anlayamadığı düşüncelerini bu şekilde vermiş yazar okuyucuya. Normal, makul insan olmak, değişmek veya değişime ayak uydurmak, iyi bir iş yapmak, kadınlığı yaşamak, evlenmek, çocuk sahibi olmak… Peki bunları kim için, kime göre ve kim olarak yapmak? Keiko’yla beraber siz de bu sorulara cevap ararken bulabilirsiniz kendini.
“Kasiyer” tuhaf hikâyesi ve karanlık tarafının yanı sıra size hep yanında olup elinden tutmak isteyeceğiniz ve bazen sinirinizi bozsa da yüzünüzü acı acı gülümsetecek bir arkadaş kazandırıyor size. Hikâye bitiyor ama Keiko sizinle birlikte kalıp bir yerlerde hep cevabını vermekten kaçındığınız sorular sormaya devam ediyor.
Japon Edebiyatını seviyorsanız kesinlikle; hikâyede sadeliği, kendinizi sorgulatan kitapları seviyorsanız hiç düşünmeden okuyabilirsiniz “Kasiyer”i.
- Kasiyer – Suyaka Murata
- Roman – Turkuvaz Kitap
- 126 sayfa
- Çeviri: H. Can Erkin