Sıkı öykü okurları ve öykü üzerine düşünmeyi sevenler için biçilmiş kaftan bir kitap. Jale Özata Dirlikyapan’ın “Yazınsal Kavrayışta Köklü Bir Değişim: Türk Öykücülüğünde 1950 Kuşağı” adlı doktora tezinin gözden geçirilmiş halidir. Ulaşabildiğim kadarıyla “1950 Kuşağı” hakkında etraflıca yapılmış belki de tek çalışmadır, diyebilirim. Hüseyin Cem Işık’ın “Türk Öykücülüğünde 1950 Kuşağı ve Varoluşçuluk” adlı yüksek lisans tezi mevcutsa da odak noktası itibariyle Jale Özata Dirlikyapan’ın kitabı daha bütünseldir. Ayrıca kitap, 2011 yılında Memet Fuat Eleştiri/İnceleme ödülünü almıştır.
Kitap 1950’li yıllarda Türkiye’deki siyasal, sosyal ve kültürel gelişmelere değindikten sonra o dönemin edebiyat ortamına ve ardından bu ortamda öykünün konumu hakkında bize bir panorama sunar. Dönemin bohem tarzı, edebiyat matineleri ve şimdikilere kıyasla kanı kaynayan dönem yazarları ve bu yazarlar arasındaki ilişkiler titiz bir çalışma sonucu okura ulaştırılmakta. Bu dönem için öykünün altın çağı hatta doğumu diyebiliriz. Bir dönem alevlenen öykü-hikâye tartışmaları tıpkı diğer tartışmalar gibi eleştirimizin sığ sularında yüzmeye pek imkan bulamadıysa da bu tartışma etrafındaki arayışlar az da olsa bize ilerleme imkanı sunmakta. Bu kitabı da o arayışlardan biri olarak kabul etmek yanlış olmaz herhalde.
Kuşağın yolunu hazırlayan üç isim üzerinde önemle durulur: Sait Faik, Vüs’at O. Bener ve Nezihe Meriç. Bu isimler haricinde dönemin yazarlarının öykülerinden hareketle içerik ve biçim öğeleri ele alınır.
Ciddiyet ve titizlikle hazırlanan kitap yine aynı ciddiyet ve titizlikte bir okuma gerektiriyor. Kitap, Türk öykücülüğü hakkında bir anahtar niteliğinde ve size çokça kapı açacağını söyleyebilirim. Arka sayfalardaki kaynakça kısmına baktığınızda bana hak vereceksiniz.
Elbette bu tezin danışmanlığını yapan ve kitap olarak raflarda yer almasında kuşkusuz çok emeği geçen Süha Oğuzertem’i de unutmamak gerekir.