Lev Nikolayeviç Tolstoy’un 1889’da yayınlanan kısa romanı Kreutzer Sonat, kadın-erkek ilişkileri üzerine düşündüren ilginç bir kitap.
Roman, bir tren yolculuğu sırasında herkesin tuhaf bir sessizlik içinde olduğunu düşündüğü bir adamın, Pozdnişev’in hikâyesini anlatmaya karar vermesiyle başlıyor. Pozdnişev’in sergüzeştinde dünyanın en eski meselelerinden birine, kadın—erkek ilişkilerinin doğasına uzanıyoruz. Pozdnişev herkes gibi bir adamdır. Büyürken kadınlara ilgi duyması, hatta enikonu çapkın olması özendirilmiştir. Sonra evlenme çağı gelmiş; güzel bulduğu, sevdiğini düşündüğü bir kızla evlenmiştir. Ama evliliği heyecanı çabuk sönmüştür. Kavgalar başlamış, bu kavga gürültüye rağmen evlilik sürmüş, çocukları olmuştur. Pozdnişev bunun kendine özgü bir yazgı olmadığını, tüm dünyanın bu evlilik yalanı üzerine inşa edildiğini düşünür. Erkekler çapkınlık için özendirilir, kadınlar kendini erkeklere beğendirmek üzere yetiştirilirler. Evlenirler ve mutsuz olurlar. Fakat bu mutsuzluğu herkesten, bazen kendilerinden bile saklarlar. Çünkü insan üremeli, insan soyu devam etmelidir. Bu nedenle erkeklere cinselliğin bir ihtiyaç olduğu öğretilir. Bu arada bu ihtiyaç için kadın bedeninin feda edildiği göz ardı edilir. Öte yandan kadınların tek amacı kendini beğendirmek ve bir erkek tarafından seçilmektir. Bir erkeğin karşısında yalancı durumuna düşmek mi istersin, yoksa onun karşısına eski ve kötü bir kıyafetle mi çıkmak istersin diye sorulsa kadınlara yalancılığı seçeceklerdir Pozdnişev’e göre, zira beğenilmek hayatlarının amacıdır. Pozdnişev giderek karısının kendisini aldattığına inanmaya başlar.
Kadın—erkek ilişkilerinin doğası insanlığın kafasını bin yıllardır karıştırıyor ve bin yıllarca da karıştırmaya devam edecek. Zira mesele iki cinsin doğal ilişkisinin ötesinde aşk tarafıyla duygusal ve kutsal addedilen bir yöne ve bu doğal ilişkinin toplumsal olarak ifade edilmesiyle sosyolojik bir boyuta da sahiptir. İki cins ilişkisine doğal cinsel ihtiyaçlarını gidermenin ötesinde bir anlam yükler ve bu yüklenen anlamlar yeni ve çok derin çatışma alanları doğurur. Evlilik, sadakat, ihanet, ayrılık, çocuklar gibi meseleler her insanı kuşatan derin mevzulardır. Pozdnişev’in dilinden bu ilişkileri eleştiren Tolstoy kitabın sonuna kendi görüşlerini aktaran bir bölüm eklemiştir. Bu açıklamada Tolstoy’un bakış açısının cinsiyet eşitliğini değil, tutuculuğu yansıttığını görürürüz. Tolstoy bu romanı yazdığında 60 yaşındadır ve 27 senelik evlidir. Bu evliliğinden on üç çocuğu olmuştur.
Bir iki kelime de romana adını veren Kreutzer Sonat için edelim. Kreuzer Sonat, Beethoven’ın bestesidir. Beethoven sonatı önce George Bridtower’a adar, ancak iki sanatçı Beethoven’ın aşık olduğu kadın için tartışınca Beethoven bu keman sonatını Fransız kemancı Kreutzer’e adar. Kreutzer bu parçayı hiç çalmaz. Beethoven’ın aşık olduğu kadınsa başkasıyla evlenir.
İyi okumalar!
- Kreutzer Sonat — Tolstoy
- Türkiye İş Bankası Yayınları – Roman
- Çeviri: Ayşe Hacıhasanoğlu
- 125 sayfa