Bu kitaba ilk başladığımda, hayatın içinde ortaya çıkan her duyguyu derinlemesine incelemenin ve gerçek sebeplerini ortaya koymanın gerekliliğini düşünmeye başladım.
Toplumun içinde yaşadığı ruhsal ve duygusal travmaların haritasını çıkaran bu kitap da, kadın ve erkek ilişkilerine her yönden bakmayı sağlayan Haruki Murakami -bu duygular içinde mi yazdı bilinmez- hikâyelerinde kontrolü (!) kaybeden, ilgi, macera arayışında olan ve merak duyan insanın başından geçenlere öykülerinde yer veriyor.
Ayrıca sevmeyi arzulayan ve bir yandan da sevgiden kaçmak için çabalayan, kendi içinde bölünmüş bir erkek profilini de çiziyor.
Gerçeklerden kaçmanın değil yüzleşmenin zamanının geldiği bu noktada, Haruki Murakami’nin hikâyelerinin altında yatan duyguların ve yaşananların, herhangi bir millete ve topluma özgü olmadığından ortak bir hafızayı taşıdığını düşünüyorum.
Kitaptaki hikâyelerde yaşanan ilişkilerin, konusu gereği ve anlatım tarzında yer alan cinsel içerikli ifadeler, kültürümüze paralel bir yaşam şeklini yansıtmadığı da aşikâr.
Bu kitap, insanın okyanus derinliğindeki kalbinde zaman zaman yaşamış olduğu ilişkilerle, sevgi, aşk gibi yola çıkan büyük bir geminin nasıl olup da battığını sade, basit ve anlaşılır bir dille ortaya koymuştur.
- Haruki Murakami – Kadınsız Erkekler
- Doğan Kitap – Öykü
- 219 Sayfa
- Çeviri: Ali Volkan Erdemir