Her ay yaptığımız gibi, 2019’un ilk ayında da yeni çıkan kitaplardan derlediğimiz bir liste oluşturduk.
Bu “farklı” listemizi hazırlarken, kitapları seçmekte “çok” zorlandığımız belirtmek isteriz.
16 kitaptan oluşan listemizi sizlere sunuyoruz.
1. Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
Yalnız orada, kürk mantolu bir kadın portresinin önünde, mıhlanmış gibi durduğumu hatırlıyorum. Resimleri seyredip geçenler, vücutlarıyla beni sağa sola itiyorlar fakat ben olduğum yerden ayrılamıyordum. Bu portrede ne vardı?… Bunu izah edemeyeceğimi biliyorum; yalnız, o zamana kadar hiçbir kadında görmediğim garip, biraz vahşi, biraz mağrur ve çok kuvvetli bir ifade vardı. Bu çehreyi veya benzerini hiçbir yerde, hiçbir zaman görmediğimi ilk andan itibaren bilmeme rağmen, onunla aramızda bir tanışıklık varmış gibi bir hisse kapıldım.
Şarkılara, türkülere dökülen şiirleri, çığır açan hikayeciliği, her biri başyapıt niteliğindeki romanlarıyla edebiyatımızın en önemli isimlerinden olan Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna romanında sıradan, kendi hâlinde küçük bir memurun hayatına odaklanır. 1. Dünya Savaşı’nın hemen ertesinde, aile mesleğiyle ilgili eğitim görmesi için Berlin’e gönderilen genç Raif Efendi, kültürüne yabancı olduğu bu kentin kaotik ortamına uyum sağlayamaz. Sessiz, içine kapanık Raif’i, sığındığı kitaplar ve düşler dünyasından Yahudi asıllı bir ressam kızla yaşadığı tutkulu aşk çıkaracaktır. Biri Batı’dan öteki Doğu’dan gelen iki yaşam kaçağının, iki düş insanının mutluluğu uzun sürmez. Hikâye klasik tragedya sahnesinin olağan akışı çerçevesinde gelişecek, kendini durağan zamanın hüküm sürdüğü bunaltıcı gündelik hayat atmosferinde yapayalnız bir figür olarak bulan kahramanı kaçınılmaz yazgısına doğru sürükleyecektir.
Kürk Mantolu Madonna, roman kişiliklerine getirdiği çarpıcı ve derinlikli psikolojik çizimlerle çağdaşı anlatılar içinde benzeri bulunmayan hüzünlü bir aşk hikâyesi, okuru kuvvetli bir sahicilik duygusuyla saran çağdaş bir tragedya…
2. Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
Sabahattin Ali’nin romanları uzun birer hikâye gibidir. Hikâyeleri ile romanlarında aynı kurgu, aynı anlatım ve aynı üslûp egemendir. Aralarındaki fark; birinin kısa, diğerinin daha uzun ve detaylı oluşudur. Olayların geçtiği yerler, kahraman tipleri, yazarın bunlara yaklaşımı, doğrudan veya dolaylı içerdiği mesajlar hep aynıdır. Romanlarında anlattığı küçük insanların küçük, ama gerçekçi dünyaları, hayal ve umutları, tutkuları, aşkları, yalnızlıkları, çaresizlikleri, kendine özgü gururları, karşılaştığı zorluklar, yaşadığı çelişkiler, uğradığı haksızlıklar ve bunlara tepkileri vs. onun anlatımıyla bir toplum fotoğrafına dönüşür. İyi ve sağlam bir gözlemcidir. Çelişkiler ve karşıtlıklar üzerinden toplumsal düzeni eleştirir. Meselesi ve mücadelesi olan bir yazardır o. Bu yüzden toplumun bütün kesimleri tarafından her zaman sevilerek okunur.
Yayınevimiz, Sabahattin Ali’nin bütün eserlerini yeniden yayımlarken onun düzenlemesini ve eserlerinin sağlığında yapılan ilk baskılarını esas aldı ve onları, hatırasına saygı göstererek çarpıtmadan basmayı kendine ilke edindi.
3. Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
Bazı tutkular bir ömre mal olur ki yine de pişmanlık duyulmaz…
Sabahattin Ali’nin ölümsüz eseri KÜRK MANTOLU MADONNA Türk edebiyatının üzerinde en çok konuşulan yapıtlarındandır.
Karşı konulamaz bir tutkunun rüzgârına kapılarak kaderinin yönünü değiştiren genç Raif’in yaşadığı ve yaşayamadığı her şeyi lirik bir kurguyla kaleme alan Sabahattin Ali, okuru yalnızca aşkla ve tutkuyla değil, yaşamla ve örtülü kimliklerle de yüzleştiriyor.
Berlin’de bir sergide gördüğü portrenin tesirinde kalarak kendini sonsuz bir aşk ve anlam arayışının içinde bulan Raif Efendi’nin portredeki kadınla karşılaşması bile ondaki tarifsiz ve tutku dolu arayışı sona erdirmez.
4. Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
“Sabahattin Ali bir yanıyla tutkunun romanını yazarken, öte yanıyla da hayal kırıklığının bireyin dünyasındaki derin izlerini yansıtır. Bu tutkulu sevmeye bir türlü inanamayan Maria, kendinde eksik olanı da görür.
Romancı, burada adeta Doğu-Batı yüzleşmesini yaşatır kahramanlarına. İmkânsızı buluştururken, koşulların gücüne yenilen roman kişilerinin trajik sürüklenişine okuru tanık eder.”
-Feridun Andaç
“Aşk, Sabahattin Ali’nin biçemiyle benzersiz bir öykülenmeyle karşımıza çıkar. Toplumsal sorunları ve insanı ruhsal derinliği içinde yazmaya özen göstermesinin yanı sıra aşk, onun vazgeçilmez temasıdır; çünkü aşktan vazgeçilemez. Yapıtlarındaki aşklar kırık yürekler bırakır arkalarında; yaşamda da öyle değil mi?”
-Atilla Birkiye
5. Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
İnsanlar birbirlerini ne kadar iyi anlıyorlardı… Bir de ben bu hâlimle kalkıp başka bir insanın kafasının içini tahlil etmek, onun düz veya karışık ruhunu görmek istiyordum. Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir! Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?
Türkçede yazılmış en güzel aşk romanlarının başında, hatta ilk sırasında gelir Kürk Mantolu Madonna. Sabahattin Ali’nin sıcak, samimi ve duru diliyle ustaca kurguladığı Kürk Mantolu Madonna, antikahraman romanından izler de taşır.
Sabahattin Ali’nin, Raif Efendi ile Maria Puder arasındaki tutkulu ve bir o kadar da sancılı aşkı anlattığı bu ölümsüz roman, hiç şüphe yok ki Türk edebiyatının en değerli eserlerinden biri.
6. Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
Kürk Mantolu Madonna, edebiyatımızda düşle gerçeğin kesiştiği noktalarıyla aşkın yüceliğinin, sevginin birleştiriciliğiyle vazgeçilmezliğinin romanıdır. Yaşama sevincinin sürekliliğine, yalnızlık karşısında birlikteliğe yakılmış bir türküdür. Gerçekliği bundandır.
Adnan Özyalçıner
“Dün başımdan garip bir hadise geçti ve bana on sene evvelki başka birtakım hadiseleri yeniden yaşattı. Unutup gittiğimi zannettiğim bu hatıraların, bundan sonra beni hiç bırakmayacaklarını biliyorum… Hangi hain tesadüf dün onları yolumun üstüne çıkardı ve beni, senelerden beri dalmış olduğum derin uykudan, artık yavaş yavaş alıştığım hissiz uyuşukluktan ayırdı. Deli olacağım, yahut öleceğim dersem yalan öylemiş olurum. İnsan tahammül edemeyeceğini zannettiği şeylere pek çabuk alışıyor ve katlanıyor. Ben de yaşayacağım… Ama nasıl yaşayacağım…”
7. Kürk Mantolu Madonna –
“Kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin, her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor. Yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatır. Bunun sebebi herhalde, ‘bu böyle olmayabilirdi’ düşüncesi…
Yoksa insan mukadder telakki ettiği şeyleri kubule her zaman hazırdır.”
8. Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
“Bu eser muharririn şimdiye kadar roman sahasında bastırmış olduğu iki eserini gölgede bırakan bir kuvvet ve mükemmellik taşımaktadır. Sıkılgan, kendi içine kapanmış, pısırık denebilecek bir adamın hayat macerasını anlatan bu eserde, müellif şaşılacak bir psikoloji kuvveti göstermiş ve bize, unutulmayacak bir insan portresi çizmiştir.”
-Varlık, 1943
“Gayyur ve olgun romancı Sabahattin Ali’nin en son çıkan bu romanı, daha çok muharririn karakter tahlilindeki hünerinin güzel bir örneğidir. Kürk Mantolu Madonna, mevzuunun aleladeliğinde harikulade bir insan kafasının didiklenişi, kapanık duygulu, çekingen bir tipin karanlık fikir âleminin aydınlanışıdır.”
-Yürüyüş, 1943
“Bir zamanlar unutulmuş olan neredeyse 75 yıl önce yazılmış bir Türk romanı Kürk Mantolu Madonna, bugünlerde Nobel ödüllü Orhan Pamuk’tan bile çok satar bir roman oldu.”
-New York Times, 2017
“Ali’nin kitabı sadece 1943 yılında yazıldığı kendi ülkesinde geniş bir popülerlik kazanmış olmasıyla değil, 80 milyondan az nüfuslu bir ülkede üç yılda 1 milyondan fazla kopya satmış büyük ve beklenmedik bir olaydır.”
-Washington Post, 2017
9. Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
Türk edebiyatının en güzel, en hüzünlü aşk romanlarının başında gelir Kürk Mantolu Madonna.
Gerçek aşkı arayan iki insanın, Raif Efendi ile Maria Puder’in tutku dolu hikâyesidir.
Sabahattin Ali bu romanda, mutsuzlukla kaplı yalnızlığında ve acılı geçmişinde yaşayan silik, yılgın, yenilmiş bir taşra memuru olan Raif Efendi ile güçlü bir kadın görünümü çizen Maria Puder’in kişiliklerinde, edebiyatımızın en başarılı psikolojik anlatılarından birini de ortaya koyar.
Kürk Mantolu Madonna, dilinin sadeliği, roman karakterlerinin duygu ve düşünce dünyalarının betimlenmesinde ve insan çözümlemelerindeki derinliğiyle edebiyatımızın başyapıtlarından biridir.
“Türkiye orta sınıflarının, köylüsünün, fukarasının hayatını bizde anlatan ilk yazar Sabahattin Ali değildir. Fakat bunu büyük bir ustalıkla ve inkılapçı, halkçı, gerçekçi bir görüşle yapan ilk hikâyecimiz, ilk romancımız odur.”
– Nâzım Hikmet –
10. Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
Bu harikulade güzel rüya ne kadar çok devam ederse o kadar iyiydi. Onu kesmeye, yarım bırakmaya, hakikat pahasına da olsa uyanmaya hakkım yoktu.”
Sabahattin Ali, başyapıtı Kürk Mantolu Madonna’da, geçmişin günlüklerinden dirilerek günümüze uzanan ölümsüz bir aşk öyküsü anlatır. Kendini bu hayatta yalnız kabul eden bir adamın sergide gördüğü bir portreyle başlayan aşkı, tutkulu bir arayışa dönüşerek hayatında silinmez bir iz bırakacaktır.
11. Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
Trenin hareket saati gelmişti. Bir memur vagon kapısını örtüyordu. Maria Puder, merdiven basamağına atladı, sonra bana eğilerek yavaş bir sesle, fakat tane tane “Şimdi ben gidiyorum, fakat ne zaman çağırırsan gelirim…” dedi. Evvela ne demek istediğini anlamadım. O da bir an durdu ve ilave etti: “Nereye çağırırsan gelirim.”
12. Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
Sabahattin Ali 25 Şubat 1907’de Gümülcine’de doğdu. Almanya’ya gönderildi, orada Almanca öğrendi ve sonrasında yurda döndüktan sonra bu dilden çeviriler yaptı, Aydın, Konya ve Ankara ortaokullarında Almanca öğretmenliği, Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğü’nde memurluk ve Devlet Konservatuvarı’nda dramaturgluk yaptı. İstanbul’da Markopaşa adlı mizah gazetesini çıkardı, çeşitli soruşturmalara uğradı ve 1948’de bir yazısı yüzünden tutuklandı, üç ay kadar hapis yattı. Sürekli olarak izlendiği ve baskılara maruz kaldığı için yurtdışına kaçmak istedi, bir kamyonla kaçarken 2 Nisan 1948’de Kırklareli’nde öldürüldü. Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde geçen Kuyucaklı Yusuf (1937), İçimizdeki Şeytan (1940) ve şu anda okumakta olduğunuz Kürk Mantolu Madonna (1943) gibi romanları ve yazdığı öyküler alanında özgün edebi ürünler olarak Türk edebiyatında yerini almıştır.
13. Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
1941 ‘de yazılmasına rağmen bugün bile insanı sarsar, silkeler sonra da hayalleriyle bir başına yerine bırakır. Romanı okuduktan sonra insan kendine şu soruyu sorarken bulur: ‘İnsana dair yazılmamış ne kalmış olabilir ki.’ Bir devrin, bir yüzyılın ve insanın romanıdır.
Üst üste defalarca okunan ve her okunuşun da eksik kalan hazinelerin keşfedildiği bir romandır “Kürk Mantolu Madonna.” Edebiyat tarihimize bakıldığında insana ve aşka dair yazılmış en nadide eserlerimizdendir. Aşk temasının büyük bir incelikle işlendiği, insanlara ancak gerçek aşkın gölgesiyle yetindiğini fark ettiren bir yapıtıdır. Sabahattin Ali romanında bizlere gerçek aşkın şifrelerini vermiştir ve bunu büyük bir incelik, zarafet ve naiflikle yapmıştır.
“İçinde sevmek kabiliyeti olan bir insan hiç bir zaman bu sevgisi bir kişiye dayandırılamaz ve kimseden de böyle yapması beklenemez. Ne kadar çok insanı seversek asıl sevdiğimiz bir tek kişiyi daha kuvvetli severiz; aşk dağıldıkça azalan bir şey değildir.”
14. Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
İçine kapanıklığı, melonkolik halleri ve yaşadığı dış dünyaya her ne olursa olsun uyum sağlıyabilmiş olması ile Raif Efendi, bizlere sınırların denendiği,sevmenin sınırının olmadığı,sınırlardan korkmamamızı öğretmektedir.
Sabahattin Ali, romanın ana fikrini; ”Dünyanın en basit,en zavallı,hatta en ahmak adamı bile,insanı hayratten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir! Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?” sözleriyle açıklamıştır.
Kürk Mantolu Madonna; defelarca okunabilen, her okunuşta yeni dokunuşlar bulabilen, Türk edebiyat tarihinin en güzide, en naif ve en sarsıcı eserlerinden biridir.
15. Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
1940 yılında tefrika halinde yayımlanmaya başlayan Kürk Mantolu Madonna, edebiyatımızın önemli isimlerinden Sabahattin Ali’nin bugün bu denli tanınmasında büyük rol oynayan bir başyapıt. 20. yüzyılın en hisli aşk hikâyelerinden olan eserde, Maria Puder ve Raif Efendi’nin sarsıcı aşkı anlatılırken içinde bulunduğumuz zamandan uzaklaşarak bambaşka bir âleme geçiş yapıyoruz.
Babasının isteğiyle Almanya’ya giden Raif Efendi, buradaki bir sanat galerisinde hayranlıkla izlediği resmin yaratıcısı Maria Puder ile farklı bir dünya keşfedecek, yabancılıklarında yepyeni bir benlik inşa etme sürecine gireceklerdir. 2016 yılında Penguin’in Modern Klasikler bünyesine kattığı Kürk Mantolu Madonna, İngilizce dışında başka dillerde de yayımlanarak edebiyat dünyasındaki yerini giderek sağlamlaştırıyor.
16. Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
Sabahattin Ali’nin ölümsüz eseri Kürk Mantolu Madonna önce 1940-41 yıllarında gazete tefrikası olarak, daha sonra 1943 yılında kitap halinde yayımlanmıştı. Eserin tefrikaları ve ilk basımı karşılaştırılarak hazırlanan bu yeni basım, dönemin yaşantısına dair notlar ve metindeki eski sözcüklere dair açıklamalar içeriyor. Yeni, özgün, eserin ruhuna nüfuz eden bir okuma deneyimi sunuyor.
Ethem Onur Bilgiç’in tasarımıyla kitaptan bir sahneni kapağa taşındığı Kürk Mantolu Madonna, okurlarıyla buluşmayı bekliyor!
MERT FIRAT’IN SESİNDEN
SABAHATTİN ALİ ÖYKÜLERİ
Kültür sanat camiasının sevilen isimlerinden Mert Fırat, Epsilon Yayınevi’nin Sabahattin Ali edisyonlarını taçlandıran bir projeye imza atıp yazarın iki öyküsü ve bir şiirini seslendirdi. Sabahattin Ali’nin öykü ve şiirlerinin bilinirliğini artırmayı amaç edinen kayıtlar, edebiyatseverlerin ücretsiz erişebileceği bir armağan… Mert Fırat’ın sesiyle hayat bulan “Değirmen” ve “Sırça Köşk” adlı öyküler ile yazarın “Ses” öyküsünde yer alıp “Leylim Ley” adıyla bestelenmiş şiirine, kitapların arkasında yer alan QR kod aracılığıyla veya Epsilon Yayınevi’nin resmi Youtube kanalından erişilebilecek.