Gazeteci, yazar, insan hakları avukatı Eric Berkowitz’in yazdığı “Tehlikeli Fikirler” kitabı, “düşünen hayvan”ın, bunu “sesli” biçimde yaparak “birilerini” rahatsız etmesinden dolayı girdiği kendini susturma çabasının binlerce yıllık tarihini derin araştırmalar ve analizler sonucunda günümüze kadar getirerek gözler önüne seriyor.
“Başkalarını susturma dürtüsünün geçmişi, konuşma dürtüsü kadar gerilere uzanır çünkü konuşmanın –kelimelerin, imgelerin, bizzat söyleme tarzının- bir gücü vardır. Birçok insan dünyanın kelimelerle yaratıldığına ve yine kelimelerle yıkılabileceğine inanır. Konuşma, insanların aklını, kalbini etkiler, eylemlerine yön verir. Hatta birçok açıdan eylemin ta kendisidir. Fikir ayrılığı rahatsızlık yaratır, normları sarsanlar da bunu genelde sevimsiz yollarla yaparlar. İnançlarımızı sorgulamaya iten karşıt görüşlere ancak ciddi bir soğukkanlılık göstererek tahammül edebiliriz, nitekim çoğumuz muhalif sesleri bastırmaya eğilimliyizdir. Yönetici merciler söz konusu olduğunda ise statükoya meydan okuyan ifadelere tahammül göstermek için bir anlamda onları onaylamaktır ve bu da iktidarlarına temel oluşturan mitleri baltalar. Bu tür ifadeler cezasız bırakıldığında, arkasından yenileri gelebilir ve toplumsal istikrar tehlikeye girebilir. İfade özgürlüğünün el üstünde tutulduğu ülkelerde bile bizler, sansürden vazgeçmenin beraberinde, amme yararı karşılığında ödenecek makul bir bedel olarak, ihtilafı sineye çekme zorunluluğunu da getirdiğini sıkça unuturuz. Hoşgörü risklidir. İnsanları sindirmek ise mantıklıdır ve tarih boyunca düstur olarak benimsenmiştir.”
Bu alıntı Eric Berkowitz’in Minotor Kitap’tan Duygu Akın çevirisiyle çıkan “Tehlikeli Fikirler” kitabında yer alıyor. Southern California Üniversitesi’nde gazetecilik eğitimi alan Berkowitz, gazeteci ve yazarlığının yanında bir insan hakları avukatı. Makaleleri The Los Angeles Times, The Los Angeles Weekly, Associated Press gibi yerlerde yayımlanan Eric Berkowitz, “Tehlikeli Fikirler”de, “düşünen hayvan”ın, bunu “sesli” biçimde yaparak “birilerini” rahatsız etmesinden dolayı girdiği kendini susturma çabasının binlerce yıllık tarihini derin araştırmalar ve analizler sonucunda günümüze kadar getirerek gözler önüne seriyor.
“Tehlikeli Fikirler”i kronolojik bir sıralamayla kaleme aldığını söyleyebileceğimiz Eric Berkowitz, başta Antik Çağ’a uzanarak, sözle beraber yazıda da, yani kutsal kitaplarda yazanlarla birlikte yasakların “yürürlüğe” girdiğinden dem vurarak açılışını yapıyor ve sansürün, insanlığın yazı ve dille iletişime geçişinden itibaren dolaşıma sokulduğuna vurgu yapıyor. Burada “söz söylenenin” Tanrı çatısı altında birleştiğini belirten Berkowitz, filozoflardan dönemin ozanlarına, şairlerine kadar birçok düşünürün toplum tarafından “şirk koşmak”la eşdeğer tutulduğunu ifade ederek konuyu derinleştiriyor ve bir anlamda kitabın da altyapısını hazırlıyor. Buradan Orta Çağ’a atlayan yazar, kilisenin kurduğu baskıcı iktidarın ne denli ileriye gittiğini, neredeyse ağızdan çıkan her kelimenin yasakla eşdeğer sayıldığını kişilerin ağzından bizzat tarihlerle okura aktarıyor.
“Matbaazedelerden” “Biri Bizi Gözetliyor”a
Berkowitz’in “matbaazedeler” adını verdiği, ilk matbu kitapları yazan “ünlü” kurbanların Hıristiyanlığın mezhep kapışmaları arasında yakılarak öldürülmelerinin kitapta yeni bir sayfa açtığını söyleyebiliriz. Zira bu bölüme kadar gelinen yerlerde tepedekilerin “tehlikenin” henüz o kadar da farkında olmadığını anlıyoruz. Ancak materyalist olsun veya olmasın elden ele dolaşan kitapların “bazı şeylerden” bile “tehlikeli” olduğu anlaşılınca kilisenin tavrının çok daha sertleştiği bir gerçek. Fakat dönemin şartları düşünüldüğünde yapılacak pek de bir şey olmadığını anlıyoruz. Berkowitz’in anlattıklarından, bu çağ biterken eli kulağında olan devrimin kulaktan kulağa tüm Avrupa’ya yayılması da bu sefer başka bir taraftan sansürü beraberinde getirdiğini öğreniyoruz. Ortamın gerilimli atmosferi yetmiyormuş gibi özellikle İngiltere’de müstehcenliğin “örf ve âdet hukuku olarak” doğuşuna da bu bölümde tanık oluyoruz. 19. ve 20. yüzyılların çalkantılı döneminde ise sansürün ibresinin bu defa bambaşka yönlere kaydığını, günümüzün modern çağındaysa internet ve sosyal medyayla birlikte “Biri Bizi Gözetliyor”un devreye girdiğini yine Berkowitz’in sağlam araştırmaları, kaynakları ve kendi kattığı yorumlarla iyice netliğe kavuştuğunu ayan beyan görüyoruz.
“Tehlikeli Fikirler” her şeyden önce okuyana şu soruyu sorduruyor: “Neden?” Bunun cevabını Eric Berkowitz’in girişteki alıntısında yazmıştım ancak birisi, birileri, Tanrı, kilise, kral vs. adına ne derseniz deyin, onların sayesinde tarih, “İnsan, insana bunu yapar mı?” sorusundan ibaretse eğer; bunun sorulmasına vesile olan şey tıpkı “Tehlikeli Fikirler”de anlatıldığı gibi haybeden tedavüle girmiş yasaklar, sansürler, susturma çabalarıdır. Elimizde şu an ne var? Onu da söylemeye gerek yok sanırım…

- Tehlikeli Fikirler – Eric Berkowitz
- Minotor Kitap
- 432 sayfa
- Çeviri: Duygu Akın