Yazmak.
Düşüncelerin doğumu, aklımızdakilerin dünyaya fırlatılışı ya da bilinçdışımızdaki fikirlerin bir yol bulup kendini dışarı atması… Birçok yolla tanımlanabilir. Roman, senaryo, şiir, şarkı… Yazmak insanı insan yapan ilk buluştur. Yazmak isteyenler için teknik olarak yapılması gerekenler, kurallara dair çok kaynak var. Benim önereceğim kitaplar daha çok “Yazmaya nasıl başlanır, o masaya nasıl her gün oturulur ve ne yazılır?” sorularıyla ilgili olacak. Ben senaryo ve roman yazmaya ilk başladığım dönemlerde önce teknik detaylara odaklanmıştım. Fakat uzun süre kafamı kurcaladıktan sonra bu metinleri daha iyi yazmanın en iyi yolunun, her gün o masaya oturup yazmak olduğunu fark ettim.
Yaklaşık on yıl önce asistan olarak bir Çin televizyon kanalının Orhan Pamuk’la yaptığı röportajda çalışmıştım. Orada Orhan Pamuk’a günlük rutini sorulmuştu. Adadaki evinin büyük balkonunda üzeri kağıtlar, kitaplar, eskizler, kalemlerle dolu ada manzarasını gören eski bir masa vardı. O masayı göstererek “Her sabah 08:00’da o masaya oturur ve yazarım,” demişti. Peki ne yazıyorsunuz diye sorduklarında, “Bilmiyorum,” demişti. Yazarlıkla ilgili büyük bir sırrı keşfetmiştim. Sonra sevdiğim bütün sanatçıların günlük rutinleri çok ilgimi çekmeye başladı. İyi yazmanın lambadan bir yazar cinin çıkıp size yardım ettiği gibi bir şey olmadığını öğrenmem çok zaman almamıştı. Her şeyde olduğu gibi çalışmak, pratik yapmak gerekiyordu. Önemli olan soru
“Nasıl yazacağım?” değil “O masaya her gün nasıl oturacağım?” olmalıydı.
- Günlük Ritüeller – Mason Currey
(Kolektif Kitap, 2022, çev. Sevinç Kayır, Fulden Arısan)
Günlük rutinleri keşfetmemde en büyük rolü olan kişi Mason Currey. Derli toplu bir şekilde, merak edilebilecek bütün sanatçıların günlük rutinleri ile ilgili söyleşilerden, kitaplardan veya videolardan çıkarılan cümlelerle sırlar açığa çıkıyordu. Daily Routines sitesine her gün girip Hemingway’in, Susan Sontag’ın, Sheakespeare’in hatta benim yarım metreden dinlediğim Orhan Pamuk’un günlük rutinlerine ulaşabiliyordum. Hâlâ da buradan ulaşılabiliyor.
- Sanatçının Yolu – Julia Cameron
(Butik Yayıncılık, 2009, çev. Günseli Aksoy)
Öncelikle şunu söylemeliyim ki önerdiğim kitaplar beni etkileyen ve aydınlatan kitaplar oldu. Benim keşfettiğim yol buydu ama kendiniz başka eserler de bularak bunu yapabilirsiniz. Yola çıkmak yeterli. Size benim küçük patikamdaki çiçeklerden bahsedebilirim sadece. Öncelikle üretken olmak, ertelememekle ilgili bazı kitaplardan bahsetmeden geçemem. ‘’Sanatçının Yolu – Julia Cameron’’ kitabı benim için çok önemli bir dönüm noktasıdır. Her gün sabah sayfaları yazarak beyninizdeki işe yarayan-yaramayan bütün fikirleri kağıda aktarmanın önemini onunla öğrenmiştim. Ayrıca yazacak bir şeylerinin olması için ruhunu beslemek gerektiğini de…
- Babamın Bavulu – Orhan Pamuk
(İletişim Yayınları, 2007)
Yazmanın bir spor gibi pratik isteyen ve gelişilebilen bir alan olduğunu öğrendikten sonra çok heveslenmiştim. Çünkü bu sadece bir yetenek işi olsaydı -ki elbette biraz yatkınlık, arzu gerekiyor- başarısızlıklardan sonra bırakılması gerekirdi. Fakat Orhan Pamuk’un ‘’Babamın Bavulu’’ kitabında da söylediği gibi, toplamda 23 kitabı, aşağı yukarı 5000 sayfa yayınlanan metni var. Bir milyon sayfa da buruşturulup çöpe atılmış, kimsenin görmediği metin var. Bunları kimse görmedi ve belki de ona göre değerli değillerdi.
- İrade Eğitimi – Jules Payot
(Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2021, çev. Ali Berktay)
Masaya her gün oturmak zor gelebiliyor. Eski yöntemlerden bahsediyor olsa da ‘’İrade Eğitimi – Jules Payot’’ benim için önemli bir dönüm noktası olmuştu. 19. yüzyıl sonlarında yazılmış olsa da hala geçerli fikirler bulabildim. Henüz dijital dikkat dağıtıcılarının olmadığı bir çağda bile bir sorunmuş öz disiplin. Sanki öz disipline dair ilk edinilmesi gereken temel fikirleri ediniyormuşum gibiydi. Aynı şekilde ‘’Yaratma Savaşı – Steven Pressfield’’ içimizdeki yaratma süreçlerini engellemeye çalışan içgüdü canavarıyla nasıl baş edeceğim ile ilgili beni yönlendirdi.
“Qui amat non laborat’” De Imiratione Christi
(Seven için her şey kolaydır.)
- Bir Sanatçı Gibi Araklayın / Devam Edebilmek / İşinizi Gösterin – Austin Kleon
(Butik Yayıncılık)
Yazarken oto sansüre uğramadan yazabilmek çok önemli. Yazmak bir süre sonra bilinçdışının parmaklara hükmettiği bir aktiviteye dönüşmeli. Bilinç aradan çıkmalı. Çünkü hikayeler bilinçdışından gelir. Gerçek ilham perisi odur. En yaratıcı şeyleri orada depolarız. Kafamızdaki o olumsuz, eleştirel soru bulutlarını üfleyip yok edecek bir seriden bahsetmek istiyorum. Bunlar küçük, okunması çok kolay ve keyifli kitaplar.
“Onu kullanmazsan kendi sesini bulamazsın.” Austin Kleon
- Paralama Defteri / Nasıl Dünya Kaşifi Olunur? – Keri Smith
(Pegasus Yayınları, 2017, çev. Murat Padar)
Yazarken ruhumuzun yani bana göre bilinçdışının beslenmiş olması gerekiyor. Keri Smith’in interaktif kitapları biraz da bunu öğretiyor. ‘’Paralama Defteri’’, yaratıcılığın önündeki engelleri yıkmak için üretilmiş ilginç bir kitap ya da defter de denebilir. Haşır neşir olduğunuzda zihninizde başka bağlantılar oluştuğunu
fark edebilirsiniz. Keri Smith’in bir diğer kitabıysa ‘’Nasıl Dünya Kaşifi Olunur?’’ Çevredeki şeyleri keşfetmekle, ruhu daha çok besleyebilme becerisine yönelik bir kitap. Yine interaktif ve eğlenceli bir kitap diyebiliriz.
- Bir Kuştan Öbürüne: Hayat ve Yazmak Üzerine Tavsiyeler – Anne Lamott
(Hep Kitap, 2021, çev. Damla Göl)
Aklımızdaki sansürlerden kurtulup, beslenmiş bir ruhla yola çıkmaya hazırsak artık masaya oturduğumuzda her gün ne yazacağız? sorusunun cevabını verecek olan kitaplara geçebilirim. Yazarken beni başlarda en çok sıkıştıran mesele oturduğumda ne yazacağımdı. Önereceğim kitaplarda ve diğer yazarların günlük ritüellerinde de ortak noktalar fark
ettim. Yazarlıktan bahseden hiçbir yazar ne yazılması gerektiğine katı yaklaşmıyor aksine yeter ki şu masaya otur ve kalemini oynat şeklinde yaklaşıyor. Bu kitaplarda da onu fark edeceksiniz. Yalnızca önerdikleri çok değerli yöntemler farklılaşıyor. Anne Lamott’un ‘’Bir Kuştan Öbürüne’’ kitabı bu konuda başlangıç için rahatlatıcı olabilir. Bir ustanın size “Sana güveniyorum,” dediğinde hissedilen içsel inanca kavuşmanızı sağlıyor. Kitabın ismi de konusu da Anne Lamott’un yaşadığı bir anektoddan ileri geliyor. Son güne bırakılan bir biyoloji ödevinde bir sürü kuşla ilgili yazılar yazılması gerekiyor. Ertesi güne bu kadar yüklü
bir işin yetişmesi zorken Lamot gelip şu öneriyi sunuyor; önce bir kuşu yaz sonra diğerini, bir kuştan öbürüne… Küçük adımlarla, sabit hızda, sürekli ilerlemeye bir övgü.
- Yazın Sanatı ve Yaratıcı Yazarlık – Ray Bradbury
(6:45 Yayınları, 2017, çev. Deniz Kurt)
“Okuyucunun teninde rüzgar esmesini sağlayabiliyorsan, ona her hikayeyi anlatabilirsin.” / Ray Bradbury
Fikir bulmakla ilgili ustaca öğretebilen ve oldukça pratik bir kitap ‘’Yazın Sanatı ve Yaratıcı Yazarlık.’’ Ray Bradbury, bir fantastik bilim-kurgu yazarı. Aslında benim okumaktan da yazmaktan da pek keyif almadığım bir alan olmasına karşın Ray Bradbury’nin gündelik önerilerinin çok işe yaradığını söyleyebilirim. Her gün kullandığım “rastgele kelimeler yazmak” egzersizi fikir bulmama yardımcı oluyor. Başarılı bir yazar olarak kendi uyguladığı ve düşündüğü şeyleri açıkça anlatıyor.
- Yazar Olmak – Dorothea Brande
(Ötüken Neşriyat, 2019, çev. Mustafa Yıldırım)
“Ne yazarsan yaz, yeter ki yaz!’’ diyen bir başka yazar da Dorothea Brande. Hiçbir şey yoksa bile bir havuç vardır ve onunla ilgili bile yazabilirsin diyor. Gerçekten havuçla ilgili de yazmayı denedim ve çok eğlenmiştim. Tıkanma sorunuyla ilgili de tespitleri var.
*Bunlar dışında daha derin okumalar yapmak isteyenler için kitaplar:
- Hâlâ Yazıyorum – Dani Shapiro (Paloma Yayınevi, 2019, çev. Başak Güntekin)
- Yazmak Üzerine – Ernest Hemingway (Bilgi Yayınevi, 2019, çev. Elif Derviş)
- Niye Yazıyorum? – George Orwell (Konu Kitap, 2021, çev. Ertuğrul Pek)
- Writing Down the Bones – Natalie Goldberg (Shambhala, 2005)
- On Writing’s Block – Victoria Nelson (Houghton Mifflin Harcourt, 1993)
- What It Is? – Lynda Barry (Drawn and Quarterly, 2008)
*İçerikler: Aniko Villalba – Yazma Rutini / Domestika Lynda Barry Youtube Videoları, Natalie Goldberg Youtube Videoları.
*Film: ‘’Barton Fink.’’
Kapak Fotoğrafı: Louis Hansel